-
1 замётывать
-
2 baste
teyellemek; (pisen etin üzerine) erimis yag dökmek -
3 метать
fırlatmak* * *I несов.; сов. - метну́ть; однокр.1) atmak; fırlatmak; savurmakмета́ть диск — disk atmak
2) в соч., тк. несов.II несов.; сов. - намета́тьмета́ть икру́ — yumurtlamak; yumurta(sını) dökmek
( шить) teyellemek; çatmak••мета́ть пе́тли — ilik sarmak
-
4 примётывать
несов.; сов. - примета́ть -
5 смётывать
несов.; сов. - смета́ть IIteyellemek, çatmak -
6 tack
n. geçici olarak tutturma, raptiye, iri başlı küçük çivi, besin, yiyecek, yol, yöntem, geminin rüzgâra göre yaptığı yön değişikliği, rüzgâra karşı volta vurma————————v. raptiyelemek, teyellemek, tutturmak, çakmak, katmak, eklemek, birleştirmek, gemiyi çevirmek, rüzgâra karşı volta vurmak* * *1. çivile (v.) 2. çivi (n.)* * *[tæk] 1. noun1) (a short nail with a broad flat head: a carpet-tack.) raptiye2) (in sewing, a large, temporary stitch used to hold material together while it is being sewn together properly.) teyel3) (in sailing, a movement diagonally against the wind: We sailed on an easterly tack.) gemi rotası4) (a direction or course: After they moved, their lives took a different tack.) gidiş, yol2. verb1) ((with down, on etc) to fasten (with tacks): I tacked the carpet down; She tacked the material together.) raptiyelemek2) ((of sailing-boats) to move diagonally (backwards and forwards) against the wind: The boat tacked into harbour.) orsalamak, orsa etmek -
7 whip
n. kamçı, kırbaç, kamçılama, av köpeklerini idare eden kimse, parti denetçisi, parti disiplini bildirisi, makara, teyel, kitap dikişi, çırpma teli, çırpılmış yiyecek————————v. kamçılamak, kırbaçlamak, dövmek, çırpmak, kafasına sokmak, zorla öğretmek, yenmek, kapmak, olta atmak, teyellemek, bastırmak (kumaş), çevirmek, döndürmek (topaç vb.), dolamak (ip), çalmak, aşırmak, fırlamak, dalgalanmak (bayrak vb.)* * *1. çok hızlı çek (v.) 2. kamçıla (v.) 3. kamçı (n.)* * *[wip] 1. noun1) (a long cord or strip of leather attached to a handle, used for punishing people, driving horses etc: He carries a whip but he would never use it on the horse.) kamçı2) (in parliament, a member chosen by his party to make sure that no one fails to vote on important questions.) parti üyelerinin oy vermesini sağlamakla görevli parti denetçisi2. verb1) (to strike with a whip: He whipped the horse to make it go faster; The criminals were whipped.) kamçılamak2) (to beat (eggs etc).) çırpmak3) (to move fast especially with a twisting motion like a whip: Suddenly he whipped round and saw me; He whipped out a revolver and shot her.) çabucak çıkarmak, birden kaldırmak•- whiplash- whipped cream
- whip up -
8 backstitch
n. teyel, iğneardı dikiş————————v. teyellemek, iğneardı dikiş dikmek* * *1. iğne ardı dikiş 2. iğneardı dikiş -
9 baste
v. dövmek, dayak atmak, sopa atmak, azarlamak, haşlamak, paylamak; yağ sürmek, yağlamak, teyellemek* * *1. teyelle 2. teyelle (v.) 3. teyel (n.) -
10 tack together
v. teyellemek, tutturmak -
11 tack together
v. teyellemek, tutturmak -
12 سرج
eyer; kaltak; kolan; semer; teyellemek -
13 شرج
anüs; büzük; makat; teyellemek -
14 heften
heften <h>2. v/r: sich an jemandes Fersen heften b-nin peşinden ayrılmamak -
15 heften
-
16 anheften
raptetmekteyellemektutturmak -
17 Heften
bağlamakteyellemekyapıştırmak -
18 säumen
duraksamakteyellemekçevrelemek -
19 سرج
Iسَرْج1. kolan2. eyerAnlamı: hayvan üzerine konan oturmalık3. kaltakAnlamı: eyerin tahtadan olan kısmı4. semerAnlamı: hayvanların sırtına yerleştirilen ve üzerine yük bağlanan iskeleti ağaçtan yastıkIIسَرَّجَteyellemekAnlamı: teyel yapmak -
20 شرج
Iشَرَج1. makatAnlamı: kıç, anüs2. anüsAnlamı: sindirim kanalının son bölümündeki çıkış deliği, makat, şerç3. büzükAnlamı: kalın bağırsağın sona erdiği yer, anüsIIشَرْج1. makatAnlamı: kıç, anüs2. büzükAnlamı: kalın bağırsağın sona erdiği yer, anüs3. anüsAnlamı: sindirim kanalının son bölümündeki çıkış deliği, makat, şerçشَرَّجَteyellemekAnlamı: teyel yapmak
- 1
- 2
См. также в других словарях:
teyellemek — i Teyel yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilgilemek — i, hlk. İki parçayı birbirine eğreti olarak dikmek, teyellemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilintilemek — i İki parçayı eğreti olarak seyrek dikişle elde dikmek, teyellemek, ilgilemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
teyelleme — is. Teyellemek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük