-
1 hoeveelheid
nicelik s -
2 kwantiteit
nicelik s -
3 necəlik
nicelik -
4 Quantitäten
nicelik -
5 necəlik
nicelik -
6 kvantita
nicelik -
7 veličina
nicelik -
8 качественный показатель
nicelik, nicelik emareТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > качественный показатель
-
9 физическая величина
nicelik, büyüklük, miktarТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > физическая величина
-
10 ничәлек
nicelik, sayı, adet, tane -
11 qualitative adjectives
nicelik sifatlari -
12 quantitative pronoun
nicelik zamiri -
13 quantity
nicelik; miktar -
14 quantify
nicelik ver -
15 počet
nicelik; sayı -
16 قد
Iقَدّ1. ebatAnlamı: boyutlar2. nicelikAnlamı: kemiyet, miktar3. kemiyetAnlamı: nicelikIIقُدّmorinaAnlamı: bir balık türüقِدّkuşakAnlamı: bele sarılan uzun ve enli kumaş -
17 قدر
Iقَدَّرَ1. oranlamakAnlamı: akıl yoluyla hüküm vermek, tahmin etmek2. kararlamakAnlamı: tahmin etmek3. görmek4. addetmekAnlamı: saymak5. kestirmekAnlamı: tahmin etmek6. ölçümlemekAnlamı: takdir etmek7. zannetmekAnlamı: sanmak, bir şeyin olmuş olabileceğine daha çok inanmak8. değerlendirmekIIقَدَر1. yazıAnlamı: alın yazısı, yazgı2. seksiyonAnlamı: bölüm3. yazgıAnlamı: alın yazısı, kader4. kaderAnlamı: alın yazısı, yazgı5. alın yazısıAnlamı: yazgı, talih, kader, mukadderat6. cüz7. bölümقَدْر1. kerteAnlamı: derece, radde2. ciddiyetAnlamı: ağır başlılık, ciddîlik3. büyüklükAnlamı: büyük olma durumu, ululuk4. nicelikAnlamı: kemiyet, miktar5. kemiyetAnlamı: nicelik6. atraksiyonAnlamı: gazino gibi yerlerde yapılan, eğlendirici, ilgi çekici gösteri7. değerAnlamı: bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, kıymetIVقِدْرtencereAnlamı: içinde yemek pişirilen metal kap -
18 قسط
Iقَسَّطَ1. üleştirmekAnlamı: pay ederek dağıtmak, bölüştürmek2. dağılmakAnlamı: değer ve birimler belli etkenlerle, oranlı olarak bölünmek3. bölmekIIقَسَط1. sayrılıkAnlamı: hastalık2. malullükAnlamı: sakatlık, hastalık3. maluliyetAnlamı: sakatlık, hastalık4. marazAnlamı: hastalık, illet5. afetAnlamı: doğanın sebep olduğu yıkım6. dertAnlamı: hastalık, ağrıقِسْط1. bazıAnlamı: birtakım, kimi, bazısı, ara sıra, arada bir, kimi vakit2. hakAnlamı: bir pay3. hakkaniyetAnlamı: hak ve adelete uygunluk4. hisseAnlamı: pay, nasip5. garantiAnlamı: güvence, inanca, teminat6. kemiyetAnlamı: nicelik7. türeAnlamı: adalet8. nicelikAnlamı: kemiyet, miktar9. nasipAnlamı: birinin payına düşen şey10. payAnlamı: birden fazla11. birtakımAnlamı: belirsiz olarak çokluğu anlatır12. adaletAnlamı: hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, doğruluk13. bölüm14. cüz -
19 كم
Iكَمْ1. kaç2. kaçlıkAnlamı: kilo, metra gibi ölçü anlatan nesnelerin hangisinden olduğunu belirten (soru sözü)3. niceAnlamı: kaç, ne kadar?4. kaçarAnlamı: kaç sıfatının üleştirme şekilIIكَمّ1. kemiyetAnlamı: nicelik2. nicelikAnlamı: kemiyet, miktarكُمّ1. kolluk2. yenAnlamı: elbise kolu -
20 كمي
Iكَمِّيّ1. niceselAnlamı: nicelik bakımından olan2. nicelAnlamı: nicelik bakımından olanIIكَمِيّ1. cüretkârAnlamı: atak ve yürekli olan kimse2. savaşkanAnlamı: savaşçı, cengaver3. girgin4. girişkenAnlamı: kendi kendine iş, uğraş yaratabilen kimse5. başkahramanAnlamı: bir eserde başrolu oynayan kişi6. başkişiAnlamı: bir eserde başrolu oynayan kişi7. cesurAnlamı: yürekli, cesaretli olan kimse8. yürekliAnlamı: cesaretli, cesur9. kahramanAnlamı: savaşta veya tehlikeli bir durumda yararlık gösteren (kimse), yiğit, alp10. cüretliAnlamı: cüreti olan kimse11. silâhlıAnlamı: silâhı olan12. pervasızAnlamı: sakınmaz13. zırhlıAnlamı: zırh giymiş veya zırh kaplanmış14. yiğitAnlamı: güçlü, kahraman15. dadaşAnlamı: delikanlı, yiğit olan kimse16. atakAnlamı: cüretkâr, düşüncesizce her ışe atılan17. cesaretli
См. также в других словарях:
nicelik — is., ği 1) Bir şeyin sayılabilen, ölçülebilen veya azalıp çoğalabilen durumu, kemiyet, miktar, kantite Bir şeyin niceliğinden çok niteliğine önem vermeli. 2) Bir şeyin eşit parçalara bölünebilen ve ölçülebilir olan yanları 3) Genellikle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
oran — is. 1) Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet Dini, dili ne olursa olsun her insan doğup büyüdüğü, ekmeğini kazandığı toprak üstünde korkusuz, güven altında yaşadığı oranda… … Çağatay Osmanlı Sözlük
az — sf. 1) Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu. B. R. Eyuboğlu 2) zf. Alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik olarak Birleşik Sözler az az az buçuk az… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bilinen — sf., mat. Değeri belli olan (nicelik), bilindik, malum Bilinenler cebirde alfabenin ilk harfiyle gösterilir: a, b, c, d … Çağatay Osmanlı Sözlük
bilinmeyen — sf., mat. Değeri belli olmayan, bilinmedik (nicelik), bilinmez, meçhul Cebirde bilinmeyenler şu harflerle gösterilirler: x, y, z … Çağatay Osmanlı Sözlük
bol — 1. is., lü, Fr. bol Özel bir cam içinde likör, şarap, meyve ve maden suyu karıştırılarak hazırlanan içki 2. sf. 1) İçine girecek şeyin boyutlarından daha büyük veya geniş olan, dar karşıtı Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm. P … Çağatay Osmanlı Sözlük
çok — sf. 1) Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı Bana matematik çok kolay geldi. F. R. Atay 2) zf. Aşırı bir biçimde Ben annemi çok severim. Birleşik Sözler çok anlamlı çok ayaklılar çokbilmiş çok çok … Çağatay Osmanlı Sözlük
dalga genliği — is., fiz. Dalganın en yüksek noktası ile sıfır noktası arasındaki nicelik, genlik … Çağatay Osmanlı Sözlük
değişken — sf. 1) Değişme özelliği gösteren, çok değişen, değişebilir, kararsız, değişici, mütehavvil Sağlık bakımından canına okuyan kentler de değişken rüzgârlara açık kentler oluyor. H. Taner 2) is., mat. Değişik sayı değerleri alabilen nicelik Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
eşit — sf. 1) Yapı, değer, boyut, nicelik ve nitelik bakımından birbirinden ne artık ne eksik olmayan (iki veya daha çok şey), müsavi Bunlar bastonlarına dayanarak hep eşit adımlarla yürürler. S. Birsel 2) Aynı haklardan yararlanan, aynı düzeyde olan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fonksiyon — is., Fr. fonction 1) İşlev Bunun aynı zamanda mimari bir fonksiyonu da var. H. Taner 2) mat. Bir veya birçok değeri değişebilen niceliklere bağlı olarak değişen nicelik 3) kim. Bir birleşikteki herhangi bir madde grubunun kimyasal görevi, bu… … Çağatay Osmanlı Sözlük