-
1 عوى
ulumak -
2 ulamaq
ulumak -
3 jaulen
ulumak -
4 ululate
ulumak -
5 ulamaq
ulumak -
6 взвыть
ulumak* * *сов.(birdenbire) ulumak; bir uluma koparmak -
7 выть
-
8 завывать
-
9 ουρλιάζω
ulumak, inlemek -
10 howl
ulumak, inlemek,uluma, inleme, inilti -
11 yowl
ulumak, ürümek; miyavlamak -
12 howl
n. uluma, uğultu, bağırma, feryat————————v. havlamak, ulumak, inlemek, uğuldamak, kahkaha atmak, bağırmak* * *1. ulu (v.) 2. uluma (n.)* * *1. verb1) (to make a long, loud cry: The wolves howled; He howled with pain; We howled with laughter.) ulumak, uğuldamak2) ((of wind) to make a similar sound: The wind howled through the trees.) ulur gibi ses çıkarmak, ulumak2. noun(such a cry: a howl of pain; howls of laughter.) uluma, inleme- howler -
13 heulen
heulen ['hɔılən]vi -
14 завыть
сов.ulumaya başlamak; ulumakзавы́ла сире́на — canavar düdüğü öttü
-
15 по-
...ca;... usulü,... işiпо-дру́жески — dostça
по-де́тски — çocukça
сва́дьба по-италья́нски — İtalyan usulü düğün
котле́ты по-ки́евски — Kiev işi köfte
говори́ть по-туре́цки — Türkçe konuşmak
поступи́ть по-ино́му — başka türlü davranmak
выть по-во́лчьи — kurt ulur gibi ulumak
-
16 bay
adj. doru, kızıl doru————————n. defne; körfez, koy; dikme (yapı), bölme; uluma, havlama; peron, revir (gemi)————————v. havlamak, ulumak* * *1. koy 2. ulu (v.) 3. körfez (n.)* * *[bei] I noun(a wide inward bend of a coastline: anchored in the bay; Botany Bay.) körfezII noun(a separate compartment, area or room etc (usually one of several) set aside for a special purpose: a bay in a library.) bölme, bölüm, kısımIII 1. adjective((of horses) reddish-brown in colour.) doru, kızıl2. noun((also bay tree) the laurel tree, the leaves of which are used for seasoning and in victory wreaths.) defne ağacı3. verb((especially of large dogs) to bark: The hounds bayed at the fox.) uzun uzun havlamak -
17 ululate
v. ulumak, feryat etmek* * *ulu -
18 woof
n. argaç, atkı (dokuma), dokuma, kumaş————————v. ulumak, havlamak* * *kumaş -
19 yowl
n. miyavlama, uluma————————v. miyavlamak, ulumak, ürümek* * *1. ulu (v.) 2. uluma (n.) -
20 heulen
heulen v/i <h> ulumak; fam abw (weinen) feryat etmek, ağlamak; AUTO gürültü/uğultu çıkarmak; Sirene çalmak;fam es ist zum Heulen kahredici bir durum
- 1
- 2
См. также в других словарях:
ulumak — nsz 1) Köpek, kurt, çakal vb. hayvanlar uzun, iniltili, ağlar gibi bir ses çıkarmak Geceleyin çakallar etrafta dolaşır, ulurlardı. S. F. Abasıyanık 2) İnsan iniltili ses çıkararak boğuk boğuk ağlamak Boğazında acı bir yumru, gözleri kupkuru,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ulımak — ulumak III, 255 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
pavkırmak — nsz, hlk. 1) Tilki veya çakal ulumak Tok bir çakal toprakta debelenmekte, arada ince ve bembeyaz dişleriyle aya doğru pavkırmaktaydı. O. Kemal 2) Ateş, alev alev yanmak 3) Alev, bir yere doğru yönelmek 4) Çok öfkelenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
uluma — is. Ulumak işi Çılgın gözlerini haddinden fazla açarak uzun uzun bir havlama, bir ulumadır tutturmuş. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
urlamak — bağırmak, ulumak I, 189bkz: or ılaşmak, orlaşmak, urılamak, urlaşmak, yurlamak urlaşmak bağrışmak, çağrışmak I, 239bkz:orılaşmak, orlaşmak, urılaşmak, urlamak, yurlamak urmak, vurmak, dövmek; koymak, yapmak; takmak, I, 12, 13. 20, 27, 93, 164,165 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini