-
1 olası
olası wahrscheinlich; aussichtsreich; -
2 olası
-
3 olası
1. probable. 2. May he...!: Kör olası. May he go blind! -
4 olası
возмо́жный, вероя́тный -
5 olası
ихтимал; мөгәен; мөмкин -
6 olası
adj. liable, possible, probable, potential, likely, feasible, earthly, a priori, in the air, contingent, eventual, incidental, like, off, plausible, prospective--------adv. contingently, a priori--------prep. like, off* * *1. probable 2. contingent -
7 olasi
something owed, claim, due -
8 olası
πιθανός, ενδεχόμενος -
9 olası
محتملممكن -
10 olası
1. محتمل [مُحْتَمَل]Anlamı: görünüşe göre olacağı sanılan, muhtemel2. ممكن [مُمْكِن]Anlamı: görünüşe göre olacağı sanılan, muhtemel -
11 olası
probable, likely, possible, on the cards muhtemel, mümkün -
12 olası
I[اولاسي]1. امکان پذیر2. محتمل3. شدنی4. ممکنII[اولاْسي]1. شدني2. ممكن -
13 olası harekat
possible action -
14 olası olma
n. likelihood -
15 olası olmak
v. may, might, be likely, be possible -
16 olası olmama
n. improbability -
17 olası olmayan
adj. improbable, unlikely, unapt -
18 olası sonuç
n. eventuality -
19 olası şey
n. the possible -
20 olasi berasi
property, due; material transaction
См. также в других словарях:
olası — sf. Görünüşe göre olacağı sanılan, muhtemel, mümkün … Çağatay Osmanlı Sözlük
oldum olası — zf. Eskiden beri, kendimi bildiğimden beri, oldum bittim, oldum olasıya Biz bu meslek kusurundan oldum olası kendimizi kurtaramamış ve hâlâ kurtaramamaktayız. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kör olası (veya olasıca veya olsun) — bir ilenme sözü Kör olası sanatın ne ölçüsü var ne de tartısı. O. V. Kanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
baktın kar havası, eve gel kör olası — tehlikeli bir durum belirmeye başlayınca ondan uzaklaşmanın çaresine bakılmalıdır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
pulti — pùlti, puola (pùla Jdr, Kv, Rdn, Pp, KlvrŽ, puõla Erž, Vdžg, Up, puõlna Lkv, Nmk, Vdk, pul̃na Krš, Šauk, Šlv, Pj, pùlsta Šš, Ppr, punla J), puolė (puolo Ob, Slk, Sug, Lel, Šš) 1. intr. H staigiai leistis žemyn, kristi: Vanduo puolė latakais… … Dictionary of the Lithuanian Language
kahrolası — sf. Yok olası, perişan olası (kimse, şey, durum) … Çağatay Osmanlı Sözlük
Ajda Pekkan — (* 12. Februar 1946 in İstanbul) ist eine türkische Popmusikerin und Schauspielerin. Inhaltsverzeichnis 1 Leben 2 Diskografie 2.1 Alben 2.2 … Deutsch Wikipedia
Pekkan — Ajda Pekkan (* 12. Februar 1946 in İstanbul) ist eine türkische Popmusikerin und Schauspielerin. Inhaltsverzeichnis 1 Jugend 2 Anfänge 3 Diskografie 3.1 Alben … Deutsch Wikipedia
bakmak — e, ar 1) Bakışı bir şey üzerine çevirmek Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim. C. S. Tarancı 2) Aramak 3) Bir şeyin yüzü bir yöne doğru olmak Limana bakan penceresinden deniz görünürdü. O. V. Kanık 4) Bir şeyin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihtiyarlama — is. İhtiyarlamak işi, yaşlanma Ben oldum olası ihtiyarlığın ve ihtiyarlamanın lehindeyim. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kredi — is., ekon., Fr. crédit 1) Borç ödemede güvenilir olma durumu Piyasada kredisi var. 2) ekon. Ödünç alınan veya verilen mal, para Kredi almada, senet ödemede, şunda bunda oldum olası kolaylık göstermişlerdir. A. İlhan 3) mec. Güven, saygınlık,… … Çağatay Osmanlı Sözlük