-
1 nikâh yüzüğü
Trauring m, Ehering m -
2 nişan yüzüğü
Verlobungsring m -
3 nişan
nişan Zeichen n, Merkmal n; Kennzeichen n; Zielscheibe f; Ziel n; Verlobung f; Orden m, Auszeichnung f;nişan almak zielen, anlegen (auf A), schießen; einen Orden bekommen;nişan atmak schießen, feuern;nişan bırakmak eine Spur hinterlassen;nişan halkası (oder yüzüğü) Verlobungsring m;-i nişan koymak sich D merken A; kennzeichnen A;nişan takmak den Verlobungsring anstecken; den Orden anlegen;-e nişan vermek jemandem einen Orden verleihen; (-den) einen Vorgeschmack geben von D;nişan yapmak sich verloben -
4 alyans
alyans s( nişan yüzüğü) Verlobungsring m
См. также в других словарях:
yüzüğü geriye çevirmek — evlenme sözünü geri almak, nişanı bozmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
nişan yüzüğü — is. Evlenecek olan çiftin nişanlandıklarıda taktıkları ve düğünden sonra da taşıdıkları halka biçiminde yüzük, nişan halkası, alyans … Çağatay Osmanlı Sözlük
şövalye yüzüğü — is. Kaşı kalın ve köşeli bir çeşit yüzük … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüzük — is., ğü 1) Parmağa geçirilen genellikle metal halka Kalın parmaklarımın her bir boğumuna ayrı bir taştan, ayrı bir büyüklükte yüzükler geçirmişti. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Yüzük oyunu Birleşik Sözler yüzük oyunu yüzük parmağı nişan yüzüğü şövalye… … Çağatay Osmanlı Sözlük
alyans — is., Fr. alliance Nişan yüzüğü … Çağatay Osmanlı Sözlük
lup — is., Fr. loupe Bir tür büyüteç Sol gözüne lupunu iliştirmiş, beyaz taş yüzüğü, bir türlü elinden bırakamıyordu. C. Uçuk … Çağatay Osmanlı Sözlük
nişan — is., Far. nişān 1) İşaret, iz, belirti, alamet 2) Nişanlanma sırasında yapılan tören Bizi nişana çağırdılar. 3) Evlenmek üzere birbirine söz verme, nişanlanma Nişanı bozmuşlar. 4) Kurşun, taş vb. ile vurulmak istenen hedef 5) Hedefi vurmak için… … Çağatay Osmanlı Sözlük
nişan halkası — is. Nişan yüzüğü … Çağatay Osmanlı Sözlük
nişanlanmak — nsz, le 1) Nişanlı duruma gelmek, adaklanmak 2) Evlenmeye söz verme belirtisi olarak nişan yüzüğü takmak Bu, bizim nişanlandığımız gündür. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
olmak — nsz, ur 1) Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak En şiddetli münakaşa, kumpanyanın ismi için oldu. S. F. Abasıyanık 2) Gerçekleşmek veya yapılmak 3) Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak Okumak, eczacı olmak bu sayılı inatlarından… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şövalye — is., tar., Fr. chevalier 1) Eski Roma da üç sınıftan ikincisinin üyesi olan yurttaş 2) Orta Çağ Avrupası nda özel eğitimle yetişmiş, belli ülküler taşıyan, soylu, atlı savaşçı Niğbolu muharebesine birçok Fransız asilleri ile şövalyeler ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük