-
1 пожелтелый
-
2 пожелтевший
sararmış, solukТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > пожелтевший
См. также в других словарях:
SARA' — Sararmış hanzal otu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bütün bütüne — zf. Bütün olarak, tamamıyla Gönlümü yararak bütün bütüne / Benzedim sararmış yaban gülüne. F. N. Çamlıbel … Çağatay Osmanlı Sözlük
hatıl — is., mim., esk., Ar. ḫaṭīl Ağırlığı yatay olarak dağıtmak ve duvarların düşey doğrultudaki çatlamalarını önlemek için yatay olarak boydan boya yerleştirilen ahşap, tuğla veya beton bağlama ögesi İki saattir eski, sararmış hatılları sayıyordu. Ö.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hazandide — sf., esk., Far. ḫazāndīde 1) Görmüş geçirmiş 2) Solgun, sararmış, solmuş Sıska ve hazandide söğüt ormancığının içindeki geniş yolu takip ederken, sanki durmak istiyordu. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
islenmek — nsz İsli duruma gelmek O gün üzerlerindeki resimleri sökerek sararmış, islenmiş duvarları badanalattım. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
şişmek — nsz, er 1) İçi hava veya gazlarla dolarak gerilmek Balon şişti. 2) Bir şey emerek hacmi büyümek, genişlemek Tahta, su emerek şişer. 3) Vücudun bir yeri içine yabancı bir maddenin girmesiyle veya başka bir etkiyle gerilmek, kabarmak İhtiyar kadın… … Çağatay Osmanlı Sözlük
cenaze gibi — benzi sararmış … Çağatay Osmanlı Sözlük
sararıp solmak — 1) giderek daha çok solmak Sokakları dolduran sayılmaz şapkaların zalimce, kurnaz ve namussuz gölgelerinde sararmış solmuş. Ö. Seyfettin 2) mec. sağlığı bozulmak Malı mülkü varken, hiçbir sıkıntısı yokken üzüntüsünden zayıflıyor, sararıp… … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAZANDİDE — f. Güz mevsimini görmüş, yaprakları sararmış solmu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAZANLİKA — f. Soluk yüzlü, sararmış, solmuş. Hazân yüzl … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HÂSİF — (Husuf. dan) Sararmış. Rengi, parlaklığı kalmamış. Husufa uğramı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük