-
21 in the name of the law
kanun namına -
22 per pro
adv. vekâleten, namına, adına -
23 per procurationem
vekâleten, namına, adına -
24 kompromittieren
kompromittieren v/t <o ge-, h>: sich kompromittieren b-nin ( oder kendinin) namına leke sürmek -
25 nam
nam [ɑː] Name m; Ruf m;-e nam salmak (oder vermek) sich (D) einen Namen machen (in D);-in namı nişanı kalmamak völlig in Vergessenheit geraten;namına mit Namen, namentlich; im Namen G/von -
26 insaniyet
(-ti)а1) челове́чествоinsaniyete hizmet etmek — служи́ть на бла́го челове́чества; служи́ть челове́честву
2) челове́чность, гума́нностьinsaniyet namına — во имя гума́нности (челове́чности)
-
27 selâmet
(-ti)а1) благополу́чие; бла́гоselâmeti memleket namına — на бла́го ро́дины
2) спасе́ние; безопа́сность; це́лостность, невреди́мостьselâmet bulmak, selâmete çıkmak — благополу́чно вы́путаться из чего, спасти́сь
sahili selâmet — спаси́тельный бе́рег
aileniz için hiç endişe etmeyiniz, hepsi ötedirler — не беспоко́йтесь о свое́й семье́, все они́ в безопа́сности
◊
selâmetle — а) с бо́гом!, в до́брый путь!; б) це́лым и невреди́мым, в це́лости и сохра́нности -
28 nam
-
29 namens
-
30 for
için; süresince, zarfinda, -dir; ugruna, için; yerine, namina, adina, için; yerine; karsiliginda; -den dolayi, yüzünden, nedeniyle; -e uygun; serefine; -e elverisli, uygun; -e göre; -e ragmen; olarak, diye; -e, -a, karsiliginda; -e karsi; -e karsi,çünkü, -
31 before
-
32 never
(adv) dooto, muk, namanaŋ, naminaŋ. -
33 rather than
I(conj) diina.II(adv) namanaŋ, naminaŋ. -
34 nam
"1. name: İzzet namında bir adam a man named İzzet. 2. fame, renown; reputation. -ına 1. in the way of: Sende akıl namına bir şey yok! You don´t have a lick of sense! 2. on behalf of, on (someone´s) behalf; in (someone´s) name. -ında named, called. -ı altında/-ı ile 1. under the name of. 2. disguised as. -ı diğer alias, otherwise known as: Hürmüz, namı diğer Kontes, palamarı çözdü. Hürmüz, alias ´´the Countess,´´ has flown the coop. - kazanmak to become famous, achieve renown. -a muharrer tahvil com. registered bond. - salmak 1. /da/ to become famous or notorious for. 2. /a or da/ to become well known in (a place)."
- 1
- 2
См. также в других словарях:
namına — zf. 1) Adına, kendisine Bunlardan bazıları kitapçı tarafından kendi namına saklanmıştır. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Yerine, olarak … Çağatay Osmanlı Sözlük
nâmına — (F. T.) adına … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
insaniyet namına — insanlığa yakışır duygulara uyarak anlamında kullanılan bir söz Hakkında bilgisi olanların aşağıdaki adrese bildirmelerini insaniyet namına rica ederim. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
Ayhan Işık — Ayhan Işık, born Ayhan Işıyan (5 May 1929 İzmir, 16 June 1979 Istanbul) was a popular Turkish film actor. He was the most popular lead man of Turkish cinema between 1952 and 1979.BiographyHe was born in İzmir, Turkey in 1929. He graduated from… … Wikipedia
Lufti Akad — Lutfi Akad est un réalisateur et scénariste turc né le 2 septembre 1916 à Istanbul (Turquie).Il a etudié au lycée de Galatasaray[réf. nécessaire]. Sommaire 1 Filmographie 1.1 comme Réalisateur 1.2 … Wikipédia en Français
Lutfi Akad — Lufti Akad Lutfi Akad est un réalisateur et scénariste turc né le 2 septembre 1916 à Istanbul (Turquie). Sommaire 1 Filmographie 1.1 comme Réalisateur 1.2 comme Scénariste … Wikipédia en Français
ASALETEN — Vekil olmayış. Kendi işini kendi namına bizzat kendisi yapmak üzere. Kendi nâmına olmak üzere … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BİD'AT — (Bid a) Sonradan çıkarılan âdetler. * Fık: Dinin aslında olmadığı hâlde, din namına sonradan çıkmış olan adetler. Meselâ: Giyim ve kıyafetlerde, cemiyet (toplum) hayatındaki ilişkilerde, terbiye ve ahlâk kurallarında, ibadet hayatında yani dinin… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜTEKELLİM-İ MAALGAYR — Konuşan kimsenin kendisinin de içinde bulunduğu bir cemaata ait fiili ifade eden kelimelerin sigasıdır. Okuduk, yazıyoruz, gideceğiz, çalışmışız... gibi. (Bak: Mütekellim i vahde)(Fert mütekellim i vahde olsa, müsamahası ve fedakârlığı amel i… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEOKRASİ — (Fr: Theocratie) Din hükümlerine göre idare edilen ve dinî esaslara bağlı olan idare şekli. Allah namına papazlar idaresi.(Bu kelime, İslâm memleketlerinde: Şeriat hükümleriyle devleti idare etmek mânasında kullanılır. Avrupa memleketlerinde ise … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
VEKÂLET — Vekillik. Birisinin nâmına iş görme. Kendi nâmına hareket etme salâhiyetini başkasına verme. Nezâret, bakanlık. * Vekilin vazife gördüğü bina … Yeni Lügat Türkçe Sözlük