-
1 ahenk tahtası
mus Resonanzboden m -
2 atlama tahtası
Sprungbrett nt -
3 can tahtası
-
4 dama tahtası
Damebrett nt -
5 deneme tahtası
-
6 göğüs tahtası
anat Brustbein nt -
7 ilan tahtası
Anschlagbrett nt -
8 iman tahtası
-
9 satranç tahtası
Schachbrett nt -
10 sıçrama tahtası
sport Sprungbrett nt -
11 tecrübe tahtası
Versuchskaninchen nt -
12 ütü tahtası
Bügelbrett nt -
13 tahta
tahta s1) Holz nt -
14 ahenk
ahenk tahtası MUS Wirbel m -
15 atlama
atlama Springen n; Sprung m; Wurf m;sırıkla atlama Stabhochsprung m;uzun atlama Weitsprung m;yüksek atlama Hochsprung m;atlama beygiri Pferd n (Turngerät);atlama sehpası Bock m (Turngerät);atlama tahtası Sprungbrett n;atlama taşı yapmak fig als Sprungbrett benutzen -
16 çıkık
çıkık (tahtası) MED Schiene f -
17 deneme
deneme Versuch m, Experiment n; Probe f; LIT Essay m;deneme süresi Probezeit f;deneme tahtası abw Versuchsobjekt n -
18 iman
iman [iːmɑːn] (-e) Glaube m (an A); Annahme f des Islams; feste(r) Glaube;-e iman etmek glauben (an A);iman getirmek den Islam annehmen;iman sahibi Gläubige(r);iman tahtası fam Brust f, Busen m;imana gelmek den Islam annehmen; fig Vernunft annehmen;-i imana getirmek jemanden zum Islam bekehren; jemanden zur Vernunft bringen;-in imanı gevremek fam sich ganz kaputtmachen (-den mit D);imanı yok herzlos, grausam; nieder mit ihm!;imanım fam mein Lieber, mein Bester!; du lieber Himmel!;imanına kadar bis zum Rande voll;imanına kadar dolu gerammelt voll;-in imanını gevretmek jemandem den Rest geben -
19 kırık
kırık1 <- ğı>1. adj zerbrochen; kaputt; Hand, Linie gebrochen; Schulnote schlecht;kırık dökük Sache ausgedient, altersschwach; Rede zusammenhanglos; restlich; Trödel m, Kram m2. subst MED Bruch m; Graupen f/pl; Grütze f;kırık tahtası MED Schiene f;cam kırığı Scherbe f;ekmek kırığı Brotkrume fkırık2 <- ğı> Liebhaber m, Hausfreund m;kırık dölü uneheliche(s) Kind -
20 plançeta
plan'çeta Messtisch m;plançeta tahtası Reißbrett n
- 1
- 2
См. также в других словарях:
tahtası eksik — şaka aklı tam olmayan, şaşkın, alık, budala … Çağatay Osmanlı Sözlük
deneme tahtası — is. Üzerinde bilgisizce, tedavi, onarım vb. işler yapılan kimse veya şey Usta, motoru deneme tahtası yaptı. Asistanlar, çocuğu deneme tahtası yaptılar … Çağatay Osmanlı Sözlük
ahenk tahtası — is. Telli çalgılarda üzerine tellerin gerilmiş olduğu kapak tahtası … Çağatay Osmanlı Sözlük
atlama tahtası — is., sp. 1) Atletizm yarışmalarında tek adım veya üç adım atlamada kullanılan sıçrama tahtası 2) mec. Daha iyi bir duruma geçmek için araç olarak kullanılan yer veya kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
satranç tahtası — is. Üzerinde satranç oynanan altmış dört kareli tahta vb. yüzey Ben politikanın satranç tahtası üstünde sadece bir piyonu idim. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
sofra tahtası — is. Yerde yemek yeneceği zaman üzerine sofra takımı konan alçak masa Sofra tahtası, çardağın köşesinde kalan zeytinin gölgesinde kurulmuştu. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
aynalık tahtası — is., den. Sandalların kıç taraflarında oturanın sırtını dayamasına yarayan tahta … Çağatay Osmanlı Sözlük
borsa tahtası — is. Borsada alım satım fiyatlarının ilan edildiği pano … Çağatay Osmanlı Sözlük
can tahtası — is., hlk. Göğüs kemiği … Çağatay Osmanlı Sözlük
dama tahtası — is. Üzerinde dama oynanan tahta … Çağatay Osmanlı Sözlük
duyuru tahtası — is. Duyurumluk … Çağatay Osmanlı Sözlük