-
1 خارش
tırmalamak; tırmıklamak; tırnaklamak -
2 حرش
IحَرَّشَkörüklemekAnlamı: kışkırtmak, şiddetlendirmekIIحَرَشkalınlıkAnlamı: kalın olma durumuحَرَشَ1. tırmıklamakAnlamı: tırmalamak2. tırnaklamakAnlamı: tırmalamak3. tırmalamakAnlamı: tırnaklarıyla çizmekIVحَرِش1. abullabutAnlamı: hantal, kaba ve anlayışsız kimse2. engebeAnlamı: yer biçimi, yer şekilleri, arıza3. kalın4. yoğunAnlamı: kalın5. kırıcıAnlamı: kaba, sertVحِرْشcengel -
3 خارش
خارَشَ1. tırnaklamakAnlamı: tırmalamak2. tırmıklamakAnlamı: tırmalamak3. tırmalamakAnlamı: tırnaklarıyla çizmek -
4 خدش
Iخَدَشَ1. kurcalamakAnlamı: tahriş etmek2. tırnaklamakAnlamı: tırmalamak3. tırmıklamakAnlamı: tırmalamak4. tırmalamakAnlamı: tırnaklarıyla çizmekIIخَدْش1. eşmek2. tahrişAnlamı: tırmalanma3. eşelemek -
5 خربش
خَرْبَشَ1. kurcalamakAnlamı: tahriş etmek2. tırnaklamakAnlamı: tırmalamak3. tırmıklamakAnlamı: tırmalamak4. tırmalamakAnlamı: tırnaklarıyla çizmek5. eşelemek -
6 مرش
مَرَشَ1. kurcalamakAnlamı: tahriş etmek2. tırnaklamakAnlamı: tırmalamak3. tırmıklamakAnlamı: tırmalamak4. tırmalamakAnlamı: tırnaklarıyla çizmek -
7 حرش
abullabut; cengel; engebe; kalın; kalınlık; kırıcı; körüklemek; tırmalamak; tırmıklamak; tırnaklamak; yoğun -
8 خدش
eşelemek; eşmek; kurcalamak; tahriş; tırmalamak; tırmıklamak; tırnaklamak -
9 خربش
eşelemek; kurcalamak; tırmalamak; tırmıklamak; tırnaklamak -
10 مرش
kurcalamak; tırmalamak; tırmıklamak; tırnaklamak
См. также в других словарях:
tırmalamak — i 1) Tırnaklarıyla çizmek veya hırpalamak, tırnaklamak Böyle çöktüğüm yerde, tahtaları tırmalayarak ne kadar ağladım. Y. Z. Ortaç 2) mec. Rahatsız etmek Sualler gece geç vakte kadar ... kafasını tırmaladı durdu. T. Buğra Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kulak tırmalamak — kulağı rahatsız etmek Evde kimse yoktu sözü kulağını tırmaladı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
zihnini kurcalamak (veya tırmalamak) — 1) (bir şey birinin) bir şey sık sık hatırlanıp insanı düşündürmek Bu istifham, bozuk bir plak gibi bütün gün zihnini tırmaladı durdu. H. Taner 2) (bir şey birinin) çözülmesi gerekli bir konu üzerinde durmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yeri göğü tırmalamak — çok sancı, acı çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahriş etmek — tırmalamak, yakmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kartamak — tırmalamak; sağaltmak I, 245, 272; II, 255bkz: kartanmak, kırtlamak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
tarmamak — tirmalamak II, 364 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
tırmalmak — tırmalamak II, 230 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
TAHMİŞ — Tırmalamak. * Hiddetlendirmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
cırmalamak — i, hlk. Tırmalamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
cırnaklamak — i, hlk. Tırmalamak … Çağatay Osmanlı Sözlük