Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

titizlikle

  • 1 fastidiously

    titizlikle

    English to Turkish dictionary > fastidiously

  • 2 scrupulously

    titizlikle

    English-Turkish new dictionary > scrupulously

  • 3 studiously

    titizlikle

    English-Turkish new dictionary > studiously

  • 4 скрупулёзно

    titizlikle, kılı kırk yararcasına, inceden inceye

    Русско-турецкий словарь > скрупулёзно

  • 5 скрупулёзный

    Русско-турецкий словарь > скрупулёзный

  • 6 pick and choose

    titizlikle seçmek
    * * *
    (to select or choose very carefully: When I'm buying apples, I like to pick and choose (the ones I want).) dikkatle seçmek

    English-Turkish dictionary > pick and choose

  • 7 scrupulously

    titizlikle
    * * *
    adverb titiz bir şekilde

    English-Turkish dictionary > scrupulously

  • 8 studiously

    titizlikle
    * * *
    adverb çalışarak

    English-Turkish dictionary > studiously

  • 9 строго

    1) sıkı / sert biçimde, sert sert

    стро́го предупреди́ть кого-л.birine sıkı bir uyarıda bulunmak

    стро́го контроли́ровать что-л. — sıkı biçimde denetlemek, sıkı bir kontrol altında tutmak

    он стро́го посмотре́л на меня́ — bana sert sert baktı

    он бу́дет стро́го нака́зан — şiddetle cezalandırılacaktır

    2) titizlikle; kesinlikle

    стро́го соблюда́ть но́рмы мора́ли — ahlak kurallarına sımsıkı bağlı kalmak

    стро́го сле́довать пла́ну — plana kesinlikle uymak

    стро́го соблюда́ть контра́кт — sözleşmeye titizlikle uymak

    ••

    стро́го воспреща́ется — şiddetle yasaktır

    стро́г-на́строго — sıkı sıkı(ya)

    Русско-турецкий словарь > строго

  • 10 fussily

    adv. titizlikle, gereksizce telaşlanarak
    * * *
    adverb titizlikle, telâşla

    English-Turkish dictionary > fussily

  • 11 sauber

    sauber ['zaʊbɐ]
    I adj
    1) ( rein) temiz, pak;
    etw \sauber halten bir şeyi temiz tutmak;
    etw \sauber machen bir şeyi temizlemek
    2) ( sorgfältig) özenli (ve titiz), itinalı; ( genau) tam
    3) ( anständig) dürüst;
    bleib \sauber! ( fam) yaramazlık yapma!
    4) ( iron) o ( fam) ( nicht anständig) o kadar dürüst, o dürüst bildiğimiz
    5) ( fam) ( vernünftig) aklı başında;
    du bist wohl nicht ganz \sauber! senin aklın başında değil galiba!
    II adv ( sorgfältig) özenle ve titizlikle;
    etw \sauber voneinander trennen bir şeyi özenle ve titizlikle birbirinden ayırmak

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > sauber

  • 12 säuberlich

    säuberlich ['zɔıbɐlıç]
    I adj temiz; ( sorgfältig) özenli, özenle ve titizlikle yapılan; ( ordentlich) düzenli
    II adv özenle ve titizlikle

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > säuberlich

  • 13 application

    Dictionnaire Français-Turc > application

  • 14 аккуратно

    аккура́тно оде́тый — temiz giyinmiş / giyinişli, üstü başı düzgün

    аккура́тно у́бранная ко́мната — derlitoplu / düzenli bir oda

    2) ( тщательно) özenle, özenerek, titizlikle

    он рабо́тает о́чень аккура́тно — işine çok özenir

    3) разг. ( осторожно) yavaşça, usulcacık
    4) разг. ( точно) tam zamanında, vaktini şaşmadan

    он всегда́ прихо́дит аккура́тно — daima (tam) zamanında gelir

    5) разг. ( регулярно) düzenli (olarak), muntazaman

    Русско-турецкий словарь > аккуратно

  • 15 корпеть

    разг.

    корпе́ть над бума́гами — evrakları sabır ve titizlikle incelemek

    Русско-турецкий словарь > корпеть

  • 16 придерживаться

    1) (держаться за что-л.) bir şeye tutunmak
    2) (следовать чему-л.) bağlı kalmak, uymak; izlemek, takip etmek

    скрупулёзно приде́рживаться зако́на — yasaya titizlikle bağlı kalmak

    приде́рживаться ино́й тактики — değişik bir taktik izlemek

    приде́рживаться противополо́жного мне́ния — karşıt görüşte olmak

    приде́рживаться одного́ с кем-л. мне́ния — biriyle aynı görüşte olmak

    каки́х бы взгля́дов они́ ни приде́рживались... — hangi görüşten olurlarsa olsunlar...

    приде́рживаться уме́ренных полити́ческих взгля́дов — ılımlı siyasal düşünce sahibi olmak

    Русско-турецкий словарь > придерживаться

  • 17 строгий

    1) sert, sıkı

    стро́гий учи́тель — sert bir hoca

    стро́гий оте́ц — sert bir baba

    стро́гий команди́р — sert / sıkı bir kumandan

    2) sıkı, sert; şiddetli

    стро́гое предупрежде́ние — sıkı bir uyarı

    стро́гое наказа́ние — sert / şiddetli bir ceza

    стро́гое обраще́ние с детьми́ — çocuklara karşı sert davranma

    он получи́л стро́гое воспита́ние — sıkı bir eğitim / terbiye görmüştü

    приня́ть стро́гие ме́ры — sıkı önlemler almak

    лицо́ у неё стро́гое — sert yüzlüdür

    лицо́ у неё ста́ло ещё бо́лее стро́гим — yüzü daha da sertleşti

    в обстано́вке стро́гой секре́тности — büyük bir gizlilik içinde

    стро́гая дисципли́на — sıkı disiplin

    3) sıkı, sert

    стро́гая дие́та — sıkı perhiz

    стро́гий контро́ль — sıkı denetim

    стро́гие зако́ны — sert kanunlar

    стро́гие пра́вила — sıkı kurallar

    стро́гий прика́з — sıkı bir emir

    стро́гие ограниче́ния — sert kısıtlamalar

    стро́гое соблюде́ние догово́ров и соглаше́ний — antlaşma ve anlaşmalara titizlikle uyma / uyulma

    4) sert

    стро́гие нра́вы и обы́чаи — sert örf ve adetler

    челове́к стро́гих пра́вил — ahlak kurallarına sımsıkı bağlı bir adam

    Русско-турецкий словарь > строгий

  • 18 тщательно

    özenle, özene özene; titizlikle; inceden inceye

    тща́тельно проду́манный план — inceden inceye düşünülmüş plan

    тща́тельно ото́бранные ли́ца — özenle seçilmiş kişiler

    он тща́тельно скрыва́л своё и́мя — ismini sıkı sıkıya saklardı

    он тща́тельно избега́л э́той те́мы — bu konudan dikkatle kaçınıyordu

    тща́тельно расчёсанные во́лосы — özentiyle taranmış saçlar

    Русско-турецкий словарь > тщательно

  • 19 conscientiously

    adverb dikkatle, titizlikle

    English-Turkish dictionary > conscientiously

  • 20 exactly

    adv. tamı tamına, aynen, tamamen, tam olarak, kesin olarak, tam, tamam, titizlikle
    ————————
    interj. doğru, kesinlikle, aynen, çok doğru
    * * *
    tam olarak
    * * *
    1) (just; quite; absolutely: He's exactly the right man for the job.) tam
    2) (in accurate detail; precisely: Work out the prices exactly; What exactly did you say?) tam olarak, tam tamına
    3) (used as a reply meaning `I quite agree'.) çok doğru

    English-Turkish dictionary > exactly

См. также в других словарях:

  • titizlikle — zf. Titiz bir biçimde, titiz olarak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • inceden inceye — zf. 1) Ayrıntılara inerek, önem vererek, titizlikle, titizce Her tarafını inceden inceye araştırıyorlar gümrükte. R. Enis 2) Hafif, belirsiz, tiz olmayan bir sesle …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sert — sf., Far. serd 1) Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı Sert tahta. 2) Esnekliği az olan, kolayca eğilip bükülmeyen Tabakanın sert yaylı kapağını tak diye kapatıyor. T. Buğra 3) Kolay… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tatbilir — is. Damak zevki olan ve yiyeceklerini titizlikle seçen kimse, gurme …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yapmak — i, ar 1) Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır. Ç. Altan 2) nsz Olmasına yol açmak Durgun sular sıtma yapar. 3) nsz Yol almak 4) Onarmak, tamir etmek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • abdestsiz yere basmamak — dinî kurallara titizlikle bağlı olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • binicinin sağı solu olmaz — 1) uzman kişi, hangi yöntemi uygularsa uygulasın başarılı olur anlamında kullanılan bir söz 2) işini titizlikle yürüten kişinin, çalışanlarına her zaman iyi davranması beklenemez anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • evlat gibi (veya evladı gibi) — özenle, titizlikle Çiçekleri suluyor, evlat gibi büyütüyordu. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gümleyip gitmek — beklenmedik bir zamanda ansızın ölmek Bütün incelikleri titizlikle gözeten bir kadın olduğu için kırk altı yaşında gümledi gitti annem. T. Uyar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mercek altına almak — çok titizlikle ve etraflıca incelemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • özenip bezenmek — bir işi ayrıntılarına varıncaya değin büyük bir özenle ve titizlikle yapmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»