-
101 spor bir takım
n. gym suit -
102 tek kişilik porselen takım
n. a sulky set of china -
103 yedi kişilik takım
n. septuplet -
104 çeyrek finale çıkan takım
n. quarterfinalist -
105 özel dikim bir takım
n. custom made suit -
106 özel dikim bir takım rica ediyorum
I would like a custom made suit.Turkish-English dictionary > özel dikim bir takım rica ediyorum
-
107 üç parça bir takım
n. three piece suit -
108 ısmarlama takım elbise
n. tailored suit, tailored costume -
109 askeriyede takım
deste -
110 asım takım
же́нские украше́ния (серьги и т. п.) -
111 alt takım
under frame -
112 ev sahibi takım
home team -
113 milli takım
national team -
114 ekip
1. أباشة [أُبَاشَة]Anlamı: takım, zümre2. ثلة [ثُلَّة]Anlamı: takım, zümre3. جماعة [جَمَاعَة]Anlamı: takım, zümre4. جهة [جِهَة]Anlamı: takım, zümre5. جوق [جَوْق]Anlamı: takım, zümre6. جوقة [جَوْقَة]Anlamı: takım, zümre7. حزب [حِزْب]Anlamı: takım, zümre8. رهط [رَهْط]Anlamı: takım, zümre9. زمرة [زُمْرَة]Anlamı: takım, zümre10. شرذمة [شِرْذِمَة]Anlamı: takım, zümre11. شيعة [شِيعَة]Anlamı: takım, zümre12. طائفة [طائِفَة]Anlamı: takım, zümre13. عصابة [عِصَابَة]Anlamı: takım, zümre14. عصبة [عُصْبَة]Anlamı: takım, zümre15. فئة [فِئَة]Anlamı: takım, zümre16. فرق [فِرْق]Anlamı: takım, zümre17. فرقة [فِرْقَة]Anlamı: takım, zümre18. فريق [فَرِيق]Anlamı: takım, zümre19. فصيلة [فَصِيلَة]Anlamı: takım, zümre20. فل [فَلّ]Anlamı: takım, zümre21. فوج [فَوْج]Anlamı: takım, zümre22. كوكبة [كَوْكَبَة]Anlamı: takım, zümre23. لفيف [لَفِيف]Anlamı: takım, zümre24. معشر [مَعْشَر]Anlamı: takım, zümre25. ملأ [مَلَأ]Anlamı: takım, zümre26. نفر [نَفَر]Anlamı: takım, zümre27. نفير [نَفِير]Anlamı: takım, zümre -
115 burç
1. برج [بُرْج]2. كوكبة [كَوْكَبَة] -
116 alt
1.1) низ, ни́жняя часть (чего-л.)2) оконча́ние, коне́ц (книги, письма и т. п.)2.makalenin altını henüz okuyamadım — я пока́ ещё не смог дочита́ть ста́тью до конца́
1) ни́жнийalt dudak — ни́жняя губа
alt kısım — ни́жняя часть
2) ни́зший, ни́зкийalt cins — ни́зкий сорт
alt takım — ни́зшее сосло́вие
3) да́льний3.bahçenin alt köşesi — да́льний уголо́к са́да
в функции служ. имениalt bilinç — подсозна́ние
alt komisyon — подкоми́ссия
б) в роли второго компонента одноаффиксного изафета под влия́нием, под возде́йствиемgüneş altında çalışmak — рабо́тать на солнцепёке
bazı şartlar altında — при не́которых усло́виях
serbest yarışmalar altında — под влия́нием свобо́дной конкуре́нции
altına, altında — под
masanın altında — под столо́м
masanın altından — из-под стола́
••- alttan altaaltta kalanın canı çıksın — погов. сла́бых бьют
- alt alta üst üste
- alt etmek
- altına etmek
- altına kaçırmak
- altından girip üstünden çıkmak
- altını ıslatmak
- altından kalkmak
- altında kalmak
- altında kalmamak
- altı kaval üstü şişane
- altına koymak
- alt olmak
- altını üstüne getirmek
- alt yanı çıkmaz sokak -
117 düzmek
- er -i1) располага́ть в определённом поря́дке; систематизи́роватьçeyiz düzmek — собира́ть прида́ное
takım düzmek — набира́ть компле́кт
2) составля́ть, сочиня́ть (музыку, стихотворение и т. п.)şarkı düzmek — сочиня́ть пе́сню
3) перен. приду́мать, сочини́тьbu haberi kendisi düzmüştür — э́ту но́вость он сам приду́мал
hile düzmek — стро́ить ко́зни, плутова́ть
yalan düzmek — сочиня́ть небыли́цы
-
118 garanti
гара́нтия (ж)* * *1.гара́нтия, обеспе́чение; руча́тельствоgaranti mektubu — гаранти́йное письмо́
garanti veren — гара́нт
garanti vermek — дава́ть гара́нтию
anayasa garantileri — конституцио́нные гара́нтии
2. разг.bu saatin bir yıl garantisi — э́ти часы́ име́ют гара́нтию на оди́н год
несомне́нно, безусло́вноbu takım garanti galip gelir — э́та кома́нда безусло́вно победи́т
-
119 kamp
ке́мпинг (м) ла́герь (м)* * *врз.ла́герьkampa çıkmak — отбы́ть в ла́герь
kamp hayatı — ла́герная жизнь
kamp kurmak — разби́ть ла́герь
esir kampı — ла́герь [военно]пле́нных
toplama / temerküz kampı — концентрацио́нный ла́герь, концла́герь
••- takım kampa giriyor -
120 karşı
про́тив* * *1.противополо́жная сторона́karşıdan bir araba geliyordu — с противополо́жной стороны́ е́хала кака́я-то маши́на
karşıya geçmek — перейти́ на противополо́жную сто́рону
2.karşıda oturuyor — он живёт напро́тив
1) противополо́жныйkarşı mahalle — кварта́л, располо́женный напро́тив
karşı taraf — противополо́жная сторона́
2) несхо́дный, противоре́чащий [друго́му]karşı dava — юр. встре́чный иск
karşı parti — оппозицио́нная па́ртия
karşı takım — спорт. кома́нда-проти́вник
3. -ekarşı teklif — встре́чное предложе́ние, контрпредложе́ние
1) про́тив, напро́тив кого-чего; пе́ред кем-чемparka karşı oturmak — жить напро́тив па́рка
buna karşı — про́тив э́того
gripe karşı ilâç — лека́рство про́тив гри́ппа
2) по отноше́нию к кому-чему, относи́тельно кого-чегоsize karşı söz — а) выска́зывание про́тив вас; б) относи́тельно вас
ona karşı sempatim var — у меня́ к нему́ симпа́тия
3) под, к... ( о времени)akşama karşı — под ве́чер, к ве́черу
tren sabaha karşı istasyona geldi — к утру́ по́езд при́был на ста́нцию
••- karşı durmak
- karşı sına geçmek
- karşı gelmek
- karşı koymak
- karşı olmak
- kim karşı?
См. также в других словарях:
takım — is. 1) Bir işte veya bir yerde kullanılan eşya ve aletlerin tamamı, ekipman 2) Meslek, davranış, durum vb. yönlerden birbirine uyan kimselerin oluşturduğu topluluk Memur takımından olduğumuzdan böyle evlerde oturamazdık, daha doğrusu alışkın… … Çağatay Osmanlı Sözlük
takım takım — zf. Küçük topluluklar durumunda Kadın, kız, ihtiyar takım takım geliyorlar. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
takım taklavat — is. 1) Hepsi, hep birlikte Pencerelerin arkasında silme yıldız bir temmuz gecesi, takım taklavatıyla, görkemli bir donanma şenliği gibi kuruluyor. A. İlhan 2) Araç gereçler, parçalarıyla birlikte takım İşe giderken takım taklavat dolu valizimizi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
takım oyunu — is., sp. 1) Basketbol, voleybol gibi takım hâlinde yapılan oyun 2) mec. Paylaşılarak ve ortaklaşa yapılan iş … Çağatay Osmanlı Sözlük
takim — is., esk., Ar. taˁḳīm 1) Verimsiz duruma getirme, sonuçsuz bırakma, kısırlaştırma 2) Mikrobundan arıtma … Çağatay Osmanlı Sözlük
takım erki — is., top. b. Oligarşi … Çağatay Osmanlı Sözlük
takım tutmak — spor takımlarından birini desteklemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
alt takım — is. 1) Bir takım içinde kurulan ikinci derecedeki takım 2) İniş takımları … Çağatay Osmanlı Sözlük
Milli takim — Équipe de Turquie de football Équipe de Turquie … Wikipédia en Français
asım takım — is., hlk. Kadınların takındıkları süs eşyası … Çağatay Osmanlı Sözlük
millî takım — is., sp. Uluslararası yarışmalarda bir ülkeyi temsil etmek için bir araya gelmiş sporcular grubu … Çağatay Osmanlı Sözlük