-
1 her
[hə:] prn pers նրա, նրան (իգ). with her նրա հետ. Give her Տվեք նրան. խսկց. նա (իգ). It is her Նա է. Let her try Թող նա փորձի. prn poss նրա, իր. It is her book Դա նրա գիրքն է. She closed the door after her Նա դուռն իր հե տևից փակեց -
2 EASE HER!
-
3 ON HER BEAM END
سفينة مائلة جانبياً بدرجة كبيرة -
4 BACK HER
-
5 heresy
[΄herəsi] n հերետիկոսություն -
6 heretic
[΄herətik] n հերետիկոս -
7 heroine
[΄herəuin] n հերոսուհի -
8 heroism
[΄herəuiz(ə)m] n հերոսություն -
9 heron
[΄herən] n ձկնկուլ -
10 arkadaş
1. آلف [آلِف]2. إلف [إِلْف]3. خدن [خِدْن]4. خلص [خِلْص]5. خل [خِلّ]6. خليط [خَلِيط]7. خليل [خَلِيل]8. رصيف [رَصِيف]9. رفيق [رَفِيق]10. زميل [زَمِيل]11. صاحب [صاحِب]12. صديق [صَدِيق]13. عشير [عَشِير]14. قرين [قَرِين]15. مرافق [مُرَافِق]16. مزامل [مُزَامِل]17. مصاحب [مُصَاحِب]18. معاشر [مُعَاشِر]19. ملازم [مُلَازِم]20. منادم [مُنَادِم]21. نديم [نَدِيم]22. وفيق [وَفِيق]23. وليف [وَلِيف]24. ولي [وَلِيّ] -
11 kapkara
1. أحم [أَحَمّ]Anlamı: her yanı kara veya simsiyah2. أدهم [أَدْهَم]Anlamı: her yanı kara veya simsiyah3. أسحم [أَسْحَم]Anlamı: her yanı kara veya simsiyah4. أسخم [أَسْخَم]Anlamı: her yanı kara veya simsiyah5. أقتم [أَقْتَم]Anlamı: her yanı kara veya simsiyah6. بهيم [بَهِيم]Anlamı: her yanı kara veya simsiyah7. حاتم [حاتِم]Anlamı: her yanı kara veya simsiyah8. حالك [حالِك]Anlamı: her yanı kara veya simsiyah9. حلك [حَلك]Anlamı: her yanı kara veya simsiyah10. داج [داجٍ]Anlamı: her yanı kara veya simsiyah11. دامج [دامِج]Anlamı: her yanı kara veya simsiyah12. دامس [دامِس]Anlamı: her yanı kara veya simsiyah13. دجي [دَجِيّ]Anlamı: her yanı kara veya simsiyah14. دغيشة [دَغِيشَة]Anlamı: her yanı kara veya simsiyah15. ظلماء [ظَلْماء]Anlamı: her yanı kara veya simsiyah16. فحمي [فَحْمِيّ]Anlamı: her yanı kara veya simsiyah17. قاتم [قاتِم]Anlamı: her yanı kara veya simsiyah18. مدلهم [مُدْلَهِمّ]Anlamı: her yanı kara veya simsiyah19. مظلم [مُظْلِم]Anlamı: her yanı kara veya simsiyah20. معتم [مُعْتِم]Anlamı: her yanı kara veya simsiyah21. مكفهر [مُكْفَهِرّ]Anlamı: her yanı kara veya simsiyah -
12 bağdaşık
1. شبه [شَبَه]Anlamı: her yeri aynı özelliği gösteren, homojen2. شبه [شِبْه]Anlamı: her yeri aynı özelliği gösteren, homojen3. ضرع [ضِرْع]Anlamı: her yeri aynı özelliği gösteren, homojen4. طبق [طِبْق]Anlamı: her yeri aynı özelliği gösteren, homojen5. عديل [عَدِيل]Anlamı: her yeri aynı özelliği gösteren, homojen6. متجانس [مُتَجَانِس]Anlamı: her yeri aynı özelliği gösteren, homojen7. متشابه [مُتَشَابِه]Anlamı: her yeri aynı özelliği gösteren, homojen8. متشاكل [مُتَشَاكِل]Anlamı: her yeri aynı özelliği gösteren, homojen9. متطابق [مُتَطَابِق]Anlamı: her yeri aynı özelliği gösteren, homojen10. متماثل [مُتَمَاثِل]Anlamı: her yeri aynı özelliği gösteren, homojen11. متناظر [مُتَنَاظِر]Anlamı: her yeri aynı özelliği gösteren, homojen12. مثال [مِثَال]Anlamı: her yeri aynı özelliği gösteren, homojen13. مثيل [مَثِيل]Anlamı: her yeri aynı özelliği gösteren, homojen14. مجانس [مُجَانِس]Anlamı: her yeri aynı özelliği gösteren, homojen15. مشابه [مُشَابِه]Anlamı: her yeri aynı özelliği gösteren, homojen16. مضارع [مُضَارِع]Anlamı: her yeri aynı özelliği gösteren, homojen17. مضاه [مُضَاهٍ]Anlamı: her yeri aynı özelliği gösteren, homojen18. مطابق [مُطَابِق]Anlamı: her yeri aynı özelliği gösteren, homojen19. مماثل [مُمَاثِل]Anlamı: her yeri aynı özelliği gösteren, homojen -
