Перевод: с турецкого на английский

с английского на турецкий

sıra+beklemek

  • 1 sıra beklemek

    to await one's turn

    İngilizce Sözlük Türkçe > sıra beklemek

  • 2 sıra

    "1. row; line; queue; file. 2. order, sequence. 3. turn: Sıra sende. It´s your turn. 4. the right time to...: Şimdi denize girmenin tam sırası. Now´s just the right time for a dip in the sea. Şimdi sırası değil. This isn´t the right time. 5. point, moment, time: O sırada öğretmen geldi. At that point the teacher came in. Çiçekleri suladığım sırada telefon çaldı. The telephone rang while I was watering the flowers. 6. bench. 7. desk (in a school classroom). 8. (things) placed in a row: sıra ağaçlar trees planted in a row. 9. of all shapes and sizes: sıra portakalı oranges of all shapes and sizes. -dan ordinary; middling, mediocre, run-of-the-mill. -sında 1. at the right time, when the time is ripe. 2. in the course of, during: ders sırasında during the lesson. -sıyla 1. (doing something) at the right time. 2. sequentially, in sequence, in order, respectively: Bahriye ile Fahriye, sırasıyla altmış ve yetmiş yaşlarındadır. Bahriye and Fahriye are respectively sixty and seventy years old. -yla each in turn; one by one. -sını beklemek to wait one´s turn. - dayağı beating given to each person in a group in turn. - evler row houses, terrace. (adam/insan) -sına geçmek to be regarded as a decent person (when he is actually a complete scoundrel). -sı gelmişken Now that the time seems ripe...: Sırası gelmişken bunu yapalım. Let´s do this, now that the time seems ripe. -sına/-sını getirmek to find a suitable opportunity. -sına göre when it´s right or appropriate to do so: İnsan sırasına göre susmasını da bilmeli. A person should also know when he ought to keep quiet. - gözetmek/kollamak to wait for a suitable moment. -sını kaybetmek (for a baby) to get out of its normal routine of feeding and sleeping. -ya koymak /ı/ to get (something) properly organized or arranged. -sına koymak /ı/ to regard (someone) as being in (a certain) category. - malı 1. run-of-the-mill, middling, mediocre (things). 2. run-of-the-mill things. - sayı sıfatı gram. ordinal number. - sıra row upon row of: sıra sıra çamlar row upon row of pines. - sütunlar arch. colonnade."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > sıra

См. также в других словарях:

  • nöbet beklemek (veya tutmak) — 1) asker, polis vb. bir yeri, bir kimseyi, bir aracı gözetlemek, korumak gibi amaçlarla bulunduğu yerden belli bir süre ayrılmamak Geceleyin nöbet bekleyen muhafızlara ve hizmetçilere görünmeden ... inermiş. R. H. Karay 2) kurum ve kuruluşlarda… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • para ile değil, sıra ile — herkes sırasını beklemek zorundadır anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kuyruk — is., ğu 1) Hayvanların çoğunda, gövdenin sonunda bulunan, omurganın uzantısı olan uzun ve esnek organ 2) Bu organa benzeyen uzantı Uçağın kuyruğu. Gelinliğin kuyruğu. 3) Kuşlarda gövdenin sonunda bulunan tüy demeti 4) Koyunun bazı türlerinde… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nazlanmak — nsz 1) Kolayca gönlü olmamak, ısrar beklemek Ara sıra buluşup içer, birbirine nazlanıp türlü lakırtılar söylemekten hoşlanırlar. M. Ş. Esendal 2) İsteksiz görünmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»