-
1 tanıtmak
vt1) bir şeyi \tanıtmak etw bekannt machenbirine bir şeyi \tanıtmak jdn mit etw bekannt machen2) ( takdim etmek) vorstellenkendini \tanıtmak sich vorstellen -
2 tanıtmak
tanıtmak v/t vorstellen (-e jemandem), bekannt machen (-e mit D);kendini tanıtmak sich vorstellen -
3 tanıtmak
kendini tanıtmak — предста́виться, отрекомендова́ться
-
4 tanıtmak
-i, -eпознако́мить, ознако́мить, знако́мить; предста́вить, рекомендова́ть -
5 tanıtmak
таныштыру -
6 tanıtmak
v. introduce, present, acquaint, familiarize, hold out -
7 tanıtmak
danasîn--------nasandin -
8 tanitmak
-
9 tanıtmak
"to introduce, to present; to advertise, to promote, to publicize" -
10 tanıtmak
1. /ı, a/ to acquaint (someone) with, introduce (someone) to, present and explain (someone, something) to (someone). 2. /ı/ to advertise. 3. /ı, a/ to introduce or present (someone) to (a group). -
11 kendini tanıtmak
v. introduce oneself -
12 yanlış tanıtmak
v. misrepresent -
13 afiş
1. إعلان [إِعْلان]2. دعاية [دِعَايَة]3. ملصق [مُلْصَق]4. ملصقة [مُلْصَقَة]5. يافطة [يافِطَة] -
14 tanımlamak
1. حدد [حَدَّدَ]Anlamı: tanıtmak, tarif etmek2. عرف [عَرَّفَ]Anlamı: tanıtmak, tarif etmek -
15 tanıtılmak
-
16 tanıtmamak
v. (neg. form of tanıtmak) introduce, present, acquaint, familiarize, hold out -
17 kendi
1. pron selbst, selber; er, sie, es;(ben) kendim ich (selbst), (sen) kendin du (selbst), kendi(si) er, sie, es (selbst), kendimiz wir (selbst), kendiniz ihr (selbst), Sie (selbst), kendileri sie (selbst);2. adj eigen;kendiminki mein, meins; der, die, das Meinige;kendi evim mein Haus, kendi evin dein Haus;kendi kitabı sein Buch, sein eigenes Buch;kendi oğlu ihr leiblicher Sohn;kendi başına selbstständig, auf eigene Faust;kendi derdine düşmek nur mit sich selbst beschäftigt sein;kendi dünyasında yaşamak weltfremd sein;kendi düşen ağlamaz wie man sich bettet, so liegt man;kendi göbeğini kesmek sich nur auf sich selbst verlassen;kendi yağıyla kavrulmak im eigenen Saft schmoren; allein zurechtkommen;kendi halinde, kendi havasında eigenbrötlerisch;kendi işini kendin yap Do-ityourself n3. refl pron sich;ben kendime güveniyorum ich verlasse mich auf mich selbst;kendimi iyi bulmuyorum ich fühle mich nicht wohl;belli ki, kendini çok üşütmüş es ist klar, dass sie sich sehr erkältet hat;kendine vor sich; mit sich selbst; ganz allein; selbst-;kendinden geçmek in Ohnmacht fallen;kendine güvenen selbstsicher;kendini atmak sich stürzen (-den aus D);kendini dev aynasında görmek sehr eingebildet sein;kendini beğenmek viel von sich (D) halten;kendini bırakmak sich gehen lassen; sich überlassen (-e D);kendini dirhem dirhem satmak zimperlich sein, fam sich anstellen;kendini bulmak wieder zu sich (D) kommen; eine Persönlichkeit werden;kendini göstermek sich zeigen, auftreten; sich hervortun;kendini ispat etmek sich behaupten;kendini ispat ihtiyacı Geltungsbedürfnis n;kendini tanıtmak sich vorstellen;kendini toparlamak sich zusammennehmen; Vernunft annehmen; zunehmen;-e kendini vermek sich hingeben D, sich aufopfern für;kendi(si)ne gelmek zu sich (D) kommen; Sache sich einrenken -
18 tanıtılmak
tanıtılmak pass von tanıtmak -
19 lanse etmek
vt lancieren; ( tanıtmak) bekannt machen -
20 tanıtma
См. также в других словарях:
tanıtmak — i, e 1) Bir kimsenin veya bir şeyin tanınmasını sağlamak 2) Bir kişinin kim olduğunu başkasına bildirmek, tanıştırmak, takdim etmek, prezante etmek Bizim eve sığınmış, terbiyeli bir kadıncağız diye tanıtmıştım. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
afiş — is., Fr. affiche Bir şeyi duyurmak veya tanıtmak için hazırlanan, kalabalığın görebileceği yere aşılmış, genellikle resimli duvar ilanı, ası Afişler bütün tiyatrolarda üç beş günde bir değişirdi. T. Buğra Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller afiş… … Çağatay Osmanlı Sözlük
araştırmak — i 1) Birini veya bir şeyi bulmak için bir yeri gözden geçirmek Odayı iyice araştırdım ama aradığımı bulamadım. 2) Bir gerçeği ortaya çıkarmak için aramalarda bulunmak, sormak, soruşturmak 3) Bilimde ve sanatta yöntemli çalışmalar yapmak Türk… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Atatürkçü — is., öz. Atatürkçülük yanlısı, Kemalist Atatürkçü düşünceyi, Atatürk ilke ve inkılaplarını ... araştırmak, tanıtmak ve yaymak... Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük
defile — is., Fr. défilé Giyecekleri tanıtmak amacıyla mankenlerin yaptıkları gösteri, giyim gösterisi Bir moda salonunda defileye bakıyormuşçasına baştan ayağa kadar süzdüğünü fark ettim. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
gezdirmek — i 1) Birinin gezmesini sağlamak, dolaştırmak Kendisini seven, gezdiren büyük kızlar, ona abla kokusunu vermişlerdi. O. C. Kaygılı 2) Tanıtmak amacıyla dolaştırmak Konuklara Ankara yı gezdirdi. 3) e, nsz Bir şeyi başka bir şeyin üzerinde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gösteri — is. 1) İlgi, dikkat çekmek için bir topluluk önünde gösterilen beceri veya oyun Uçakların uçuş gösterileri. 2) Bir istek veya karşı görüşün, halkın ilgisini çekecek biçimde topluca ve açıkça yapılması, nümayiş 3) Sinema veya tiyatroda film, oyun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gündüz gösterimi — is. 1) Tiyatro, sinema, konser salonu vb.nde yapılan gösteri, matine 2) Herhangi bir eseri tanıtmak, okumak, yorumlamak veya bir sanatçıyı anmak amacıyla düzenlenen toplantı … Çağatay Osmanlı Sözlük
katalog — is., ğu, Fr. catalogue 1) Kitaplıktaki kitapları veya belli bir daldaki gereçleri, nitelikleri bakımından tanıtmak, arandıklarında bulunmalarını sağlamak amacıyla, yer numaraları belirtilerek hazırlanmış kitap, defter veya fişten oluşan bütün,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
koleksiyon — is., Fr. collection 1) Öğrenme, yarar sağlama veya zevk amacıyla bir araya getirilmiş ve özelliklerine göre sınıflara ayrılmış nesnelerin bütünü, derlem Saat koleksiyonu yapmaya merak sarışım da işte buradan geliyor. H. Taner 2) Modaevlerinin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
markalamak — i Bir nesneyi tanıtmak veya benzerlerinden ayırmak için işaret koymak … Çağatay Osmanlı Sözlük