-
1 sergilemek
vt1) ausstellen2) zur Schau stellenyürekler acısı bir manzara \sergilemek ein Bild des Jammers bieten -
2 sergilemek
sergilemek v/t ausstellen; fig darlegen; zur Schau stellen -
3 sergilemek
выставля́ть* * *-iвыставля́ть, демонстри́ровать, экспони́ровать -
4 sergilemek
выставлять, экспонироватьİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > sergilemek
-
5 sergilemek
v. display, exhibit, expose, show, display of smth., emcee, execute, flourish, set out, shew* * *1. display 2. exhibit -
6 sergilemek
marezandin--------pêşandan--------pêşandin--------pêşanî dan -
7 sergilemek
В выставля́ть, демонстри́ровать, экспони́ровать -
8 sergilemek
къэгъэлъэгъон/ къэгъэлъэгъуэн -
9 sergilemek
أهلأوضحبرزعرضوضح -
10 sergilemek
1. أهل [أَهَلَّ]Anlamı: teşhir etmek, satmak amacıyla malı görülecek bir yere koymak2. أوضح [أَوْضَحَ]Anlamı: teşhir etmek, satmak amacıyla malı görülecek bir yere koymak3. برز [بَرَّزَ]Anlamı: teşhir etmek, satmak amacıyla malı görülecek bir yere koymak4. عرض [عَرَضَ]Anlamı: teşhir etmek, satmak amacıyla malı görülecek bir yere koymak5. وضح [وَضَّحَ]Anlamı: teşhir etmek, satmak amacıyla malı görülecek bir yere koymak -
11 sergilemek
"to exhibit, to display; to present; to show" -
12 sergilemek
/ı/ 1. to exhibit, display, put (something) on display. 2. to show, set forth. -
13 boyundurukla sergilemek
v. pillory -
14 sergilenmek
страд. от sergilemek -
15 sergilememek
v. (neg. form of sergilemek) display, exhibit, expose, show, display of smth., emcee, execute, flourish, set out, shew -
16 sergileme
2) Ausstellung f3) Zurschaustellung f, Präsentation f
См. также в других словарях:
sergilemek — i 1) Bazı şeyleri göstermek, tanıtmak veya satmak amacıyla herhangi bir biçimde, herkesin görebileceği bir yere yerleştirmek, teşhir etmek 2) mec. Vermek veya sunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sergi açmak — sergilemek Şehir Galerisi nde açtığı ilk sergide, yalnız zevkine ve hünerine değil, sabrına da şaştım. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
fuar — is., Fr. foire Belli zamanlarda, belli yerlerde ticari mal sergilemek amacıyla açılan büyük sergi Birleşik Sözler kitap fuarı … Çağatay Osmanlı Sözlük
manken — is., Fr. mannequin 1) Genellikle modaevlerinde giysileri alıcılara gösterme işiyle görevli kimse, model 2) Ressam ve heykeltıraşların gerektikçe model olarak kullandıkları, türlü biçimleri alabilen eklemli, çoğunlukla tahtadan yapılmış insan veya … Çağatay Osmanlı Sözlük
podyum — is., Fr. podium Genellikle atletizm yarışmalarında derece alan atletlerin veya giysileri sergilemek için mankenlerin çıktıkları merdivenli, yüksekçe yer … Çağatay Osmanlı Sözlük
sergileme — is. Sergilemek işi, teşhir … Çağatay Osmanlı Sözlük
vitrin — is., Fr. vitrine 1) Bir dükkân veya mağazanın sokaktan camla ayrılan ve mal sergilemek için kullanılan yeri, sergen Sarışın bir kız, pastacının vitrinine dikkatle bakıyordu. P. Safa 2) İçine konan şeylerin görünmesi için yapılmış camlı dolap… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gösteri yapmak — 1) topluluk önünde bir beceri veya oyunu sergilemek 2) düşüncelerini halka veya yetkililere duyurmak için bir araya gelerek eylemde bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
teşhir etmek — 1) göstermek 2) sergilemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz (veya gözler) önüne sermek — açıklamak, sergilemek, göstermek, tanıtmak Adı duyulmamış, şiiri bilinmeyen gençleri tutar, gözler önüne sererdi … Çağatay Osmanlı Sözlük
meydana dökmek — hepsini sergilemek, ortaya dökmek … Çağatay Osmanlı Sözlük