-
1 sefâhat
arapça سفاحت sefihlik, zevk ve eğlence düşkünlüğü. -
2 rozpusta
sefahat -
3 κραιπάλη
sefahat -
4 orgy
sefahat -
5 hýření
sefahat -
6 prostopášnost
sefahat -
7 zhýralost
sefahat -
8 οργιάζω
sefahat alemi yapmak -
9 debauch
sefahat,ayartmak, bastan çikartmak, dogru yoldan saptirmak -
10 debauchery
sefahat, uçarilik; zamparalik, âlemcilik -
11 wallow in vice
sefahat içinde yasamak -
12 pozğunluq
sefahat, sefahet -
13 əxlaqsızlıq
sefahat, sefahet -
14 разгульный
разг.sefih, sefahat °вести́ разгу́льный о́браз жи́зни — sefahat hayatı sürmek
-
15 порок
м1) yerginlikлжи́вость - поро́к — yalancılık bir yerginliktir
2) уст. sefahatпреда́ться поро́ку — kendini sefahate vermek
3) ( физический недостаток) kusur -
16 разврат
-
17 разгул
м1) ( пьянство) sefahat (-ti)преда́ться разгу́лу — kendini sefahate vermek
2) alıp yürümeразгу́л шовини́зма — şovenliğin alıp yürümesi
-
18 debauchery
n. çapkınlık, sefahat, uçarılık, ahlaksızlık, zamparalık, ayyaşlık* * *dışlanmışlık* * *noun (too much indulgence in pleasures usually considered immoral, especially sexual activity and excessive drinking: a life of debauchery.) çapkınlık, zamparalık -
19 decadence
n. çöküş, yıkılış; gerileme* * *batma* * *['dekədəns]1) (a falling from high to low standards in morals or the arts: the decadence of the late Roman empire.) çöküş, çökme2) (the state of having low or incorrect standards of behaviour; immorality: He lived a life of decadence.) ahlâkî çöküntü, sefahat•- decadent -
20 dissolute
adj. ahlaksız; sefahat düşkünü, uçarı; çapkın, hovarda* * *bozuk ahlaklı* * *['disəlu:t](bad or immoral: dissolute behaviour.) ahlâksız
См. также в других словарях:
sefahat — is., ti, Ar. sefāhet 1) Zevk ve eğlenceye düşkünlük, uçarılık Bir memlekette zenginlik başlar da bir parça eğlence ve sefahat da başlamaz olur mu? R. N. Güntekin 2) Eğlence Geliri, istese veyahut karakteri uygun olsa, değil rahat yaşamaya,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sefâhat — (A.) [ ﺖﺣﺎﻔﺱ ] sefihlik, zevk ve eğlence düşkünlüğü … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
eğlence — is. 1) Eğlenme işi, sefahat Biz bu işe tuhaf bir merakla eğlence şeklinde başladık. F. R. Atay 2) Neşeli ve hoşça vakit geçirten şey veya kimse Karıma göre en güzel eğlence, kırda yayan gezmek, kırların havasından istifade etmektir. Ö. Seyfettin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
israf — is., Ar. isrāf Gereksiz yere para, zaman, emek vb.ni harcama, savurganlık, tutumsuzluk ... israf ve sefahat içinde yaşamaya başlamıştı. Y. K. Karaosmanoğlu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller israf etmek israfa kaçmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
uçarılık — is., ğı Uçarı olma durumu veya uçarı davranış, sefahat Böyle bir uçarılıkta bulundukça hemen ardından acı bir pişmanlık duyar. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük