-
1 ortaya çıkarmak
приводи́ть / выставля́ть доказа́тельство; выявля́ть, раскрыва́ть; разоблача́ть -
2 ortaya çıkarmak
барлыкка китерү -
3 ortaya çıkarmak
v. bring to light, discover, expose, bring into the open, uncover, lay bare, bring out, conceive, detect, disclose, ferret out, get at, hit off, bring to pass, pick out, throw into relief, search out, show up, sift out, smoke out, uncloak, unearth -
4 ortaya çıkarmak
къыхигъэкIын, къыхигъэщын -
5 ortaya çıkarmak
a) to find out, to determine, to detect, to discover, to unravel b) to expose, to reveal c) to bring to light d) to unearth e) to create -
6 gerçek yüzünü ortaya çıkarmak
битлеген ачу -
7 geçmişi ortaya çıkarmak
v. rake up -
8 ilişkisini ortaya çıkarmak
v. correlate -
9 kirli çamaşırlarını ortaya çıkarmak
v. gibbetTurkish-English dictionary > kirli çamaşırlarını ortaya çıkarmak
-
10 rezaletleri ortaya çıkarmak
v. muckrake -
11 yeniden ortaya çıkarmak
v. exhume -
12 foyasını ortaya çıkarmak
to show sb up -
13 kirli çamaşırlarını ortaya çıkarmak
to show one's misdeedsİngilizce Sözlük Türkçe > kirli çamaşırlarını ortaya çıkarmak
-
14 onthullen
ortaya çıkarmak [-ır] v -
15 bring about
ortaya çikarmak -
16 bring to light
ortaya çikarmak -
17 call forth
ortaya çikarmak -
18 уличать
ortaya çıkarmak* * *несов.; сов. - уличи́тьон уличён в кра́же — hırsızlık yaptığı ortaya çıkarıldı
-
19 zutage
ortaya çıkarmak [zutage bringen]ortaya çıkmak [zutage treten] -
20 ferret out
ortaya çıkarmak* * *meydana çıkar
См. также в других словарях:
ortaya çıkarmak — delilleriyle göstermek, ispat etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkarmak — den 1) Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak Cebinden maroken kaplı bir defter çıkardı. Ö. Seyfettin 2) i Sonunu getirmek Bu para ile ayı çıkarırız. 3) i Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek 4) i Bulmak, ortaya koymak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortaya dökmek — 1) çıkarmak, göstermek 2) açıklamak Bunun için dağarcığında ne var ne yok, tümünü ortaya döker. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük
meydana çıkarmak — 1) açıklığa kavuşturmak, ortaya çıkarmak, belli etmek Marifetlerini birer birer meydana çıkarıyor. R. H. Karay 2) bularak ortaya çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
rezalet çıkarmak — rezalet sayılacak bir durumun ortaya çıkmasına yol açmak Her kadının takdim edilmek için can attığı böyle büyük bir adamla dansı yarıda bırakıp rezalet çıkarmak için insanın aklı kaçık olmalı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
icat çıkarmak — 1) hoş görülmeyen yeni bir huy, davranış göstermek 2) yadırganan bir yol tutmak 3) ortaya gereği olmayan bir sorun atmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yalancı çıkarmak — (birini) birinin yalan söylediğini ortaya koymak veya yalan söylememesini sağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
satışa çıkarmak — satmak için ortaya koymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
laf çıkarmak — 1) yeni bir şey söylemek, ortaya atmak Şimdi unutup laf mı çıkarıyorsun? Ö. Seyfettin 2) dedikodu yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
meydana atmak — ortaya çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
peyda etmek — çıkarmak, oluşturmak, ortaya çıkarmak, edinmek Uzun boyu hafif bir kamburluk peyda etmiş. H. C. Yalçın … Çağatay Osmanlı Sözlük