-
1 освежать
несов.; сов. - освежи́ть1) serinletmekдождь освежил во́здух — yağmur havayı serinletti
освежи́ть? (вопрос парикмахера) — kolonya sürelim mi?
2) ( подновлять) yenilemek; tazelemekосвежи́ть пальто́ — paltoyu yenilemek
освежи́ть кра́ски на портре́те — portrenin renklerini canlandırmak; portrenin renklerine tazelik vermek
-
2 охлаждать
несов.; сов. - охлади́тьsoğutmak; serinletmek
См. также в других словарях:
serinletmek — i Serin duruma getirmek, serinlik vermek Kış rüzgârı, uykusuzluktan kızaran gözlerini, işretten kuruyan dudaklarını serinletir. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüreğini serinletmek — üzüntüsünü azaltmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
beden — is., Ar. beden 1) Canlı varlıkların maddi bölümü, vücut 2) Vücudun, baş, kol ve bacak dışında kalan bölümü, gövde Yemen halkı yaz günlerinde bedenlerini serinletmek için kabuğu kaynatıp içerler. S. Birsel 3) Giysilerde ölçü 4) Kale duvarı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
serinletme — is. Serinletmek işi veya durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
yelpazelenmek — nsz Kendini yelpaze ile serinletmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yürek — is., ği, anat. 1) Kalp 2) Bir kimsenin ruhsal yönü, gönül Fazıla Hanım ın elleri terliyor, yüreği sarsılıyordu. S. F. Abasıyanık 3) Kupa (I) 4) mec. Herhangi bir şeyden çekinmeme, korkmama, yüreklilik, korkusuzluk, cesaret Bu iş yürek ister. 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
YELPEZ — Yelpaze. * Serinletmek için el ile havalandırma âleti … Yeni Lügat Türkçe Sözlük