-
1 слагаться
-
2 формироваться
oluşmak,biçimlenmek* * *несов.; сов. - сформирова́ться1) biçimlenmek, biçim / şekil almakли́чность формиру́ется в мо́лодости — insanın kişiliği, genç iken biçim alır
ю́ноша уже́ сформирова́лся — delikanlı erkek endamı almıştır
де́вушка ещё то́лько начала́ формирова́ться — kız balık etine yeni girdi
2) ( о коллективе) oluşmak -
3 возникать
ortaya çıkmak,oluşmak,meydana gelmek; doğmak,uyanmak; baş göstermek* * *1) ( появляться) ortaya çıkmak; oluşmak, meydana gelmek (образовываться, складываться); doğmak, uyanmak (рождаться, пробуждаться); çıkmak, baş göstermek ( начинаться)возника́ет вопро́с... — bir soru ortaya çıkıyor...
у меня́ возни́кла мысль / иде́я — bende bir düşünce uyandı
на доске́ возни́кла та же пози́ция — шахм. tahtada aynı durum oluştu
у меня́ возни́кло сомне́ние — bana şüphe geldi
2) ( становиться видным) belirmek -
4 вырабатываться
несов.; сов. - вы́работатьсяэ́та привы́чка выраба́тывается со вре́менем — bu alışkanlık / âdet zamanla oluşur
-
5 образоваться
несов., сов.1) (возникать, получаться) oluşmak; meydana gelmek; teşekkül etmek2) ( организоваться) kurulmak -
6 основываться
несов.; сов. - основа́ться1) тк. несов. (на чем-л.) bir şeye dayanmak; istinat etmek2) ( возникать) oluşmak3) ( поселяться) yerleşmek; yurtlanmak -
7 подбираться
несов.; сов. - подобра́ться1) oluşmakподобрала́сь хоро́шая кома́нда — iyi bir takım oluştu
2) ( подкрадываться) sine sine yaklaşmak -
8 складываться
несов.; сов. - сложи́ться1) oluşmak; ortaya çıkmak, meydana gelmekсложи́лся хоро́ший коллекти́в — iyi bir topluluk oluştu
в сложи́вшейся обстано́вке — ortaya çıkan durumda
обстано́вка скла́дывалась не так, как мы предполага́ли — durum, düşündüğümüz gibi gelişmiyordu
2) разг. ( устраивать складчину) masrafa ortaklaşa katılmakе́сли мы сло́жимся, де́нег хватит — paramızı eklersek yetişir
-
9 создаваться
несов.; сов. - созда́тьсяortaya çıkmak; oluşmakсоздало́сь сло́жное положе́ние — karmaşık bir durum ortaya çıktı
создаётся впечатле́ние, что... —...dığı izlenimi doğuyor
выхо́д из созда́вшейся ситуа́ции — oluşan durumdan çıkış yolu
на доске́ создала́сь та же пози́ция — шахм. tahtada aynı durum oluştu
-
10 составляться
несов.; сов. - соста́виться -
11 состоять
1) oluşmak, kurulu olmakкварти́ра состои́т из трёх ко́мнат — daire üç odalıdır
э́та кре́пость состои́т из двух часте́й — bu kale iki kısımdır
кни́га состои́т из пяти́ разде́лов — kitap beş bölümden oluşuyor
из кого́ состои́т делега́ция? — heyet kimlerden kuruludur / oluşuyor?
2) üye olmak, kayıtlı olmak, mensup olmakсостоя́ть в профсою́зе — sendikalı olmak, sendika üyesi olmak
состоя́ть на слу́жбе у кого-л. — birinin hizmetinde bulunmak
он состои́т на учёте в мили́ции — milisle fişi var
3) olmakв чём состоя́т его́ обя́занности? — onun görevi nedir?
ра́зница состои́т в том, что... — fark şudur ki...
-
12 устанавливаться
несов.; сов. - установи́ться1) ( укореняться) temel tutmak, temellenmek2) (формироваться, складываться) oluşmak
См. также в других словарях:
oluşmak — nsz Belli bir varlık kazanmak, ortaya çıkmak, meydana gelmek, teşekkül etmek, tekevvün etmek Gün batımına yakın İskenderun körfezini sis basıyor, sisten dağlar oluşuyor. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
vücut bulmak — oluşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
terekküp etmek — oluşmak … Hukuk Sözlüğü
kabarmak — nsz 1) Ağırlığı artmadan hacmi büyümek Ekmek iyi kabardı. 2) Yağışlardan veya kaynamaktan taşmaya yüz tutmak Çay birdenbire kabararak şosenin rampalarını aşar ve epeyce zararlara sebep olur. R. N. Güntekin 3) Niceliği artmak, büyümek Masraf… … Çağatay Osmanlı Sözlük
teşekkül etmek — 1) belirmek, belli bir biçim almak, oluşmak 2) kuruluş olarak oluşmak Kuvayımilliye teşekkül edinceye kadar şehri beklediler. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağıllanmak — nsz 1) Toplanıp bir arada durmak 2) Çevresinde ağıl denen hale oluşmak, halelenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağırşaklanmak — nsz Ergenlik döneminde çıbanda veya memede ağırşak biçiminde bir tümsek oluşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bağlamak — i, e 1) Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak Gemiyi iskeleye bağlamak. 2) Düğümlemek İpi ipe bağlamak. 3) i Yara ilaç koyup bezle sarmak Yarayı bağlamak. 4) i Denk yapmak, paket yapmak Yatakları bağlamak. Eşyayı bağlamak. 5) nsz Oluşmak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
başlamak — e 1) Bir işe girişmek, harekete geçmek Şairliğe on sekiz yaşında gazel ve rubailerle başlamıştı. H. Taner 2) nsz Çalışır, işler, yürür duruma girmek Bundan başka evlenme hayatı da oldukça başarılı başladı. H. E. Adıvar 3) Olmak, oluşmak, ortaya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
başlanmak — e 1) Başlama işine konu olmak Koşuya başlandı. 2) nsz Baş oluşmak Soğan başlandı … Çağatay Osmanlı Sözlük
beneklenmek — nsz Benek oluşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük