-
1 mukadderat
kendi mukadderatını saptama hakkı das Recht auf Selbstbestimmung -
2 mukadderat
судьба́, у́часть, рок; уде́л -
3 mukadderat
n. fatality -
4 mukadderat
Müqəddarat -
5 mukadderat
arapça مقدرات yazgı. -
6 mukadderat
جبرمصيرمقدورنصيب -
7 mukadderat
-
8 mukadderat
fate, destiny -
9 mukadderat
",-tı things that are fated to happen; destiny, fate." -
10 مصير
mukadderat -
11 نصيب
نَصِيب1. bazıAnlamı: birtakım, kimi, bazısı, ara sıra, arada bir, kimi vakit2. hakAnlamı: bir pay3. mukadderatAnlamı: yazgı4. kaderAnlamı: alın yazısı, yazgı5. hisseAnlamı: pay, nasip6. kısmet7. kontenjanAnlamı: pay oranı8. kota9. payAnlamı: birden fazla10. talihAnlamı: şans, baht11. nasipAnlamı: birinin payına düşen şey12. birtakımAnlamı: belirsiz olarak çokluğu anlatır13. şansAnlamı: talih, baht, felek14. felekAnlamı: talih, baht, şans15. bahtAnlamı: talih, kader, şans16. alın yazısıAnlamı: yazgı, talih, kader, mukadderat17. cüz -
12 alın yazısı
1. قدر [قَدَر]Anlamı: yazgı, talih, kader, mukadderat2. نصيب [نَصِيب]Anlamı: yazgı, talih, kader, mukadderat -
13 muqaddara
fate [qadara] Aze müqedderat, Per moqaddarat, Tur mukadderat borrowed from Ar -
14 fatality
n. kader, kısmet, alın yazısı, mukadderat, felâket, tâlihsizlik, kaza, ölümle sonuçlanan kaza, kurban* * *ölüm* * *[fə'tæləti]- plural fatalities - noun ((an accident causing) death: fatalities on the roads.) ölüm, can kaybı -
15 جبر
cebir; dürtü; gasp; güç; ikrah; mecburiyet; mukadderat; ortopedi; zor; zorbalık; zorgu; zorunluk; zorunluluk -
16 مقدور
can; enerji; erk; güç; mukadderat -
17 نصيب
alın yazısı; baht; bazı; birtakım; cüz; felek; Hak; hisse; kader; kısmet; kontenjan; kota; mukadderat; nasip; pay; şans; talih -
18 Verhängnis
Verhängnis n <Verhängnisses; Verhängnisse> kötü kader, mukadderat; (Unheil) felaket: jemandem zum Verhängnis werden b-nin başına bela getirmek -
19 جبر
جَبْر1. zorunlukAnlamı: ıstırar, zaruret, mecburiyet2. gasp3. mukadderatAnlamı: yazgı4. dürtüAnlamı: fizyolojık veya ruhî dengenin değişmesi sonucu ortaya çıkan, içten gelen gerilim5. zorbalıkAnlamı: zorbaca davranış, müstebitlik6. ikrahAnlamı: tiksinme7. zorguAnlamı: kişinin eğilimi ve isteğine uymayan iş ve davranışlara zorlanması veya bu özellikteki davranışları göstermesi8. güçAnlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet9. mecburiyetAnlamı: zorunlu olma durumu10. zorunlulukAnlamı: zorunluk11. ortopedi12. zorAnlamı: yüküm, zorunluluk, mecburiyet13. cebirAnlamı: zor, zorlayış -
20 قدر
Iقَدَّرَ1. oranlamakAnlamı: akıl yoluyla hüküm vermek, tahmin etmek2. kararlamakAnlamı: tahmin etmek3. görmek4. addetmekAnlamı: saymak5. kestirmekAnlamı: tahmin etmek6. ölçümlemekAnlamı: takdir etmek7. zannetmekAnlamı: sanmak, bir şeyin olmuş olabileceğine daha çok inanmak8. değerlendirmekIIقَدَر1. yazıAnlamı: alın yazısı, yazgı2. seksiyonAnlamı: bölüm3. yazgıAnlamı: alın yazısı, kader4. kaderAnlamı: alın yazısı, yazgı5. alın yazısıAnlamı: yazgı, talih, kader, mukadderat6. cüz7. bölümقَدْر1. kerteAnlamı: derece, radde2. ciddiyetAnlamı: ağır başlılık, ciddîlik3. büyüklükAnlamı: büyük olma durumu, ululuk4. nicelikAnlamı: kemiyet, miktar5. kemiyetAnlamı: nicelik6. atraksiyonAnlamı: gazino gibi yerlerde yapılan, eğlendirici, ilgi çekici gösteri7. değerAnlamı: bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, kıymetIVقِدْرtencereAnlamı: içinde yemek pişirilen metal kap
- 1
- 2
См. также в других словарях:
mukadderat — din b., Ar. muḳadderāt 1) 2) is. Yazgı Ben öyle istiyorum... Mukadderat denilen büyük kuvvet öyle istiyor. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
mukadderat — (A.) [ تارﺪﻘﻡ ] yazgı … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
MUKADDERAT — (Mukadder. C.) Kader. Ölçü ve miktarı tâyin olunan şeyler. Alın yazısı. (Bak: Kader)(Hayat, İman ı Bil kader rüknüne bakıyor; remzen isbat eder. Çünki, madem hayat, âlem i şehadetin ziyasıdır ve istilâ ediyor; ve vücudun neticesi ve gayesidir; ve … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
mukadderat — kader; yazgı; ölçülebilen,sayılabilen şeyler … Hukuk Sözlüğü
MUKADDERAT-I HAYATİYE — Bütün canlıların hayatları müddetince geçirdikleri ve geçirecekleri tavır, hareket, şekil ve amelleri gibi hususiyetleri … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Wikipedia:List of Wikipedians by number of edits — Shortcuts: WP:NOE WP:WBE WP:EDITS WP:MOSTEDITS This is a list of Wikipedians ordered by number of edits in the English language Wikipedia. Edits in all namespaces are counted; deleted edits have been included in recent versions. Click… … Wikipedia
yazgı — is., din b. Tanrı nın uygun görmesi, Tanrı nın isteği, kader, ezelî takdir, yazı, alın yazısı, hayat, kader, mukadderat, takdiriilahî Üçüncü dünya ülkelerinin yazgısına daha yakınlık duyuyor. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
BERAT GECESİ — Arabi Şâban ayının onbeşinci gecesi. Şâban ayı mübarek şuhur u selâseden (üç aylardan) olup, onbeşinci gecesi mahlûkatın rızıklarına, ömürlerine, amellerine dâir taraf ı İlâhîden meleklere tâlimat verildiği hususunda rivâyât ı sahiha vardır.(Bu… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
LEVH-İ KAZÂ VE KADER — Kader ve kazanın levhası, yani: Olmuş ve olacak her bir şeyin ilm i İlâhîdeki vücudları; yani, ilmen mevcudiyyetleri.(Alem i gaybdan sayılan geçmiş ve gelecek mevcudatın dahi mânen hayatdar bir vücud u mânevileri ve ruhlu birer sübut u ilmîleri… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SERNÜVİŞT — f. Yazı başlığı. * Başa yazılan, alın yazısı. Kader, mukadderat … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEKADİR — (Takdir. C.) Mukadderât. Alınyazıları. * İhtimâller … Yeni Lügat Türkçe Sözlük