-
1 أشم
أَشَمّ1. kerimAnlamı: elli açık2. âliAnlamı: yüce ve yüksek3. ulvîAnlamı: yüce4. cömertAnlamı: para ve malını esirgemeden veren, eli açık, selek.semih, verimli -
2 جليل
جَلِيل1. şanlıAnlamı: yüce, ulu, büyük2. ulvîAnlamı: yüce3. uluAnlamı: erdemleri bakımından çok büyük4. büyük -
3 عال
عالٍ1. eğitimliAnlamı: öğrenim görmüş, aydın2. âliAnlamı: yüce ve yüksek3. gelişkinAnlamı: gelişmiş olan, mütekamil4. kalkıkAnlamı: düzeyine göre yüksek olan5. yüksek6. yüceAnlamı: yüksek, büyük, ulu -
4 سام
eğitimli; toksigen; yüce; zehirli -
5 عال
âli; eğitimli; gelişkin; kalkık; yüce; yüksek -
6 أسمى
-
7 أعظم
أَعْظَمَ1. ululamakAnlamı: ulu tutmak2. iplemekAnlamı: saygı göstermek3. yüceltmekAnlamı: yüce duruma getirmek4. saymakAnlamı: saygı göstermek5. büyütmekAnlamı: büyük duruma getirmek6. büyültmekAnlamı: bir şeyi büyük duruma getirmek -
8 أغر
أَغَرّ1. adamAnlamı: iyi yetişmiş, değerli kimse2. kibarAnlamı: zengin, soylu, kökülü (kimse, aile)3. şerefliAnlamı: onurlu4. saygıdeğerAnlamı: sayın, muhterem5. saygınAnlamı: saygı gören, hatırlı, itibarlı6. hatırlıAnlamı: hatırı sayılan, saygın7. hürmetliAnlamı: hürmeti olan, saygılı, ihtiramlı8. haysiyetliAnlamı: değeri, saygınlığı olan, onurlu9. muhteremAnlamı: saygıdeğer, sayın10. mukaddesAnlamı: kutsal11. muazzamAnlamı: çok iri, koskoca12. âlicenapAnlamı: yüce gönüllü, cömert, onurlu kişı13. itibarlıAnlamı: saygın, değerli14. uluAnlamı: erdemleri bakımından çok büyük15. soyluAnlamı: asil olan kimse16. kerimAnlamı: soylu, asil -
9 أمجد
أَمْجَدَ1. ululamakAnlamı: ulu tutmak2. iplemekAnlamı: saygı göstermek3. yüceltmekAnlamı: yüce duruma getirmek4. saymakAnlamı: saygı göstermek5. büyütmekAnlamı: büyük duruma getirmek6. büyültmekAnlamı: bir şeyi büyük duruma getirmek -
10 الله
اللّهallahAnlamı: kâinatta var olan her şeyin yaratıcısı, koruyucusu olduğuna inanılan yüce ve üstün varlık, yaradan, tanrı, rab, mevlâ -
11 باذخ
باذِخ1. buyurganAnlamı: despot, diktatör2. âliAnlamı: yüce ve yüksek3. mağrurAnlamı: kurumlu gururlu4. azametliAnlamı: ulu, çok büyük, gururlu, görkemli5. kibirliAnlamı: kendini büyük gören -
12 باسق
باسِق1. kalkıkAnlamı: düzeyine göre yüksek olan2. âliAnlamı: yüce ve yüksek3. mağrurAnlamı: kurumlu gururlu4. uzun -
13 جل
Iجَلّ1. ulvîAnlamı: yüce2. büyükIIجُلّ1. ekseriyetAnlamı: çoğunluk, çokluk2. yasemin3. birçokAnlamı: oldukça çok, sayısı belirsiz4. birçoğuAnlamı: oldukça çok, sayısı belirsiz5. azamîAnlamı: en büyük, en yüksek, en çokجِلّ1. kartalozAnlamı: kartlaşmış, yaşı geçkin2. kocaAnlamı: yaşlı, ihtiyar3. geçkinAnlamı: ihtiyarlamaya yüz tutmuş, geçmiş4. kartAnlamı: gençliği ve körpeliği kalmamış5. kartaloşAnlamı: kartlaşmış, yaşı geçkin6. uluAnlamı: erdemleri bakımından çok büyük7. yaşlıAnlamı: yaşı ilerlemiş8. ihtiyarAnlamı: yaşlı kimse9. büyük -
14 حالق
حالِق1. kalkıkAnlamı: düzeyine göre yüksek olan2. âliAnlamı: yüce ve yüksek3. mağrurAnlamı: kurumlu gururlu -
15 سام
Iسامٍ1. eğitimliAnlamı: öğrenim görmüş, aydın2. yüceAnlamı: yüksek, büyük, uluIIسامّ1. toksigenAnlamı: zehir oluşturan2. zehirliAnlamı: zehiri olan -
16 سري
Iسِرِّيّ1. esrarlıAnlamı: ne olduğu anlaşılamayan, gizli2. içrekAnlamı: gizli3. esrarengizAnlamı: gizlerle, sırlarla örtülü4. gizemliAnlamı: gizem niteliğinde olanIIسَرِيّ1. adamAnlamı: iyi yetişmiş, değerli kimse2. kibarAnlamı: zengin, soylu, kökülü (kimse, aile)3. haysiyetliAnlamı: değeri, saygınlığı olan, onurlu4. gideğenAnlamı: göl ayağı5. âlicenapAnlamı: yüce gönüllü, cömert, onurlu kişı6. soyluAnlamı: asil olan kimse7. kerimAnlamı: soylu, asil8. azmakAnlamı: küçük su birikintisi, gölcük, bataklık9. dere -
17 سني
IسُنِّيّsünnîAnlamı: sünnet ehlinden olan kimseIIسَنِيّ1. ulvîAnlamı: yüce2. muazzamAnlamı: çok iri, koskoca -
18 شامخ
-
19 شاهق
شاهِق1. kalkıkAnlamı: düzeyine göre yüksek olan2. âliAnlamı: yüce ve yüksek3. mağrurAnlamı: kurumlu gururlu -
20 شريف
شَرِيف1. adamAnlamı: iyi yetişmiş, değerli kimse2. onurluAnlamı: onuru olan veya onurunu üstün tutan, şerefli3. kibarAnlamı: zengin, soylu, kökülü (kimse, aile)4. âlicenapAnlamı: yüce gönüllü, cömert, onurlu kişı5. soyluAnlamı: asil olan kimse6. kerimAnlamı: soylu, asil
- 1
- 2
См. также в других словарях:
yüce — sf. Yüksek, büyük, ulu, ulvi Yüce duygular, derin düşünceler ona göre değildir. S. Taşer … Çağatay Osmanlı Sözlük
YUCE — f. Damla, katre … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Merter Yüce — Personal information Full name … Wikipedia
Murat Yuce — was a Turkish engineer who worked for the Turkish company Bilintur on a U.S. army base in Iraq. He was kidnapped in Iraq in early August 2004 along with his colleague Aytullah Gezmen, during the U.S. occupation of Iraq. A video of Yuce s… … Wikipedia
Merter Yüce — Merter Yüce Spielerinformationen Geburtstag 18. Februar 1985 Geburtsort Bornova, Türkei Größe 172 cm Position Mittelfeld … Deutsch Wikipedia
alçak uçan yüce konar, yüce konan alçak uçar — alçak gönüllü olan toplum içinde saygı görür ve yücelir, kendisini herkesten üstün gören sevilmez ve toplum içinde iyi bir yer edinemez anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar — yenilmesi imkânsız gibi görünen zorlukların da üstesinden gelinir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
CEFCEF — Yüce, yüksek yer. * Katı yel … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DEMDEM — Yüce, yüksek yer … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DİVAN-I ÂLÎ — Yüce divân … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FARİ' — Yüce nesne … Yeni Lügat Türkçe Sözlük