-
1 soluk
soluk1 <- ğu> verwelkt; bleichsoluk2 <- ğu> Atem m;-i soluk aldırmamak jemanden nicht zu Atem kommen lassen;soluk almadan atemlos (zuhören usw);soluk almak Atem holen, atmen; fig verschnaufen;soluk kesici atemberaubend;soluk soluğa ganz außer Atem; in aller Eile;soluk vermek ausatmen;
См. также в других словарях:
soluğu kesilmek (veya tutulmak) — 1) soluk almaz duruma gelmek 2) mec. aşırı heyecanlanmak 3) mec. gücü tükenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
nefesi kesilmek (veya daralmak veya tutulmak) — 1) güç soluk alacak duruma gelmek veya soluğu büsbütün durmak Nefesi daralıyor, yüzü kızarıyor, böğrüne bir ağrı giriyor ve yol ona gittikçe uzuyordu. M. Ş. Esendal 2) mec. bunalmak, sıkılmak İki güzel filmin arkasından peş peşe on tane moloz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sesi soluğu çıkmamak (veya kesilmek) — (bir kimsenin) sesi çıkmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tıkanmak — nsz 1) Tıkama işine konu olmak Lavabo tıkandı. 2) İştahı kalmayıp yemek yiyememek 3) Soluk alamamak, soluğu kesilmek Hâlâ tıkanmış, boğulmuş gibi kesik kesik nefes alan Lale ye bir kere daha baktı. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
üçükmek — sesi, soluğu, nefesi kesilmek I, 192; II, 118 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini