-
1 toparlamak
toparlamak v/t (ein)packen; einsammeln; Zimmer aufräumen;kendini toparlamak sich fassen, sich beherrschen -
2 toparlamak
vt1) einsammeln, zusammentragen2) ( düşünce için) sammeln3) ( çeki düzen vermek) aufräumenodayı toparladı er hat das Zimmer aufgeräumt4) kendini \toparlamak sich aufraffen -
3 toparlamak
-i1) собира́ть что2) приводи́ть в поря́док ( свои мысли), обду́мывать3) прийти́ в себя́; опра́виться; успоко́иться4) наводи́ть поря́докodayı toparlamak — навести́ поря́док в ко́мнате
-
4 toparlamak
v. collect, put together, sum up, piece together, re collect, tidy up, tidy out, clean up, make up, compose, do out, pick up, rake together, rally--------toparlamak (konuşma)v. round off -
5 toparlamak
туплау -
6 toparlamak
собирать, приводить в порядокİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > toparlamak
-
7 toparlamak
dan ser hev--------edilandin--------kom kirin -
8 toparlamak
зэкIэугъоен/ зэщIэкъуэн -
9 toparlamak
أجملجملحشرلململم -
10 toparlamak
1. أجمل [أَجْمَلَ]Anlamı: bir araya getirmek2. جمل [جَمَلَ]Anlamı: bir araya getirmek3. حشر [حَشَرَ]Anlamı: bir araya getirmek4. لملم [لَمْلَمَ]Anlamı: bir araya getirmek5. لم [لَمَّ]Anlamı: bir araya getirmek -
11 toparlamak
"to collect together; to tidy (up), to clear (sth) up; to summarize" -
12 toparlamak
"/ı/ 1. to gather together, collect. 2. to summarize, put (what one has to say) in a nutshell. 3. to straighten up, tidy, pick up. 4. to smarten (oneself) up, tidy (oneself) up. 5. to collect (one´s thoughts, oneself); to pull (oneself) together; to get (oneself) together." -
13 derleyip toparlamak
-
14 kendini toparlamak
= kendini toplamak взять себя́ в ру́ки, собра́ться -
15 kafasını toparlamak
v. collect one's thoughts -
16 kendini toparlamak
n. take on a new lease of life -
17 odayı toparlamak
v. do a room -
18 derlemek
-i1) собира́ть; коллекциони́ровать; отбира́тьkelime derlemek — собира́ть слова́ (для словарей и т. п.)
2) составля́ть (сборник и т. п.), собира́ть (напр. стихотворения в один том и т. п.)••- derleyip toparlamak
- odayı derleyip toparladı
- fikirlerini derleyip toparladı -
19 derleyip toplamak
= derleyip toparlamak приводи́ть в поря́док тж. перен. -
20 kendi
1.kendin daha iyi bilirsin! — тебе́ видне́е!
bu işi kendin yapabilirsin — э́то ты мо́жешь сде́лать сам
kendi[si] — он сам
kendisine her şey anlatmalı — ну́жно всё объясни́ть ему́ самому́
kendine güveniyor — он наде́ется на [самого́] себя́
kendimiz — мы са́ми
kendimiz görmeliyiz — мы са́ми должны́ уви́деть
kendiniz — вы са́ми
kendiniz sebep oldunuz — вы са́ми ста́ли причи́ной
kendileri — они́ са́ми
2.kendiler evde yoklar mı? — что их сами́х нет до́ма?
свой, со́бственныйkendi evim — мой со́бственный дом
kendi işini kendisi yapsın — свою́ рабо́ту пусть он сам де́лает
••- kendini alamakkendi düşen ağlamaz — погов. упа́вший сам - не пла́чет
- kendini ateşe atmak
- kendini atmak
- kendini beğenmek
- kendini bırakmak
- kendini bilmek
- kendini bildim bileli
- kendini bir şey sanmak
- kendini bir yerde bulmak
- kendini bulmak
- kendini dar atmak
- kendi derdine düşmek
- kendini dinlemek
- kendini derhem derhem satmak
- kendinden geçmek
- kendine gelmek
- kendi göbeğini kendi kesmek
- kendi havasında gitmek
- kendi havasında olmak
- kendini kapıp koyvermek
- kendini kaptırmak
- kendini kaybetmek
- kendi kendine
- kendi kendine konuşmak
- kendi kendine yanma
- niçin böyle kendi kendine yürüyorsun?
- kendi kendini yemek
- kendi kuyusunu kendi kazamak
- kendini naza çekmek
- kendinde olmamak
- kendi payıma
- kendi payıma ben bu işi doğru bulmuyorum
- kendini sıkmak
- kendini tartmak
- kendini toparlamak
- kendini toplamak
- kendini tutmak
- kendini vermek
- kendi yağıyla kavrulmak
- kendine yedirememek
- kendine yontmak
- 1
- 2
См. также в других словарях:
toparlamak — i 1) Bir araya getirmek, toplu bir duruma sokmak Sonra müsveddeleri toparlayıp yatmaya gitti. H. Taner 2) Neler üzerinde durulacağını hatırlayıp bir araya getirmeye çalışmak Düşünüyorum efendim, dedim. Yazacaklarımı toparlıyorum. H. Taner 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
derleyip toplamak (veya toparlamak) — dağınık olan şeyleri bir araya getirip düzenlemek, düzene sokmak Söylediklerini derleyip toparlamak, bir sonuca varmak işi okuyucusuna düşüyor. N. Cumalı Selim çekinerek girdi. Filiz dikişini derleyip topladı, yer gösterdi. O. Rifat … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendini toparlamak (veya toplamak) — 1) herhangi bir konuda eskiden kötü olan durumunu düzeltmek Bir zamanlar benim de onların arasında bulunduğumu söyleyecek gibi oluyor fakat hemen kendimi toparlıyordum. Ö. Seyfettin 2) bir konuda dikkatini yoğunlaştırmak Tanıdığı hastanelerden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
topurlamak — toparlamak, yuvarlamak, yumağ etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dertop — sf. Getirilmek, büzülmek anlamındaki dertop edilmek ve bir araya getirmek, toparlamak anlamındaki dertop etmek birleşik fiillerinde geçer İskemlenin üzerine dertop edilerek atılmış duran pantolonunu ayağına geçirdi. E. E. Talu … Çağatay Osmanlı Sözlük
haber merkezi — is. Bir yayın organının haberleri derleyip toparlamak ve değerlendirmekle sorumlu ve yükümlü haber birimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
toparlama — is. Toparlamak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafası yerine gelmek — kendini toparlamak, kendine gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yedmek — bohça veya heybeyi toparlamak, uçlar ını birleştirmek III, 434bkz: yedi şmek, yedilmek, yidmek yeğ, üst, üstün, daha lyl, lyl, hayırlı I, 59, 337, 384; II I, 43, 133, 144, 160 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yidmek — bohça veya heybeyi toparlamak, uçlar ını birleştirmek III,443bkz: yedişmek, yedilmek, yedmek iğ, I, 48, 85bkz: ig, ik, yik gemin damağa gelen parçası III, 144 çiğ, pişmemiş. I, 338; III, 144bkz: yik … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini