-
1 suçlamak
n. put in the dock--------v. accuse, charge smb. with smth., charge, blame, put the blame on smb., bring an accusation against smb., arraign, censure, condemn, criminate, excoriate, impeach, impute, incriminate, inculpate, indict, reproach, task, tax--------suçlamak (ağır biçimde)v. chastise* * *1. accuse 2. incriminate -
2 suçlamak
to accuse, to indict, to blame, to charge sb (with sth) itham etmek -
3 suçlamak
"/ı/ to accuse (someone); /ı, la/ to accuse (someone) of (an offense or crime)." -
4 birbirini suçlamak
v. recriminate -
5 haksız yere suçlamak
v. accuse falsely -
6 yalancılıkla suçlamak
v. give smb. the lie, give the lie to -
7 suçlamamak
v. (neg. form of suçlamak) accuse, charge smb. with smth., charge, blame, put the blame on smb., bring an accusation against smb., arraign, censure, condemn, criminate, excoriate, impeach, impute, incriminate, inculpate, indict, reproach, task, tax
См. также в других словарях:
suçlamak — i, le Bir kimsenin herhangi bir suç işlediğini öne sürmek, itham etmek Rahmetliyi suçlamak aklımın köşesinden geçmez. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
itham etmek — suçlamak, suçlu görmek Ortada Nihat Efendi yi itham edecek hemen hemen hiçbir delil yok. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
suçlama — is. Suçlamak işi, itham Hemen hemen her faturasının karşısında bir başka fatura, her suçlamaya da bir karşı suçlama vardı. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
can atmak — şiddetle arzu etmek, çok istemek Gözüne kestirdiği, daha doğrusu, suçlamak için can attığı birisi var. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
talihine küsmek — kötü bir durum veya olayla karşılaşıldığında yalnızca talihi suçlamak Talihimize küseriz ama millî menfaat prensiplerinin bizim yüzümüzden kötülenmesini istemeyiz. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
üste çıkmak — 1) suçlu olduğu hâlde karşısındakini suçlamak 2) zeytinyağı gibi üste çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
eteğini başına atmak (veya sarmak) — birini azarlamak, onur kırıcı sözlerle suçlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
aklının köşesinden geçmemek — hiçbir zaman düşünmemek Rahmetliyi suçlamak aklımın köşesinden geçmez. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
ithâm — (A.) [ مﺎﻬﺕا ] suçlama, töhmet altında bırakma. ♦ itham etmek suçlamak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ta'n — (A.) [ ﻦﻌﻃ ] ayıplama, kınama, kötüleme, suçlama. ♦ ta n edilmek ayıplanmak, kınanmak, kötülenmek, suçlanmak. ♦ ta n etmek ayıplamak, kınamak, kötülemek, suçlamak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
İTTİHAM — Suç altında bulunmak. Suçlamak. Töhmet altında olmak. Suçlandırmak. (İtham yerine de kullanılır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük