Перевод: с турецкого на немецкий

с немецкого на турецкий

tehlikeyi

См. также в других словарях:

  • alarm — is., Fr. alarme 1) Bir uyarıyı, bir tehlikeyi bildirmek için verilen işaret 2) Bu işareti veren düzenek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller alarma geçmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • deve kuşu — is., hay. b. Afrika ve Arabistan bozkırlarında yaşayan, kısa kanatları uçmaya elverişli olmayan fakat uzun bacaklarıyla çok hızlı koşabilen, tehlikeyi sezdiği an kafasını kuma sokarak saklandığını ve gerçeklerden uzak olduğunu sanan iri bir kuş… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • karşılayıcı — is. 1) Gelen birini karşılamaya çıkan kimse 2) sf. Önleyen Tehlikeyi karşılayıcı bir silah. 3) sf. Yerine getiren, yapan İsteklerinizi karşılayıcı bir imkân bulabiliriz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • lider — is., Fr. leader 1) Önder, şef İhtilal partisinin liderini yakından ilk defa tanıyacaktım. F. R. Atay 2) Bir partinin veya bir kuruluşun en üst düzeyde yönetimiyle görevli kimse Politika kargaşalarına gömülmüş liderler, ufukta bekleyen tehlikeyi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • neticesiz — sf. Sona ulaşmayan, sonuçsuz Sizi şu neticesiz hevesten vazgeçirmek için tehlikeyi göze aldım, geldim. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ölüm kalım — is. Her türlü tehlikeyi göze alma Birleşik Sözler ölüm kalım meselesi ölüm kalım savaşı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • önlemek — i 1) Bir şeyin olmasına veya yapılmasına engel olmak Her an bu tempoyu duymamı kim, nasıl önleyecek? H. Taner 2) Ortaya çıkan veya çıkacağı düşünülen bir tehlikeyi durdurmak, önüne geçmek Yakın felaketi önlemek için esaslı tedbir almak güçtür. F …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şamandıra — is., den., Rum. 1) Halkalarına tekne bağlamak için limanda demirlenmiş olan, içi boş, her yanı kapalı, çoğunlukla metalden yapılan fıçı vb., yüzer top 2) den. Denizde yol göstermeye, bir tehlikeyi veya geçiş yolunu haber vermeye yarayan yüzer… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yürekli — sf. Tehlikeyi korkusuzca karşılayan, hiçbir şeyden korkusu olmayan, gözü pek, babayiğit, koçak, cesaretli, cesur, cüretkâr Fakat onlar da aralarında hiçbir delikanlıyı ona eş olabilecek kadar yürekli bulmuyorlardı. H. E. Adıvar Birleşik Sözler… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çaba harcamak — bir işi yapabilmek için elinden geleni yapmak Tehlikeyi anlamış olacak ki seçimlerde oylarını dağıtmamaya çaba harcıyordu. T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tetik davranmak — anında, çok çabuk davranmak Tehlikeyi sezince tetik davranmış, birdenbire dönerek kendini yüzüstü yere atmıştır. S. Birsel …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»