-
1 absurdité
-
2 divaguer
v idire des choses insensées saçmalamak -
3 stupidité
См. также в других словарях:
saçmalamak — nsz Anlamsız, gereksiz, tutarsız, saçma sapan sözler söylemek veya bu tür davranışlarda bulunmak, abuklamak Konuşması büsbütün dağıldı, tutarsızlaştı. Artık saçmalıyor. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
munmak — saçmalamak II, 30 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
hezeyan etmek — saçmalamak A, uzun ettin ama; iki satır yazı istedik, bir çuval hezeyan ettin. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
sandrımak — saçmalamak III, 281bkz: sanr ımak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
sanrımak — saçmalamak. II I, 281bkz: sandr ımak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
sanrışmak — saçmalamak II, 214bkz: sandırışmak, sanruşmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
sanruşmak — saçmalamak II, 213bkz: sand ırışmak, sanrışmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
abuklamak — nsz, argo Saçmalamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
saçmalama — is. Saçmalamak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
zırvalamak — nsz Boş ve anlamsız sözler söylemek, saçmalamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
cevher yumurtlamak — tkz. değerli sözler söylediğini sanarak saçmalamak Sofrada biraz fazla kaçırdığı şarabın ateşiyle daha saatlerce cevherler yumurtlayacaktı. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük