-
1 оглашаться
несов.; сов. - огласи́ться( seslerle) dolmak
См. также в других словарях:
çıngırdatmak — i Çıngırak sesi çıkarmasını sağlamak Sığırlar çıngıraklarını ıslak ve sisli seslerle çıngırdatarak geçtiler. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
gulgule — is., esk., Ar. ġulġule Gürültü, şamata Kürekçilerin zincir gürültüleri saz ve hanendenin çıkardığı seslerle birbirine karışır, ortalığı büyük bir gulgule kaplar. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük
müzik — is., ği, Fr. musique 1) Birtakım duygu ve düşünceleri belli kurallar çerçevesinde uyumlu seslerle anlatma sanatı, musiki Müzik eğitimi. 2) Bu biçimde düzenlenmiş seslerden oluşan eserlerin okunması veya çalınması Bu akşam güzel bir müzik dinledik … Çağatay Osmanlı Sözlük
pes — 1. ünl., Far. bes Yenilgiyi kabul ettiğini belirtmek için veya birinin şaşkınlık veren davranışlarına karşılık olarak kullanılan bir söz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller pes demek pes etmek 2. sf., Far. pest Hafif, yavaş sesle söylenen, pest,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ses birimi — is., dbl. Dildeki başka seslerle kurduğu ilişki yönünden belirlenen ayırıcı özelliği bulunan ses ögesi, fonem … Çağatay Osmanlı Sözlük
yansıma — is. 1) Yansımak işi Balkon penceresinden dolan ışık, ak saçlarından süt mavisi yansımalar yapıyor. A. İlhan 2) Işık dalgaları yansıtıcı bir yüzeye çarparak yön değiştirme, inikâs Durgun denizler yıldızların yansımasıyla yıldızlandı. Halikarnas… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yansımalı — sf. 1) Yansıtan veya yansıyan 2) dbl. Tabiat seslerini andıran seslerle yapılmış (kelime), onomatopeik … Çağatay Osmanlı Sözlük
genizden konuşmak (veya çıkarmak) — burnu tıkalı gibi konuşmak Genzinden çıkardığı seslerle ağlama taklidi yapıyordu. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük