-
1 nerede
'nerede wo?;… nerede … nerede … (sind) weit entfernt, ganz verschieden: Ankara nerede, Konya nerede! etwa Ankara liegt nicht ( oder ist nicht) bei Konya!;nerede kaldı? was hat … genützt ( oder geholfen)?;nerede kaldı (ki) … -sin etwa … wie ist es da möglich, dass …;o kendisi bilmez, nerede kaldı ki başkasına öğretsin? er weiß es selbst nicht, wie will er da andere belehren? -
2 nerede
wo\nerede olursa olsun wo auch immer\nerede hareket, orada bereket ( prov) sich regen bringt Segen -
3 -de
-de (-da, -te, -ta) Lokativsuffix in D, auf D, an D, bei;nerede? wo?;Türkiye’de in der Türkei;denizde auf dem Meer;gökte am Himmel;sağ tarafta auf der rechten Seite;yemekte beim Essen;(saat) kaçta? um wieviel Uhr? (saat) ikide um zwei (Uhr);-de bş var/olmak haben A;bende bir şehir planı var ich habe einen Stadtplan;-de bş yok/olmamak haben A;bende para yok ich habe kein Geld;vardığında als er ankam, bei seinem Eintreffen -
4 kalmak
1. v/i bleiben (z.B. Kind bleiben); übrig bleiben; Angelegenheit, Arbeit liegen bleiben; Auto stecken bleiben; Beziehungen bestehen;-mekle kalmamak sich nicht darauf beschränken, zu … (… de sondern auch …);kaldı ki dazu kommt noch, dass …; außerdem;az kaldı, az kalsın fast, beinahe;kalır yeri yok unterschiedslos2. (-de) bei jemandem wohnen (vorübergehend); im Hotel wohnen; irgendwo bleiben, fam stecken; in einem Land leben;(sınıfta) kalmak Schüler sitzen bleiben;… içinde kalmak gehüllt sein (in D, z.B. Rauch);nerede kaldınız? wo haben Sie gesteckt?3. (-e) jemandem zufallen, bei jemandem liegen; Abfahrt, Besuch usw verschoben werden (auf A); Zeit, Stunden verbleiben (bis A); auskommen müssen mit; fertig werden (mit D), meistern (können) A;(gece yatısına) kalmak über Nacht bleiben;yemeğe kalmak zum Essen bleiben;bir saate kalmadan in weniger als einer Stunde;bana kalırsa (oder kalsa) meines Erachtens; wenn es mir möglich wäre, wenn ich könnte4. (-den) Erbschaft, Haus übergehen (-e auf A); Wind sich legen; Abstand nehmen (von D); ohne … (z.B. Arbeit) sein; seine Stellung verlieren -
5 nerde
-
6 nerden
-
7 ya
ya1 [jaː] int oh, nein …!;verstärkend ya Rabbi, ya Allah! mein Gott!;ya medet (zu) Hilfe!;ya2 konj oder; und …!?;ya da oder;ya …, ya entweder … oder …;Beispiele siz karnınızı doyurdunuz, ya ben ne yapayım? Sie haben sich satt gegessen, und ich, was soll ich tun?;ya ben aldanıyorum, ya sen entweder irre ich mich oder duya3 adv denn (in Fragesätzen); ja; stimmt; doch; ja schon; wirklich?; so?!, was?!;ya kardeşim nerede? wo ist denn mein Bruder?;hava bugün çok güzel! – ya, hakikaten öyle heute ist das Wetter sehr schön! Stimmt, es ist wirklich so;ya demek artık çalışacaksın … so, du willst also endlich arbeiten …;dün getirdim ya! ich hab’s doch gestern gebracht!;böyle söylenir mi? Söylenir ya! sagt man so? Ja, so sagt man! -
8 acaba
1) denn, wohl\acaba bu ne demek oluyor? was mag das wohl heißen?\acaba kiminle randevusu var? mit wem mag sie eine Verabredung haben?\acaba nerede kaldı? wo ist er denn geblieben?, wo mag er (wohl) geblieben sein?2) ob, ob... wohl\acaba başına bir şey [o hâl] mi geldi? ob ihm etwas zugestoßen sei?gelecek mi \acaba? ob er wohl kommen wird?3) ( fam) vielleicht, etwa\acaba anahtarımı gördün mü? hast du vielleicht meinen Schlüssel gesehen?\acaba saat(in) kaç olduğunu biliyor musun? weißt du zufällig, wie spät es ist?ateşiniz var mı \acaba? haben Sie vielleicht Feuer? -
9 bereket
1) Segen m\bereket versin! Gott segne Sie!nerede hareket, orada \bereket ( prov) sich regen bringt SegenII adv glücklicherweise, zum Glück\bereket ( versin) ki, ... glücklicherweise...; ( Tanrıya şükür ki) Gott sei Dank,... -
10 bilinmek
-
11 bu kadar
1) so\bu kadar da ayrıntılı bilmek istemiyordum bunu! so genau wollte ich es doch nicht wissen!\bu kadar da tantana yapma! mach doch nicht solchen Zirkus!\bu kadar telaş üzerine seni tamamen unutmuştum über all der Aufregung hatte ich dich ganz vergessen\bu kadar uzun ( zaman) nerede kaldı? wo bleibt er nur so lange?haydi, bugünlük \bu kadar so, das war's für heutehepsi \bu kadar mı? ist das alles?, soll das alles sein?işte \bu kadar das war'sneredeydin \bu kadar zaman? wo warst du so lange?2) so viel\bu kadar daha noch mal so viel\bu kadar parayı neye harcadın? wofür hast du so viel Geld ausgegeben? -
12 doğmak
vi1) ( dünyaya gelmek) geboren werdenben 1949'da doğdum ich wurde 1949 geborennerede doğdunuz? wo sind Sie geboren?sağır doğmuş olmak taub geboren sein2) ( güneş) aufgehengün doğmadan neler doğar es ist noch nicht aller Tage Abend3) ( ortaya çıkmak) entstehen -
13 hani
1. 1) wo ist denn...\hani kahve? wo ist denn der Kaffee?\hani ya kahve nerede kaldı? wo bleibt denn der Kaffee?2) weißt du noch,...3) doch\hani bana kitap getirecektin? du wolltest mir doch Bücher mitbringen4) \hani benim kim olduğumu bilmese wenn er nicht wüsste, wer ich bin -
14 ki
ki konj1) dennbu nasıl oldu \ki? wie ist denn das passiert?buna ne dersin \ki? was meinst du denn dazu?demek \ki das heißt, alsone oldu \ki? was ist denn passiert?neden/nerede \ki? warum/wo denn?öyle görünüyor \ki... es sieht so aus, als ob...2) dochacaba gelmez mi \ki? ob er doch nicht kommt?o bir şey yapmamıştı \ki er hatte doch nichts gemacht3) auchbaşka nasıl olabilirdi \ki? wie sollte es auch anders sein? -
15 nerde
-
16 yahu
( fam)2) bu ne sıcak \yahu! was für eine Hitze!, das ist ja eine Hitze!3) \yahu, nerede kaldın? wo bist du denn geblieben?\yahu, hâlâ işin bitmedi mi? bist du denn immer noch nicht fertig? -
17 yapılmak
См. также в других словарях:
nerede — zf. 1) Hangi yerde? Bu kadın nerede imiş, babası onu nerede görmüş? M. Ş. Esendal 2) ünl. İmkânsız anlamında bir söz Sözde hislerimi, hatıralarımı günü gününe yazacaktım. Nerede! Ö. Seyfettin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller nerede akşam, orada … Çağatay Osmanlı Sözlük
nerede kaldı — ne yararı oldu? Senin filozofluğun nerede kaldı? Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
nerede kaldı ki — olacak gibi görülmeyen bir düşünceyi anlatan ifadenin başına getirilen bir söz O kendisi bilmez, nerede kaldı ki başkasına öğretsin … Çağatay Osmanlı Sözlük
... nerede ... orada — söylenilen iki şeyin birlikte olması gerektiği anlatılmak istendiğinde kullanılan bir söz Ben nerede sen orada … Çağatay Osmanlı Sözlük
nerede akşam, orada sabah — bir kimsenin gece kalacak belli bir yeri olmadığını, rastgele bir yerde kalabileceğini anlatan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
nerede bu bolluk — bu işi yapmak sanıldığı kadar kolay değil, imkânlar sınırlı anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
nerede hareket, orada bereket — hareket olan yerde bolluk olur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
efendim nerede, ben nerede? — ben ne diyorum, siz ne diyorsunuz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir abam var atarım, nerede olsam yatarım — tek başına bulunan kimsenin istediği yerde barınıp rahat edebileceğini anlatan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
feneri nerede söndürdün — şaka geç kalanlara takılmak için söylenen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir postum var atarım, nerede olsa yatarım — yalnızım, tek başınayım, istediğim yere gider, istediğim biçimde davranırım anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük