-
101 افتقد
aramak; taramak -
102 تابع
aramak; ati; ertesi; sürdürmek; taramak -
103 تفقد
aramak; taramak -
104 تقصى
aramak; araştırmak; kovuşturmak; taramak -
105 مشط
tarak; tarama; taramak -
106 abtasten
abtasten v/t <-ge-, h> yoklamak; MED elle muayene etmek; nach Waffen usw (-in üstünü) aramak; EDV, Radar taramak;(nach) -i aramak;fig jemanden abtasten b-nin nabzını yoklamak -
107 abtreiben
abtreiben v/i <unreg, -ge->1. <h> MED düşürmek, aldırmak2. <sn> sürüklenmek; demir taramak -
108 bürsten
bürsten v/t <h> fırçalamak;sich (D) die Haare bürsten fırçayla taramak -
109 durchstöbern
-
110 durchsuchen
durchsuchen v/t <o ge-, h>: iyice aramak, arayıp taramak (bir yeri);nach etwas durchsuchen bir yerde bş-i aramak -
111 einscannen
-
112 Haar
sich (D) die Haare kämmen saçlarını taramak;sich (D) die Haare schneiden lassen saçlarını kestirmek;aufs Haar tıpatıp, aynısı!;kein gutes Haar an jemandem lassen b-ni yerden yere vurmak;um ein Haar az kaldı, neredeyse;um kein Haar besser zerre kadar daha iyi değil;sich in die Haare geraten saç saça baş başa olmak;das ist an den Haaren herbeigezogen tut kelin perçeminden -
113 kämmen
kämmen v/t taramak; v/r <h>: sich kämmen taranmak -
114 scannen
-
115 schraffieren
schraffieren v/t <o ge-, h> taramak (çizim) -
116 aramak
aramak v/t suchen; nachforschen; fragen nach jemandem; aufsuchen; (telefonla) anrufen; bestehen auf (z.B. seinem Recht); sich sehnen nach (Vergangenem); sich interessieren für jemanden; Haus, Taschen durchsuchen; Ort durchkämmen; fig provozieren (Probleme usw);telefonla aramak anrufen, am Telefon verlangen;arayıp sormak v/t sich kümmern (um jemanden);arayıp taramak v/t durchkämmen; Zeitungen auswerten;aramamak (es) nicht bereuen -
117 tarak
-
118 taranmak
-
119 tarama
m. (mot grec, du turc taramak "gratter, racler") хайвер от треска, приготвен с олио, сметана и лимон. -
120 тарау
1. dalgın2. taramak (saç)
См. также в других словарях:
taramak — taramak, dağıtılmak, I, 14 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
taramak — i 1) Bir şeyin tellerini birbirinden ayırıp karışıklığını gidermek Anası sabaha kadar saçlarını tarıyor, düşünüyor, ürküyordu. Y. Kemal 2) Bir şey veya kimseyi bulmak, denetlemek için türlü yöntemlerden yararlanarak bir yeri sıkı bir biçimde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aramak taramak (veya arayıp taramak) — dikkatle aramak, çok aramak … Çağatay Osmanlı Sözlük
mayın taramak — denizde ve karada bulunan mayınların yerini belirlemek ve kullanılmaz duruma getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
demir taramak — gemi rüzgâr veya akıntı yüzünden çıpasını sürümek Demirlerini tarayan hurda harami gemileri karaya vuruyordu. F. F. Tülbentçi … Çağatay Osmanlı Sözlük
tarak vurmak — taramak … Çağatay Osmanlı Sözlük
Грамматика турецкого языка — Турецкий язык относится к агглютинативным (или «приклеивающим») языкам и, тем самым, существенно отличается от индоевропейских. Содержание 1 Морфология 1.1 Гармония гласных 1.2 Число … Википедия
demir — is., kim. 1) Atom numarası 26, atom ağırlığı 55,847, yoğunluğu 7,8 olan, 1510 °C de eriyen, mavimtırak esmer renkte, özellikle çelik, döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya en elverişli element (simgesi Fe) 2) sf. Bu elementten… … Çağatay Osmanlı Sözlük
geçgeçlemek — i Televizyon kanallarını aramak veya taramak … Çağatay Osmanlı Sözlük
mayın — is., ask., İng. mine Toprak altına, üstüne veya suyun içine yerleştirilen, doğrudan doğruya, çarpma veya basınç etkisiyle patlayarak zarara yol açan patlayıcı madde Akustik mayın. Mıknatıslı mayın. Birleşik Sözler mayın arama tarama gemisi mayın… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sakal fırçası — is. 1) Sakalı taramak, düzeltmek için kullanılan fırça 2) den. Karinadaki yabancı maddeleri temizlemekte veya kazımakta kullanılan fırça … Çağatay Osmanlı Sözlük