-
41 umdurmak
-
42 umulmak
страд. от ummak -
43 ожидать
1) beklemekс нетерпе́нием ожида́ть чего-л. — sabırsızlıkla beklemek; iple çekmek
2) ummak, beklemekэ́того я от тебя́ не ожида́л — senden bunu ummazdım / beklemezdim
как и сле́довало ожида́ть — tahmin edildiği gibi
не дать ожида́емых результа́тов — umulan sonucu vermemek
3) в соч.нас ожида́л до́лгий путь — önümüzde uzun bir yol vardı
вас ожида́ют больши́е дела́ — (ileride) yapmanız gereken pek büyük / önemli işler var
его́ ожида́ли тру́дности — güçlüklerle karşılaşacaktı
-
44 ummamak
v. (neg. form of ummak) hope, expect, anticipate, have smth. in prospect, look for, look, trust, bargain for, promise oneself smth. -
45 ummaa
[T ummak, from OT *um]: to hopeA Concise Gagauz Dictionary with etymologies and Turkish, Azerbaijani and Turkmen cognates > ummaa
-
46 expect
v. beklemek, ummak, ümit etmek, sanmak* * *bekle* * *[ik'spekt]1) (to think of as likely to happen or come: I'm expecting a letter today; We expect her on tomorrow's train.) beklemek2) (to think or believe (that something will happen): He expects to be home tomorrow; I expect that he will go; `Will she go too?' `I expect so' / `I don't expect so' / `I expect not.') sanmak3) (to require: They expect high wages for their professional work; You are expected to tidy your own room.) istemek, gerekmek4) (to suppose or assume: I expect (that) you're tired.) düşünmek, sanmak•- expectant
- expectantly
- expectation -
47 look
interj. bakın————————n. bakış, bakma, nazar; görünüş; yüz ifadesi————————v. bakmak, görünmek; ummak, ümit etmek; göstermek* * *1. bak (v.) 2. görün 3. bakış (n.)* * *[luk] 1. verb1) (to turn the eyes in a certain direction so as to see, to find, to express etc: He looked out of the window; I've looked everywhere, but I can't find him; He looked at me (angrily).) bakmak2) (to seem: It looks as if it's going to rain; She looks sad.) görünmek3) (to face: The house looks west.) bakmak2. noun1) (the act of looking or seeing: Let me have a look!) bakış, bakma2) (a glance: a look of surprise.) bakış3) (appearance: The house had a look of neglect.) görünüş, görünüm•- - looking
- looks
- looker-on
- looking-glass
- lookout
- by the looks of
- by the look of
- look after
- look ahead
- look down one's nose at
- look down on
- look for
- look forward to
- look here!
- look in on
- look into
- look on
- look out
- look out!
- look over
- look through
- look up
- look up to -
48 look for
aramak, beklemek, bulmaya çalışmak, ummak* * *1. ara 2. bekle* * *(to search for: She lost her handbag and wasted ten minutes looking for it.) aramak -
49 reckon on
bel bağlamak, güvenmek* * *güven* * *(to depend on or expect: I was reckoning on meeting him tonight.) ummak, beklemek -
50 have smth. in prospect
v. ummak, beklemek, beklentisi olmak -
51 promise oneself smth
v. umuduna kapılmak, ummak -
52 have smth. in prospect
v. ummak, beklemek, beklentisi olmak -
53 promise oneself smth
v. umuduna kapılmak, ummak -
54 أمل
beklenti; bezdirmek; bıktırmak; dilek; emel; umutlanmak; ummak; umutlandırmak; usandırmak; ümit; ümitlendirmek -
55 تأمل
dilemek; düşün; düşünüş; kurgu; ölçünmek; spekülâsyon; tefekkür; ummak; ümitlenmek; zekâvet -
56 ترجى
dilemek; ummak; ümitlenmek -
57 رام
atıcı; dilemek; ejektör; nişancı; ummak; ümitlenmek -
58 رجا
dilemek; ummak; ümitlenmek -
59 hoffen
das Beste hoffen en iyisini ümit etmek;ich hoffe es umarım;ich hoffe nicht, ich will es nicht hoffen umarım olmaz -
60 Strohhalm
nach einem Strohhalm greifen, sich an einen Strohhalm klammern saman çöpünden medet ummak
См. также в других словарях:
ummak — I, 169 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ummak — nsz, ar 1) Bir şeyin olmasını istemek, beklemek Umarım ki siz de mayıs hakkındaki bu sevgimi benimle paylaşırsınız. B. Felek 2) Sanmak, tahmin etmek Tereyağı kokusu olmadığını kuvvetle umduğum bir yağ kokusu. S. F. Abasıyanık Atasözü, Deyim ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
imdat ummak — yardım beklemek Kıyafet züğürdü çıkmış kaymakamlar bile ikinci plana geçerler ve benden imdat umarlar. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
medet ummak (veya beklemek) — yardım beklemek Emin ol ki dağınık ve kasvetli bir cemiyet içinde aşktan bile medet ummayız. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
uçan kuştan medet ummak — çok sıkıntıda kalıp en ufak bir yardımın herhangi bir yerden gelmesini beklemek, sıkıntılı bir durumdan kurtulmak için her türlü çareye başvurmak O birkaç gün içinde uçan kuştan medet umdum. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
ölü gözünden yaş ummak — hiç olmayacak yerden, mümkün olmayan durumda yardım veya destek beklemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
umut etmek — ummak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ümit etmek — ummak, beklemek Geceyi oldukça rahat geçireceğinizi ümit ederim. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
Abdurahman — Abdurrahman Dereli Abdurrahman Dereli est un footballeur turc né le 15 février 1981 à Trabzon. Il évolue au poste de latéral à Sivasspor. Sivasspor Effectif professionnel actuel 1 Petkovic | 2 Saïdi | … Wikipédia en Français
Mehmet Yildiz — Mehmet Yıldız Mehmet Yıldız (né en 1981) est un footballeur turc évoluant à Sivasspor depuis 2005. Mehmet Yıldız Pas d image ? Cl … Wikipédia en Français
Musa Aydin — Musa Aydın Musa Aydın Pas d image ? Cliquez ici. Situation actuelle Club actuel Sivasspor … Wikipédia en Français