-
1 sinirlendirmek
sinirlendirmek v/t nervös machen, fam nerven, auf die Nerven gehen; reizen -
2 sinirlendirmek
-
3 sinirlendirmek
- i понуд. от sinirlenmek -
4 sinirlendirmek
ачуландыру; кан кайнату; котырту; которту -
5 sinirlendirmek
v. make angry, get smb.'s dander up, irritate, annoy, put smb. out of temper, aggravate, needle, string up, jangle smb.'s nerves, anger, bugger, disconcert, exacerbate, fret, give the willies, grate, incense, rile, rough the wrong way* * *annoy -
6 sinirlendirmek
behicandin--------hêrs kirin--------qehirandin -
7 sinirlendirmek
В приводи́ть в не́рвное состоя́ние; взви́нчивать не́рвы, нерви́ровать, раздража́ть -
8 sinirlendirmek
гъэгубжын/ гъэгубжьын, къэгъэгубжын/ къэгъэгубжьын, КЪЭГЪЭПЛЪЫН, зэгуэгъэпын, гъэбэмпIэн -
9 sinirlendirmek
أغضب -
10 sinirlendirmek
أغضب [أَغْضَبَ]Anlamı: sinirlenmesine sebep olmak -
11 sinirlendirmek
to annoy, to make (sb) nervous, to rub sb the wrong way, to irritate, to nettle, to displease, to rile -
12 sinirlendirmek
"/ı/ to put (someone) in a temper, make (someone) mad; to irritate, annoy, grate on/upon, Brit. give (someone) the pip." -
13 нервировать
-
14 irriteren
sinirlendirmek [-ir] v -
15 displease
sinirlendirmek, canini sikmak; kizdirmak; gücendirmek -
16 steam up
sinirlendirmek, kizdirmak, kiskirtmak, öfkelendirmek; bugulanmak; bugulandirmak -
17 irritate
v. kızdırmak, sinirini bozmak, kurcalamak, öfkelendirmek, sinir bozmak, sinirlendirmek, tahrik etmek, gıcık etmek, tahriş etmek, azdırmak, kaşındırmak, iptal etmek, sinir etmek, rahatsız etmek* * *1. sinirlendir 2. tahriş et* * *['iriteit]1) (to annoy or make angry: The children's chatter irritated him.) kızdırmak, sinirlendirmek2) (to make (a part of the body) sore, red, itchy etc: Soap can irritate a baby's skin.) tahriş etmek•- irritably
- irritability
- irritableness
- irritating
- irritation -
18 sinirlendirmemek
v. (neg. form of sinirlendirmek) make angry, get smb.'s dander up, irritate, annoy, put smb. out of temper, aggravate, needle, string up, jangle smb.'s nerves, anger, bugger, disconcert, exacerbate, fret, give the willies, grate, incense, rile, rough the wrong way -
19 aggravate
v. ağırlaştırmak, ciddileştirmek, kızdırmak, sinirlendirmek, çileden çıkarmak; şiddetlendirmek, kötüleştirmek,* * *1. ağırlaştır 2. kötüleştir* * *['æɡrəveit]1) (to make worse: His bad temper aggravated the situation.) kötüleştirmek, ağırlaştırmak2) (to make (someone) angry or impatient: She was aggravated by the constant questions.) kızdırmak• -
20 anger
n. öfke, kızgınlık, kızma, hiddet, dargınlık; hırs————————v. kızdırmak, öfkelendirmek, sinirlendirmek, darıltmak* * *1. kızdır (v.) 2. öfke (n.)* * *['æŋɡə] 1. noun(a violent, bitter feeling (against someone or something): He was filled with anger about the way he had been treated.) kızgınlık, öfke2. verb(to make someone angry: His words angered her very much.) kızdırmak, öfkelendirmek- angry- angrily
См. также в других словарях:
sinirlendirmek — i Sinirlenmesine sebep olmak Aklıma gelince sinirlendiriyor, hasta ediyor. N. Ataç … Çağatay Osmanlı Sözlük
zıddına basmak (veya gitmek) — sinirlendirmek, sinirini bozmak Niçin babanın zıddına basıyorsun evladım, seni hiç incitmemiş bir baba, bir gün bir fiske vurmadı, bir dediğin iki olmuyor. H. E. Adıvar Yalnız akrep kuyruğu gibi bükülmüş pomatlı ibrişim bıyıklar zıddıma gidiyor.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
cinlendirmek — i Hafifçe kızdırmak, sinirlendirmek Çok koşuşturuyorum, az yazıyorum diye kızardı, bir şeylere kızar beni de cinlendirirdi. N. Meriç … Çağatay Osmanlı Sözlük
germek — i, er 1) Bir şeyin uçlarından veya kenarlarından çekerek gergin duruma getirmek Yayı daha germe / Kıracaksın. B. Necatigil 2) i, e Gergin bir şeyle örtmek 3) Kol, bacak, uzatmak 4) mec. Gergin duruma getirmek, gerginlik yaratmak, sinirlendirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
irite — is., Fr. irrité Sinirlendirmek ve tıp alanında tahriş etmek anlamında irite etmek birleşik fiilinde kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kızdırmak — i 1) Kızmasına neden olmak, kızmasını sağlamak 2) Isıtmak 3) mec. Öfkelenmesine neden olmak, öfkelendirmek, sinirlendirmek Onları kızdıracak bir kötülük mü yaptın? H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
sinirlendirme — is. Sinirlendirmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
illet etmek — 1) sinirlendirmek, kızdırmak 2) sakatlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
komalık etmek — 1) (birini) döverek kıpırdamayacak duruma getirmek 2) mec. (birini) çok sinirlendirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sinir küpüne çevirmek — aşırı derecede sinirlendirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
zıvanadan çıkarmak — (birini) sinirlendirmek, öfkelendirmek Herhangi bir hastada aldığı tedbirlere rağmen beklediği sonucun doğmaması onu zıvanadan çıkarırdı. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük