-
1 worktop
mutfakta yemek hazirlamak için düz yer -
2 Küchenhilfe
Küchenhilfe f mutfakta yardımcı (kişi) -
3 ფილა
i.(mutfakta) havan, yassı kaldırım taşı, mezar taşı -
4 aşçıbaşı
-
5 rende
-
6 wirtschaften
sie versteht zu \wirtschaften idaresini bilir, hesabını bilir, iktisat etmesini bilir; (sparsam \wirtschaften) iktisatlı olmak, parayı idare etmek, yerine göre harcamak;mit Gewinn \wirtschaften kârla çalışmak [o iş yapmak];in der Küche \wirtschaften ( fam) mutfakta çalışmak;in die eigene Tasche \wirtschaften ( fam) cebine indirmek [o atmak]II vtetw zugrunde \wirtschaften bir şeyi batırmak -
7 gezmek
"1. to stroll, walk around, promenade. 2. to go on a pleasure trip, go out. 3. /ı/ to tour (a place); to walk around (a place). 4. /ı/ to look around (a place). 5. /da/ to be, do (in a place): Paltom mutfakta ne geziyor? What´s my coat doing in the kitchen? 6. (for a patient) to move around. gezip tozmak to gad about, gallivant." -
8 cuisine
-
9 plan
In m1 surface düz yüzey2 profondeur bir resmin derinliği3 position önem [œ'nem]4 sur le plan konusundaIIn m1 carte plan [plan]2 organisation plan [plan]3 structure plan [plan] -
10 s'activer
v prgayret göstermek◊Tout le monde s'active dans la cuisine. — Herkes mutfakta gayret gösteriyor.
См. также в других словарях:
Ara (film) — Infobox Film name = Ara image size = 200px caption = Promotional poster for Ara director = Ümit Ünal producer = Ümit Ünal Mustafa Uslu writer = Ümit Ünal (story screenplay) starring = Erdem Akakçe Betül Çobanoğlu Serhat Tutumluer Selen Uçer music … Wikipedia
Chuckie — DJ Chuckie Datos generales Nombre real Clyde Sergio Narain Nacimiento 25 de junio de 1978 (33 años) en Paramaribo … Wikipedia Español
eviye — is., Fr. évier Mutfakta musluk altında bulaşık yıkamaya yarayan tekne Mutfak kirli ve dağınık, eviye de altüst, dağ gibi bulaşık. A. İlhan Birleşik Sözler eviye sifonu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kısaca — sf. 1) Oldukça kısa, biraz kısa Mutfakta kısaca boylu, kısıkça sesli, başı yazma yemeni, sırtı örme hırkalı ihtiyarca bir hanımla karşılaştık. M. Ş. Esendal 2) zf. Kısa olarak, özetle O hafta çocukluk arkadaşı ile iki defa daha kısaca görüşebildi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kısıkça — sf. 1) Biraz kısılmış Halide yi ararken mutfakta kısıkça sesli, başı yazma yemeni, sırtı örme hırkalı ihtiyarca bir hanımla karşılaştık. M. Ş. Esendal 2) zf. Biraz kısılmış olarak … Çağatay Osmanlı Sözlük
muhabbet — is., Ar. maḥabbet 1) Sevgi Mutfakta onlara yemek, kahvaltı hazırlanırken yukarıda her akşamdan fazla bir muhabbet havası esiyordu. H. E. Adıvar 2) Dostça konuşma, yârenlik Karın doyuracak değiliz, maksat biraz muhabbet olsun. N. Cumalı Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
musandıra — is., Rum. 1) Evlerde yatak yorgan konulan yer, yüklük Ocağın soluna gelen alçak musandıraya el yordamıyla çıktı. Büyük bir ayı pöstekisinden ibaret olan yatağına uzandı. Ö. Seyfettin 2) Mutfakta yüksek ve geniş raf … Çağatay Osmanlı Sözlük
mutfak havlusu — is. Mutfakta kullanılan havlu, el bezi … Çağatay Osmanlı Sözlük
öğle vakti — zf. Günün öğle saatlerinde, öğleyin, öğlende, nısfınnehar Bütün aile öğle vakti, mutfakta, kapı önlerinde bir şeyler atıştırırdı. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
tutuşturmak — i 1) Tutuşmalarını veya tutuşmasını sağlamak Mutfakta maltız zaten yanmaktadır, anne iki gözlü ocağı da tutuşturuyor. T. Buğra 2) i, e Karşısındakinin isteyip istemediğini düşünmeksizin ansızın vermek Kadın mutfaktan alıp geldiği fileyi erkeğin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tüp gaz — is. İçine yüksek basınçla sıvılaştırılmış petrol gazı ve bütan gazı doldurulan, ısıtmada ve mutfakta kullanılan tüp … Çağatay Osmanlı Sözlük