13 kafadar
1. إلف [إِلْف]2. خدن [خِدْن]3. خلص [خِلْص]4. خل [خِلّ]5. خليط [خَلِيط]6. خليل [خَلِيل]7. رفيق [رَفِيق]8. زميل [زَمِيل]9. صاحب [صاحِب]10. صديق [صَدِيق]11. عشير [عَشِير]12. مرافق [مُرَافِق]13. مزامل [مُزَامِل]14. مصاحب [مُصَاحِب]15. معاشر [مُعَاشِر]16. نديم [نَدِيم]17. وصيل [وَصِيل]18. وفيق [وَفِيق]19. وليف [وَلِيف]20. ولي [وَلِيّ] -
14 gözenek
1. تجويف [تَجْوِيف]2. ثقب [ثُقْب]3. جوف [جَوْف]4. خدة [خُدَّة]5. خرت [خُرْت]6. خرق [خَرْق]7. خرم [خُرْم]8. خصاص [خَصَاص]9. خلل [خَلَل]10. فتحة [فُتْحَة]11. فجوة [فَجْوَة]12. فرج [فَرْج]13. مسام [مَسَامّ]Anlamı: bitkilerde mesame14. منفذ [مَنْفَذ]15. نقر [نِقْر]16. نقرة [نُقْرَة]17. هاوية [هاوِيَة]18. هوة [هُوَّة]19. وقرة [وَقْرَة] -
15 besin
1. أكل [أَكْل]2. أكل [أُكُل]3. أكل [أُكْل]4. زاد [زَاد]5. طعام [طَعَام]6. طعمة [طُعْمَة]7. غذاء [غِذَاء]8. قوت [قُوت]9. مأكل [مَأْكَل]10. مأكولات [مَأْكُولات]11. مئونة [مَئُونَة]12. مسك [مُسْك]13. مسكة [مُسْكَة]14. مورد [مَوْرِد]15. عول [عَوْل] -
16 cüz
1. أسهم [أَسْهُم]2. أقسومة [أُقْسُومَة]3. بعض [بَعْض]4. جزء [جُزْء]5. حصة [حِصَّة]6. رفد [رِفْد]7. سهم [سَهْم]8. فرق [فِرْق]9. قدر [قَدَر]10. قرعة [قُرْعَة]11. قسط [قِسْط]12. قسم [قَسْم]13. قسم [قِسْم]14. قسمة [قِسْمَة]15. قسيم [قَسِيم]16. نصيب [نَصِيب] -
17 kat
1. تأطير [تَأْطِير]2. ثني [ثَنْي]3. ثني [ثِنْي]4. ثنية [ثَنْيَة]5. دور [دَوْر]6. دور [دَوْر]7. طابق [طابَق]8. طابق [طابَق]9. طبقة [طَبَقَة]10. طبقة [طَبَقَة]11. طي [طَيّ]12. طية [طَيَّة]13. عطف [عَطْف]14. غر [غَرّ]15. لي [لَيّ]16. لية [لَيَّة] -
18 atak
1. باسل [باسِل]Anlamı: cüretkâr, düşüncesizce her ışe atılan2. جريء [جَرِيء]Anlamı: cüretkâr, düşüncesizce her ışe atılan3. جسور [جَسُور]Anlamı: cüretkâr, düşüncesizce her ışe atılan4. شجيع [شَجِيع]Anlamı: cüretkâr, düşüncesizce her ışe atılan5. صنديد [صِنْدِيد]Anlamı: cüretkâr, düşüncesizce her ışe atılan6. كمي [كَمِيّ]Anlamı: cüretkâr, düşüncesizce her ışe atılan7. متجاسر [مُتَجَاسِر]Anlamı: cüretkâr, düşüncesizce her ışe atılan8. مجترئ [مُجْتَرِئ]Anlamı: cüretkâr, düşüncesizce her ışe atılan9. مستبسل [مُسْتَبْسِل]Anlamı: cüretkâr, düşüncesizce her ışe atılan10. مغاوير [مَغَاوِير]Anlamı: cüretkâr, düşüncesizce her ışe atılan11. مغوار [مِغْوار]Anlamı: cüretkâr, düşüncesizce her ışe atılan12. مقدام [مِقْدام]Anlamı: cüretkâr, düşüncesizce her ışe atılan -
19 giyecek
1. برد [بُرْد]Anlamı: giymek için kullanılan her şey, giyim2. بردة [بُرْدَة]Anlamı: giymek için kullanılan her şey, giyim3. بزة [بزة]Anlamı: giymek için kullanılan her şey, giyim4. دثار [دِثَار]Anlamı: giymek için kullanılan her şey, giyim5. رداء [رِدَاء]Anlamı: giymek için kullanılan her şey, giyim6. رياش [رِيَاش]Anlamı: giymek için kullanılan her şey, giyim7. ريش [رِيش]Anlamı: giymek için kullanılan her şey, giyim8. زي [زِيّ]Anlamı: giymek için kullanılan her şey, giyim9. كساء [كِسَاء]Anlamı: giymek için kullanılan her şey, giyim10. لباس [لِبَاس]Anlamı: giymek için kullanılan her şey, giyim11. لبس [لِبْس]Anlamı: giymek için kullanılan her şey, giyim12. ملبس [مَلْبَس]Anlamı: giymek için kullanılan her şey, giyim -
20 bölüm
1. أقسومة [أُقْسُومَة]2. بعض [بَعْض]3. جزء [جُزْء]4. رفد [رِفْد]5. فرق [فِرْق]6. قدر [قَدَر]7. قرعة [قُرْعَة]8. قسط [قِسْط]9. قسم [قَسْم]10. قسم [قِسْم]
См. также в других словарях:
Her — Hêr, ein Vor und Nebenwort des Ortes, welches eigentlich und zunächst eine Bewegung aus der Ferne nach uns, nach dem Redenden zu bezeichnet; im Gegensatze des hin. 1) Eigentlich, da es, wenn es mit Zeitwörtern zusammen gesetzet ist, gern andern… … Grammatisch-kritisches Wörterbuch der Hochdeutschen Mundart
her — [he:ɐ̯] <Adverb>: 1. <räumlich> dient zur Angabe der Richtung auf die sprechende Person zu: her damit, mit dem Geld!; her zu mir! Zus.: hierher. 2. <zeitlich> (von einem bestimmten Zeitpunkt aus gesehen eine bestimmte Zeit)… … Universal-Lexikon
Her Infinite Variety — is a novel by Louis Auchincloss first published in 2000 about a career woman of the first half of the 20th century. The title is a quotation from Antony and Cleopatra ( Age cannot wither her, nor custom stale / Her infinite variety. ).Plot… … Wikipedia
Herðubreið — Vue du Herðubreið depuis le sud est. Géographie Altitude 1 682 m[1 … Wikipédia en Français
her — [ weak ər, hər, strong hɜr ] function word *** Her can be used in the following ways: as a pronoun, being the object form of she: If you see Mary, give her my love. in a one word answer or after the verb to be : Who s next? Her. Isn t that her in … Usage of the words and phrases in modern English
Her Majesty's Most Honourable Privy Council — is a body of advisors to the British Sovereign. Its members are largely senior politicians, who were or are members of either the House of Commons of the United Kingdom or House of Lords.The Privy Council was formerly a powerful institution, but… … Wikipedia
Her Space Holiday — Marc Bianchi Background information Birth name Marc Bianchi Origin California … Wikipedia
Her Majesty the Decemberists — Studioalbum von The Decemberists Veröffentlichung 9. September 2003 Aufnahme Februar – März 2003 … Deutsch Wikipedia
Her Majesty's Government — Her Majesty s Government, or when the monarch is male, His Majesty s Government, is the title used by the Government of the United Kingdom, based at 10 Downing Street; and formerly also by the governments of other Commonwealth realms.According to … Wikipedia
Her Naked Skin — is a 2008 play by Rebecca Lenkiewicz. It is notable as the first play by a female writer to be produced on the main stage (the Olivier Theatre) at the Royal National Theatre, where it premiered on 24 July 2008. The premiere was directed by Howard … Wikipedia
Herðubreið — Höhe 1.682 m Lage … Deutsch Wikipedia