-
61 muckrake
n. skandal çıkaran araştırmacı————————v. rezaletleri ortaya çıkarmak -
62 search out
arayıp bulmak, araştırıp öğrenmek, ortaya çıkarmak, keşfetmek -
63 sift out
eleyerek ayıklamak, ortaya çıkarmak -
64 smoke out
dumana boğmak, duman yapmak, dumanlamak, ortaya çıkarmak -
65 throw into relief
v. ortaya çıkarmak, dikkat çekmesini sağlamak -
66 uncloak
v. açmak, açığa vurmak, ortaya çıkarmak -
67 bring to pass
meydana getirmek, ortaya çıkarmak -
68 hit off
taklit etmek, tıpatıp benzetmek, ortaya çıkarmak, keşfetmek -
69 muckrake
n. skandal çıkaran araştırmacı————————v. rezaletleri ortaya çıkarmak -
70 search out
arayıp bulmak, araştırıp öğrenmek, ortaya çıkarmak, keşfetmek -
71 sift out
eleyerek ayıklamak, ortaya çıkarmak -
72 smoke out
dumana boğmak, duman yapmak, dumanlamak, ortaya çıkarmak -
73 throw into relief
v. ortaya çıkarmak, dikkat çekmesini sağlamak -
74 uncloak
v. açmak, açığa vurmak, ortaya çıkarmak -
75 enthüllen
enthüllen v/t <o ge-, h> Denkmal usw açış törenini yapmak; fig ortaya çıkarmak -
76 eruieren
eruieren v/t <o ge-, h> (araştırarak) ortaya çıkarmak -
77 feststellen
feststellen v/t <-ge-, h> ortaya çıkarmak, saptamak; (wahrnehmen) algılamak, görmek, -in farkına varmak; TECH tesbit etmek, sabitleştirmek -
78 freilegen
freilegen v/t <-ge-, h> açmak, ortaya çıkarmak -
79 herausfinden
herausfinden v/t <unreg, -ge-, h> bulmak; fig ortaya çıkarmak -
80 herausschlagen
herausschlagen v/t <unreg, -ge-, h> kırarak (ortaya) çıkarmak; fam kazanmak; elde etmek;Geld herausschlagen aus -den para vurmak;möglichst viel herausschlagen mümkün olduğu kadar çok faydalanmak
См. также в других словарях:
ortaya çıkarmak — delilleriyle göstermek, ispat etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkarmak — den 1) Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak Cebinden maroken kaplı bir defter çıkardı. Ö. Seyfettin 2) i Sonunu getirmek Bu para ile ayı çıkarırız. 3) i Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek 4) i Bulmak, ortaya koymak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortaya dökmek — 1) çıkarmak, göstermek 2) açıklamak Bunun için dağarcığında ne var ne yok, tümünü ortaya döker. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük
meydana çıkarmak — 1) açıklığa kavuşturmak, ortaya çıkarmak, belli etmek Marifetlerini birer birer meydana çıkarıyor. R. H. Karay 2) bularak ortaya çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
rezalet çıkarmak — rezalet sayılacak bir durumun ortaya çıkmasına yol açmak Her kadının takdim edilmek için can attığı böyle büyük bir adamla dansı yarıda bırakıp rezalet çıkarmak için insanın aklı kaçık olmalı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
icat çıkarmak — 1) hoş görülmeyen yeni bir huy, davranış göstermek 2) yadırganan bir yol tutmak 3) ortaya gereği olmayan bir sorun atmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yalancı çıkarmak — (birini) birinin yalan söylediğini ortaya koymak veya yalan söylememesini sağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
satışa çıkarmak — satmak için ortaya koymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
laf çıkarmak — 1) yeni bir şey söylemek, ortaya atmak Şimdi unutup laf mı çıkarıyorsun? Ö. Seyfettin 2) dedikodu yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
meydana atmak — ortaya çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
peyda etmek — çıkarmak, oluşturmak, ortaya çıkarmak, edinmek Uzun boyu hafif bir kamburluk peyda etmiş. H. C. Yalçın … Çağatay Osmanlı Sözlük