-
1 заостряться
sivrilmek* * *несов.; сов. - заостри́тьсяsivrileşmek; sivrilmek -
2 выдаваться
çıkık olmak; sivrilmek* * *несов.; сов. - вы́даться1) ( выступать) çıkık olmak; çıkıntı meydana getirmekпорт треуго́льником выдаётся в мо́ре — liman bir üçgen biçiminde denize uzanır
2) ( отличаться) sivrilmek, temeyyüz etmek3) разг. ( оказываться)рабо́ты вы́далось мно́го — çok iş çıktı
е́сли вы́дастся удо́бный слу́чай — fırsat düşerse
денёк сего́дня вы́дался на сла́ву — bugün hava güzel mi güzel
-
3 выдвигаться
ilerlemek,öne geçmek* * *несов.; сов. - вы́двинуться1) (вперёд, наружу) ilerlemek, öne geçmek2) тк. несов. (о ящике и т. п.) (çekilerek) açılmak3) ( по работе) sivrilmek -
4 расти
1) врз büyümek; bitmek (о растениях, волосах); boy atmak, boylanmak, sivrilmek ( становиться выше ростом)го́род растёт — şehir büyüyor
он рос в дере́вне — çocukluğu köyde geçmişti, köyde büyüyüp yetişmişti
э́то де́рево растёт о́чень бы́стро — bu ağaç çok çabuk boylanır
2) ( увеличиваться) artmak; genişlemek; kabarmak; ilerlemekнаселе́ние растёт — nüfus artıyor
дохо́ды расту́т — gelirler artıyor
их дру́жба растёт и кре́пнет — dostlukları ilerliyor, sağlamlaşıyor
вражда́ всё росла́ — düşmanlık kabardıkça kabarıyordu
расту́щее недово́льство — büyüyen hoşnutsuzluk
объём рабо́т растёт — çalışmaların hacmi genişliyor
сла́ва его́ растёт с ка́ждым днём — ünü günden güne yayılıyor
3) перен. ( совершенствоваться) büyümek, gelişmek, gelişmeler / başarılar kaydetmek4) (произрастать, водиться) yetişmek5) ( быть - о растениях) olmakв саду́ расту́т две я́блони — bahçede iki elma ağacı var
••там да́же трава́ не растёт — orada ot bile bitmez
См. также в других словарях:
sivrilmek — nsz 1) Sivri duruma gelmek, sivrileşmek Çenesine doğru sivrilen armudi bir yüzün, ince bir burnu, hâlâ beyaz ve düzgün dişleri vardı. H. E. Adıvar 2) mec. Başkalarını geride bırakıp yükselmek veya ün kazanmak Ben kardeşlerimin en küçüğü olmakla… … Çağatay Osmanlı Sözlük
temayüz etmek — sivrilmek, seçkinleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sivrilme — is. Sivrilmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
diş çıkarmak — çene kemikleri içinde bulunan diş, diş etini deldikten sonra ağız boşluğuna doğru sivrilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
temeyyüz etmek — kendini göstermek, sivrilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
KARN — Zaman, devre. * Bir insanın ortalama ömrü olan altmış sene. * Yüz yıllık zaman. Asır. * Boynuz. Hayvanda başın boynuz yerleri, boynuz yerinden sarkan saç.(Karn, iki mânaya gelir. Birisi, zamandan bir müddete mukterin olan ümmet, bir zaman ahalisi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük