-
1 selamet
selamete çıkmak davonkommen, gerettet werden -
2 selamet
-
3 selâmet
(-ti)а1) благополу́чие; бла́гоselâmeti memleket namına — на бла́го ро́дины
2) спасе́ние; безопа́сность; це́лостность, невреди́мостьselâmet bulmak, selâmete çıkmak — благополу́чно вы́путаться из чего, спасти́сь
sahili selâmet — спаси́тельный бе́рег
aileniz için hiç endişe etmeyiniz, hepsi ötedirler — не беспоко́йтесь о свое́й семье́, все они́ в безопа́сности
◊
selâmetle — а) с бо́гом!, в до́брый путь!; б) це́лым и невреди́мым, в це́лости и сохра́нности -
4 selâmet
1) здоро́вье; благополу́чие, бла́го2) безопа́сность, невреди́мостьselâmete çıkmak — благополу́чно вы́путаться из чего; обрести́ благополу́чие / поко́й
selâmetle — а) с бо́гом, в до́брый час; б) це́лым и невреди́мым; в це́лости и сохра́нности
Hak selâmet versin! — да сохрани́ [вас / тебя́] всевы́шний!
-
5 selamet
сәламәт -
6 selamet
n. safety, security, salvation -
7 selamet
xweşî -
8 selâmet
أمانأمناطمئنانسكينةسلامسلمصحةعافيةهون -
9 selâmet
1. أمان [أَمَان]Anlamı: esen olma durumu2. أمن [أَمْن]Anlamı: esen olma durumu3. اطمئنان [اِطْمِئْنان]Anlamı: esen olma durumu4. سكينة [سَكِينَة]Anlamı: esen olma durumu5. سلام [سَلَام]Anlamı: esen olma durumu6. سلم [سَلَم]Anlamı: esen olma durumu7. سلم [سَلْم]Anlamı: esen olma durumu8. سلم [سِلْم]Anlamı: esen olma durumu9. صحة [صِحَّة]Anlamı: esen olma durumu10. عافية [عافِيَة]Anlamı: esen olma durumu11. هون [هَوْن]Anlamı: esen olma durumu -
10 selamet
"safety, security; healthiness, soundness" -
11 selamet
",-ti 1. soundness; healthiness, correctness. 2. safety, security; peace, well-being, freedom from worry. 3. success, favorable outcome. 4. salvation, deliverance. -le 1. Godspeed! 2. safely, safe and sound. - bulmak/-e çıkmak/-e ermek 1. to reach safety. 2. to be delivered from trouble. 3. (for something) to turn out well." -
12 Selâmet ordusu
n. Salvation Army -
13 selâmet ordusundan kimse
n. salvationist -
14 Allah selâmet versin
да сохрани́т [его́] Алла́х -
15 Allah
алла́х (м)* * *1) Алла́х, Бог2) бу́дучи пе́рвым компоне́нтом изафе́та, уси́ливает значе́ние второ́го компоне́нтаAllahın ayazinda — в лю́тый моро́з
Allahın günü — ка́ждый Бо́жий день
Allahın tembeli — отъя́вленный ло́дырь
••Allah bilir ama kul da sezer — посл. Алла́х зна́ет, а его́ раб дога́дывается
Allah dağına göre kar verir — посл. Госпо́дь Бог раздаёт го́ре / печа́ль / боле́зни и т. п. ка́ждому сто́лько, ско́лько он вы́держит
Allah dokuzda verdiğini sekizde almaz — посл. чему́ быть, того́ не минова́ть
Allah herkesin gönlüne göre versin — погов. ка́ждый полу́чит то, чего́ он заслу́живает
Allah kardeşi kardeş yaratmış, kesesini ayrı yaratmış — посл. дру́жба дру́жбой, а де́нежки врозь
Allah kazadan belâdan saklasın — погов. упаси́, Алла́х, от вся́кой напа́сти
Allahtan korkayandan korkmalı — погов. бо́йся того́, кто не бои́тся Алла́ха
Allah sağ eli / gözü sol ele / göze muhtaç etmesin — погов. не приведи́, Алла́х, прибега́ть к по́мощи бли́зких
- Allahım- Allah ne de yakışmış!- Allahtan- Allah akıl fikir versin!
- Allah akıllar versin!
- Allah Allah
- Allah aratmasın
- Allah artırsın
- Allah aşkına
- Allah bağışlasın
- Allah belâsını versin!
- Allah beterinden saklasın
- Allah beterind esirgesin - Allah büyük
- Allah canını alsın!
- Allah cezasını versin!
- Allah derim
- Allah dört gözden ayırmasın
- Allah düşmanıma vermesin
- Allah ecir sabır versin
- Allah eksik etmesin
- Allah eksikliğini göstermesin
- Allah emeklerini eline versin
- Allah etmesin
- Allah evi
- Allah gecinden versin
- Allah göstermesin
- Allah hakkı için
- Allahın hikmeti
- Allah hoşnut olsun
- Allah için
- Allah inandırsın
- Allah seni inandırsın
- Allah sizi inandırsın
- Allah kabul etsin
- Allah kahretsin!
- Allah kavuştursun
- Allah kerim
- Allahtan kork!
- Allahtan korkmaz
- Allah lâyığını versin
- Allah manda şifalığı versin
- Allah mübarek etsin!
- Allah ne verdiyse
- Allah ömürler versin
- Allah rahatlık versin!
- Allah rahmet eylesin!
- Allah rızası için
- Allah selâmet versin
- Allahını seversen
- Allah son gürlüğü versin
- Allaha şükür
- Allah taksimi
- Allah utandırmasın
- Allah vere
- Allah vere de
- Allah vergisi
- Allah vermesin
- Allah versin
- Allah yarattı dememek -
16 sağ
пра́вый* * *I1) пра́вая сторона́sağa — напра́во
sağınızda — спра́ва от вас
sağa dönmek — поверну́ть напра́во
sağı tutmak — держа́ться пра́вой стороны́
sağdan yürümek — идти́ по пра́вой стороне́
masayı biraz sağa almak — подви́нуть стол немно́го впра́во
2) полит. пра́вый, приде́рживающийся пра́вых взгля́довsağa kaymak — праве́ть
••- sağdan geri dönmeksağ elinin verdiğini sol elin görmesin — посл. пусть ле́вая рука́ не ви́дит того́, что даёт пра́вая (делать всё скрытно, тайно)
- sağdan geri etmek
- sağ gözünü sol gözünden sakınmak
- sağ kolu
- sağa... sola...
- sağa başvurdu
- sola başvurdu
- sağa sola bakmadan
- sağını solunu bilmemek
- sağı solu olmamak
- sağ yap! II1) здоро́вый2) живо́й, невреди́мыйsağ kalanlar — оста́вшиеся в живы́х
sağ kalmak — оста́ться в живы́х
sağ selâmet — жив-здоро́в, цел и невреди́м
-
17 sen
ты* * *тыsen bilirsin — тебе виднее; дело твоё, тебе лучше знать
••sen giderken ben geliyordum — посл. я эти игры / штучки лучше тебя знаю
sen ağa ben ağa, koyunları kim sağa? — посл. и ты господин и я господин, а кто будет работать?
sen sağ, ben selâmet — погов. ничего уж не поделаешь, с этим покончено
-
18 Allah
Allah [ɑ'ɬaːx] Gott (m);Allah oder Allahım! mein Gott!, großer Gott!;Allah Allah! ach, du liebe Zeit!; ach, du meine Güte!; Donnerwetter!;Allah aşkına um Gottes willen;Allah bağışlasın behüte dich ( oder ihn usw) Gott!;Allah bilir weiß Gott …;Allah derim weiß der Himmel;Allah esirgesin (oder saklasın) Gott behüte;Allah göstermesin da sei Gott vor;Allah için bei Gott, wirklich; um Gottes willen;Allah kabul etsin vergelt’s Gott;Allah korusun Gott behüte!;Allah ona lâyığını versin Gott möge ihn strafen;Allah ömürler versin lange mögen Sie leben (als Dank);Allah rahatlık versin schlaf(en Sie) gut!;Allah rızası için um Gottes willen!;Allah selâmet versin Gott behüte dich (ihn usw)! (vor einer Reise);Allah vere (de) … wollte Gott …!;Allah versin Gott gebe es; zu Bettlern Gott wird dir geben;Allaha şükür Gott sei Dank!;Allahı(nı) seversen um Gottes willen!;Allahın belası Gottes Geißel f; gottverlassen (Ort);(her) Allahın günü jeden Tag, den Gott werden lässt;Allahın izniyle mit Gottes Hilfe, so Gott will;Allahtan als adv glücklicherweise, Gott sei Dank;Allahtan bulsun Gott strafe ihn!;Allahtan kork! schäm dich!;Allahtan korkmaz unmenschlich -
19 emn
а безопа́сность, споко́йствиеemn ü selâmet — тишина́ и споко́йствие (в общественных местах), обще́ственный поря́док
-
20 esenlik
health, healthiness afiyet, sýhhat, selamet
- 1
- 2
См. также в других словарях:
selamet — SELAMÉT s. v. bancrută, crah, faliment, noroc, salvare, scăpare, şansă. Trimis de siveco, 13.09.2007. Sursa: Sinonime selamét s.n. (înv.) 1. salvare; noroc; (în expr.) a ieşi la selamet = a rezolva în mod favorabil o problemă; a scăpa dintr o… … Dicționar Român
selamet — selámet m DEFINICIJA 1. reg. izbavljenje od nevolje, opasnosti, bolesti; spas 2. pravi put [izvesti djecu na selamet, reg.] ETIMOLOGIJA tur. selȃmet ← arap. sälāmä … Hrvatski jezični portal
selamet — is., Ar. selāmet 1) Esen olma durumu, esenlik 2) Her türlü korku, tasa ve tehlikeden uzak, güvende olma durumu İki şimşek çakıp bir gök gürlemeye görsün, o zaman selameti kaçışta buluruz. H. Taner 3) ed. Anlatıma temel olan düşüncenin her… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Selamet Ier Giray — (né vers 1556 mort en 1610) Khan de Crimée de 1608 à 1610 Origine Selamet Giray est le dernier fils de Devlet Ier Giray. Il vivait à Constantinople où il était devenu le favori du Capitan Pacha Hafiz Ahmed. Règne Ğazı II Giray avait obtenu du… … Wikipédia en Français
selâmet — (A.) [ ﺖﻡﻼﺱ ] esenlik … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
SELAMET — Kurtuluş, tehlikeden sâlim olmak. Korktuklarından, fenalıklardan kurtulmak. * Neticede imân ile kabre girmek. * Edb: Doğruluk, sağlamlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
selamet parası — bir kimsenin uzun bir yolculuğa çıkarken yakınlarına verdiği sempolik para … Beypazari ağzindan sözcükler
Milli Selamet Partisi — Die Millî Selamet Partisi (dt. Nationale Heilspartei, MSP) war eine islamistisch orientierte politische Partei in der Türkei. Die MSP wurde am 11. Oktober 1972 von den Mitgliedern der nach dem Militärputsch von 1971 verbotenen Nationalen… … Deutsch Wikipedia
Millî Selamet Partisi — Die Millî Selamet Partisi (dt. Nationale Heilspartei, MSP) war eine islamistisch orientierte politische Partei in der Türkei. Die MSP wurde am 11. Oktober 1972 von den Mitgliedern der nach dem Militärputsch von 1971 verbotenen Millî Nizam Partisi … Deutsch Wikipedia
Allah selamet versin — 1) yola çıkanlara Tanrı kazadan, beladan korusun anlamında söylenen bir uğurlama sözü 2) yolda güçlük içinde bulunanlara iyi dilek sözü olarak kullanılan bir söz Allah selamet versin, varsın koskoca kamyon kırk kişiyle yan yatsın, yatar a! B. R.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sağ selamet — zf. Sağ salim … Çağatay Osmanlı Sözlük