Перевод: со всех языков на английский

с английского на все языки

temel+tutmak

  • 1 temel

    "1. foundation. 2. basis; basic principle; ground, groundwork. 3. origin. 4. basic, fundamental. 5. principal, chief, main, most important. -inden 1. (solving a problem) by eliminating its causes. 2. at bottom, fundamentally. - atmak 1. to lay the foundation. 2. /a/ to get established in (a job, a place). - cümle gram. main clause (in a sentence). - çivisi barge spike, boat spike. - duruş starting position of a gymnastic exercise. - kakmak /a/ to settle down in (a place) for good. - kemiği anat. sphenoid, sphenoid bone. - taşı foundation stone; cornerstone. - tutmak to become firmly fixed or established. - tümce gram. main clause (in a sentence)."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > temel

См. также в других словарях:

  • temel tutmak — 1) temelin kazılacağı zemin sağlam olmak 2) sürüp gidecek bir duruma gelmek, kökleşmek, yerleşmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • temel — is., Rum. 1) Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü Evin temelleri sökülüyor gibi sarsılıyor. H. E. Adıvar 2) Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur 3) sf., mec. En önemli, belli başlı, ana,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • temellenmek — nsz Temel tutmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • temelleşmek — nsz 1) Temel tutmak, yerleşmek 2) mec. Sürekli ve kalıcı bir duruma girmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bağlamak — i, e 1) Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak Gemiyi iskeleye bağlamak. 2) Düğümlemek İpi ipe bağlamak. 3) i Yara ilaç koyup bezle sarmak Yarayı bağlamak. 4) i Denk yapmak, paket yapmak Yatakları bağlamak. Eşyayı bağlamak. 5) nsz Oluşmak,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • taş — is. 1) Kimyasal veya fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde Kireç taşı. Oltu taşı. 2) sf. Bu maddeden yapılmış, bu maddeden oluşmuş 3) Bazı yerlerde ve işlerde kullanılmak için… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»