-
1 sıklaşmak
sıklaşmak aneinander rücken, (-di- Form) dicht stehen; (z.B. Besuche) häufiger werden -
2 şıklaşmak
şıklaşmak schick werden, sich feinmachen -
3 sıklaşmak
vi sich häufen -
4 şıklaşmak
-
5 sıklaşmak
случа́ться ча́сто, стать ча́стым, участи́ться -
6 şıklaşmak
станови́ться элега́нтным -
7 sıklaşmak
ешлану -
8 sıklaşmak
v. be more often, thicken, close up -
9 şıklaşmak
станови́ться элега́нтным -
10 sıklaşmak
ازدادتزايدتكاثرتكرركثر -
11 sıklaşmak
1. ازداد [اِزْدادَ]Anlamı: sık görülmek2. تزايد [تَزَايَدَ]Anlamı: sık görülmek3. تكاثر [تكَاثَرَ]Anlamı: sık görülmek4. تكرر [تَكَرَّرَ]Anlamı: sık görülmek5. كثر [كَثُرَ]Anlamı: sık görülmek -
12 sıklaşmak
"to become frequent; to be close together" -
13 sıklaşmak
"1. to become frequent; to happen often; to increase. 2. to form a dense mass." -
14 şıklaşmak
to begin to dress smartly. -
15 şıklaştırmak
-
16 sıklaşmamak
v. (neg. form of sıklaşmak) be more often, thicken, close up -
17 sıklaşma
-
18 şıklaşma
См. также в других словарях:
sıklaşmak — nsz Sık duruma gelmek veya sıkça ortaya çıkmak, sık görülmek Krizleri öyle bir sıklaştı ki ne yapacağımızı şaşırıp kaldık. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
şıklaşmak — nsz Şık duruma gelmek, şık olmak Sen bugün böyle niçin pek şıklaştın, boynuna kravat filan taktın da geldin? O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
göbeklenmek — nsz 1) Karnı yağlanıp şişmanlamak 2) Marul, lahana yaprakları büyüyüp sıklaşmak Marullar göbeklendi … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıklaşma — is. Sıklaşmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
şıklaşma — is. Şıklaşmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük