-
1 sözle
adv. verbally -
2 sözle
у́стно, на слова́х, слове́сно -
3 sözle anlat
1. verbalize 2. verbalized (v.) -
4 sözle saldır
asssail verbally -
5 sözle ifade edilemeyen
adj. speechless -
6 sözle ifade etmek
v. verbalize -
7 sözle saldırmak
v. hit at -
8 sözle saldırı
n. broadside -
9 sözle saldırılmak
v. be under attack -
10 sözle anlatılamaz
speechless -
11 tatlı sözle kandır
coax (v.) -
12 tatlı sözle kandırma
n. cajolery -
13 tatlı sözle kandırmak
v. cajole -
14 bir sözle
зы гущыIэкIэ -
15 didişmek
1. اختصم [اِخْتَصَمَ]2. اشتجر [اِشْتَجَرَ]3. تخاصم [تَخَاصَمَ]4. تشاجر [تَشَاجَرَ]5. تشاحن [تَشَاحَنَ]6. تشاد [تَشَادَّ]7. تنازع [تَنَازَعَ]8. تنافر [تَنَافَرَ]9. جادل [جَادَلَ]10. شجر [شَجَرَ] -
16 mesaj
1. خطاب [خِطَاب]Anlamı: yazı veya sözle gönderilen bilgi2. خطبة [خُطْبَة]Anlamı: yazı veya sözle gönderilen bilgi3. رسالة [رِسَالَة]Anlamı: yazı veya sözle gönderilen bilgi4. رسيل [رَسِيل]Anlamı: yazı veya sözle gönderilen bilgi5. كتاب [كِتَاب]Anlamı: yazı veya sözle gönderilen bilgi6. كلمة [كَلِمَة]Anlamı: yazı veya sözle gönderilen bilgi -
17 ağızdan
1. شفاها [شِفَاهًا]Anlamı: yazılı olmayarak, sözle, sözlü, şifahî2. شفهي [شَفَهِيّ]Anlamı: yazılı olmayarak, sözle, sözlü, şifahî3. شفوي [شَفَوِيّ]Anlamı: yazılı olmayarak, sözle, sözlü, şifahî4. مشافهة [مُشَافَهَةً]Anlamı: yazılı olmayarak, sözle, sözlü, şifahî -
18 söylemek
1. تحدث [تَحَدَّثَ]2. تكلم [تَكَلَّمَ]3. قال [قالَ] -
19 angaje
1. متقيد [مُتَقَيِّدٌ]2. مرتبط [مُرْتَبِط] -
20 tek
tek11. adj -i einzig; einzeln (= isoliert), Einzel-; ungerade (Zahl); ein(e), eines (aus mehreren); ein Gläschen (Schnaps);tek bir kişi var es ist nur einer ( oder ein einziger) da;tek bir kişi yok es ist kein Einziger da;tek anlamlı eindeutig;tek başına ganz allein; für sich; selbstständig;tek dalmak den Gegner (im Ringkampf) an einem Bein packen;tek elden unter einer Leitung;tek hatlı eingleisig; einspurig;tek heceli einsilbig;tek hücreli einzellig;tek kullanımlık şırınga Einwegspritze;tek sözle mit einem Wort;tek tip Einheits- (Kleidung);tek tük vereinzelt, sporadisch;tek yanlı fig einseitig;tek yönlü yol Einbahnstraße f;teke tek dövüşmek Mann gegen Mann kämpfen2. adv nur: tek … -sin de wenn (er/sie) nur …
- 1
- 2
См. также в других словарях:
karı koca bir sözle yakın, bir sözle uzaktır — bir kadınla bir erkek, birbirlerine bağlandıklarını bildiren bir sözle karı koca olurlar, böyle bir bağın kalmadığını bildiren bir sözle de yabancı olurlar anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
tarizde bulunmak — sözle sataşmak, taşlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
boluş — sözle yardım I, 367 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
boluş kılmak — sözle yardım etmek I, 367 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
CİDAL — Sözle mücadele. Ateşli konuşma. Niza. * Muharebe. Cenk. Kavga … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DUÂ-YI KAVLÎ — Sözle yapılan dua ki bildiğimiz meşhur duâlardır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KAVLÎ — Sözle alâkalı. Söz niteliğinde … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜBAREZE — Sözle çekiştirme. Kavga. Cidal. Döğüşmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜMASAHA — Sözle birbirine yumuşak davranma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜŞACERE — Sözle karşılıklı çekişme. Kavga, niza. * Birbirine ağaçla vurma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜŞACİR — Sözle nizâ eden, kavga eden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük