-
1 sabırsızlanmak
sabırsızlanmak ungeduldig werden -
2 sabırsızlanmak
vi ungeduldig werden -
3 sabırsızlanmak
проявля́ть нетерпе́ние, теря́ть терпе́ние -
4 sabırsızlanmak
v. become impatient, look forward to -
5 sabırsızlanmak
теря́ть терпе́ние, выходи́ть из терпе́ния; испы́тывать нетерпе́ние -
6 sabırsızlanmak
to grow impatient, to champ -
7 sabırsızlanmak
to grow impatient. -
8 αδημονώ
sabırsızlanmak -
9 дегбіру
sabırsızlanmak -
10 дегбіру
sabırsızlanmak -
11 look forward to
sabırsızlanmak, sabırsızlıkla beklemek, beklemek, can atmak, iple çekmek* * *(to wait with pleasure for: I am looking forward to seeing you / to the holidays.) dört gözle beklemek -
12 нетерпение
сждать с нетерпе́нием кого-что-л. — sabırsızlıkla / dört gözle beklemek
выража́ть / проявля́ть нетерпе́ние — sabırsızlık göstermek; sabırsızlanmak
-
13 sabırsızlanmamak
v. (neg. form of sabırsızlanmak) become impatient, look forward to -
14 chafe
v. ovuşturmak, ovalamak, sürtmek, sürtünmek; yaralamak, yıpratmak; kızdırmak, gücendirmek, rahatsız etmek; berelenmek, aşınmak, kızmak, gücenmek, rahatsız olmak* * *1. ovuştur 2. ısıtmak için ov* * *[ eif]1) (to make warm by rubbing with the hands.) ovarak ısıtmak, ısıtmak için ovuşturmak2) (to make or become sore by rubbing: These tight shoes chafe my feet.) aşındırmak3) (to become impatient: Everyone's chafing at the delay.) sabırsızlanmak -
15 champ at the bit
gemini ısırmak, sinirden dişlerini sıkmak* * *(to be impatient; to show signs of impatience.) sabırsızlanmak -
16 kick one's heels
v. ağaç olmak, sabırsızca beklemek, sabırsızlanmak, bekletilmek* * *(to be kept waiting: I was left kicking my heels for half an hour.) bekletilmek -
17 become impatient
v. sabırsızlanmak -
18 strain at the leash
kurtulmaya çalışmak, sabırsızlanmak -
19 become impatient
v. sabırsızlanmak -
20 strain at the leash
kurtulmaya çalışmak, sabırsızlanmak
- 1
- 2
См. также в других словарях:
sabırsızlanmak — nsz Sabırlı davranmamak, sabır göstermemek Sizi bekleyen zat ... fena hâlde sabırsızlanır sonra. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
sabırsızlanma — is. Sabırsızlanmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
acele etmek — 1) çabuk davranmak, ivmek Aman, acele etmeli, vakit geçiyor. S. F. Abasıyanık 2) telaş etmek, sabırsızlanmak Acele etme, konuşuruz, sırası var. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük