-
1 detestation
tiksinme, igrenme, nefret -
2 loathing
tiksinme, nefret, igrenme -
3 revulsion
tiksinme, igrenme, tiksinti, igrenti; (düsüncelerde, görüslerde, vb.) ani degisiklik, sapma -
4 disgust
n. bıkkınlık, nefret, tiksinme, iğrenme————————v. iğrendirmek, nefret ettirmek, bıktırmak, bezdirmek* * *1. nefret ettir (v.) 2. nefret (n.)* * *1. verb(to cause feelings of dislike or sickness in: The smell of that soup disgusts me; She was disgusted by your behaviour.) tiksindirmek, mide bulandırmak2. noun(the state or feeling of being disgusted: She left the room in disgust.) tiksinme, iğrenme- disgustingly -
5 Gräuel
-
6 distaste
n. sevmeme, hoşlanmama, tiksinme, nefret* * *hoşlanmama* * *[dis'teist](dislike (of something unpleasant): She looked at the untidy room with distaste.) hoşlanmama, sevmeme- distastefully
- distastefulness -
7 loathing
n. nefret, iğrenme* * *1. nefret (n.) 2. tiksinme (n.) 3. nefret et (v.) 4. nefret ederek (prep.)* * *noun (great dislike and disgust.) nefret -
8 execration
n. nefret, lanet, iğrenme, tiksinme* * *lanet -
9 disrelish
n. hoşlanmama, beğenmeme, nefret etme, tiksinme -
10 disrelish
n. hoşlanmama, beğenmeme, nefret etme, tiksinme -
11 ზიზღი
i.nefret, tiksinme -
12 საძაგლობა
i.nefret, iğrenme, tiksinme -
13 სიძულვილი
i.nefret, tiksinti, tiksinme -
14 Ekel
\Ekel erregen tiksindirmek, iğrendirmek;\Ekel erregend tiksindirici, iğrenç -
15 ikrâh
arapça اكراه tiksinme, iğrenme. ikrâh etmek tiksinmek, iğrenmek. -
16 istikrâh
arapça استكراه iğrenme, tiksinme. istikrâh etmek iğrenmek, tiksinmek. -
17 kerâhet
arapça كراهت iğrenme tiksinme. -
18 إجبار
إِجْبار1. gasp2. zorunlukAnlamı: ıstırar, zaruret, mecburiyet3. ikrahAnlamı: tiksinme4. zorbalıkAnlamı: zorbaca davranış, müstebitlik5. dürtüAnlamı: fizyolojık veya ruhî dengenin değişmesi sonucu ortaya çıkan, içten gelen gerilim6. mecburiyetAnlamı: zorunlu olma durumu7. zorunlulukAnlamı: zorunluk8. zorAnlamı: yüküm, zorunluluk, mecburiyet9. cebirAnlamı: zor, zorlayış -
19 إرغام
إرْغام1. zorunlukAnlamı: ıstırar, zaruret, mecburiyet2. gasp3. zorbalıkAnlamı: zorbaca davranış, müstebitlik4. ikrahAnlamı: tiksinme5. zorguAnlamı: kişinin eğilimi ve isteğine uymayan iş ve davranışlara zorlanması veya bu özellikteki davranışları göstermesi6. dürtüAnlamı: fizyolojık veya ruhî dengenin değişmesi sonucu ortaya çıkan, içten gelen gerilim7. mecburiyetAnlamı: zorunlu olma durumu8. zorunlulukAnlamı: zorunluk9. zorAnlamı: yüküm, zorunluluk, mecburiyet10. cebirAnlamı: zor, zorlayış -
20 إكراه
إِكْراه1. zorunlukAnlamı: ıstırar, zaruret, mecburiyet2. gasp3. ikrahAnlamı: tiksinme4. zorguAnlamı: kişinin eğilimi ve isteğine uymayan iş ve davranışlara zorlanması veya bu özellikteki davranışları göstermesi5. dürtüAnlamı: fizyolojık veya ruhî dengenin değişmesi sonucu ortaya çıkan, içten gelen gerilim6. zorbalıkAnlamı: zorbaca davranış, müstebitlik7. mecburiyetAnlamı: zorunlu olma durumu8. zorunlulukAnlamı: zorunluk9. forsAnlamı: söz geçirirlik10. zorAnlamı: yüküm, zorunluluk, mecburiyet11. cebirAnlamı: zor, zorlayış
- 1
- 2
См. также в других словарях:
tiksinme — is. Tiksinmek işi, ikrah, istikrah, nefret İçinde bu adama karşı garip bir tiksinme, çekinme vardı. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜKÂREHE — Tiksinme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
VÜCUM — Tiksinme, iğrenme. * Darılma, küsüp susma. * Göğüse vurma. * Kederli olma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
tiksinti — is. Tiksinme işi, tiksinme, nefret Halktan insanlara duyduğu tiksintiyi bu hastalığına bağlamak gerekir. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekinme — is. Çekinmek işi İçinde bu adama karşı garip bir tiksinme, çekinme vardı. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
hissedilmek — nsz, Ar. ḥiss + T. edilmek 1) Hissetme işine konu olmak 2) Sezilmek Bu akşam sesinde kaba ve iğrenç bir şeyden söz eder gibi âdeta bir tiksinme hissediyordu. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
ikrah — is., esk., Ar. ikrāh Tiksinme, iğrenme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ikrah etmek ikrah getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
istikrah — is., esk., Ar. istikrāh Tiksinme, iğrenme Genç kız korku ve istikrahla göz kapaklarını sıktı. P. Safa Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller istikrah etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kerahet — is., esk., Ar. kerāhet İğrenme, tiksinme Birleşik Sözler kerahet vakti vaktikerahet … Çağatay Osmanlı Sözlük
kerh — is., esk., Ar. kerh 1) Tiksinme, iğrenme 2) Bir işi istemeyerek zorla yapma … Çağatay Osmanlı Sözlük
nefret — is., Ar. nefret 1) Bir kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik duygu 2) Tiksinme, tiksinti Şimdi bu satırlarımı hiddetle, nefretle, iç bulantısı ile yazıyorum. A. Gündüz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller nefret duymak nefret etmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük