Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

masraf

  • 41 çıkarmak

    v. take out, deduct, subtract, remove, divest, throw out, displace, exclude, make out, out, eliminate, unfix, expel, extract, doff, bring out, publish, print out, bare, blank, bruit about, delete, derive, disconnect, dislodge, dismantle, draw off
    --------
    çıkarmak (duman)
    v. belch
    --------
    çıkarmak (eklem)
    v. dislocate
    --------
    çıkarmak (elbise)
    v. put off
    --------
    çıkarmak (kutudan)
    v. uncase
    --------
    çıkarmak (kışı)
    v. tide over
    --------
    çıkarmak (masraf)
    v. pay off
    --------
    çıkarmak (yasa)
    v. enact
    --------
    çıkarmak (öfke)
    v. wreak
    * * *
    subtract

    Turkish-English dictionary > çıkarmak

  • 42 muktaza

    а
    1.
    необходи́мый, ну́жный, тре́буемый, потре́бный

    muktazasınca — в соотве́тствии [с тре́бованием]

    muktaza masraf — необходи́мые расхо́ды

    2.
    необходи́мость, потре́бность

    muktaza olmak — быть необходи́мым (тре́буемым, потре́бным)

    Büyük Türk-Rus Sözlük > muktaza

  • 43 çıkmak

    çıkmak <- ar>
    I vi
    1) gehen
    auta/ava/karaya \çıkmak ins Aus/auf die Jagd/an Land gehen
    dışarı \çıkmak ausgehen
    evden/odadan \çıkmak aus dem Haus/Zimmer gehen, das Haus/Zimmer verlassen
    odaya \çıkmak hinauf ins Zimmer gehen
    2) besteigen (-e)
    tahta \çıkmak den Thron besteigen
    3) ( binmek) steigen (-e auf)
    ağaca \çıkmak auf einen Baum steigen
    birinin tepesine \çıkmak ( fig) o ( fam) jdm aufs Dach steigen
    4) aynı kapıya \çıkmak ( fig) auf dasselbe hinauslaufen, aufs [o auf das] Gleiche hinauslaufen
    bu sokak nereye çıkar? wohin führt diese Straße?
    bu sokak meydana/parka çıkar diese Straße mündet auf den Platz/in den Park
    bu yol kara yoluna çıkar dieser Weg mündet in die Landstraße
    5) ( karışmak) sich mischen ( içine unter)
    insan içine \çıkmak unter Menschen gehen, sich unter Menschen mischen
    6) ( kitap, gazete) erscheinen; ( ilan) erscheinen
    ortaya \çıkmak ( fam) auf der Bildfläche erscheinen
    7) aufkommen
    hafif bir rüzgâr çıktı ein schwacher Wind ist aufgekommen
    8) yumurtadan \çıkmak ausschlüpfen
    9) ( boyası) abgehen
    10) kontrolden \çıkmak aus der Kontrolle geraten
    11) masraflar çıktıktan sonra abzüglich der Kosten, nach Abzug der Kosten
    12) entfallen
    bir şey birinin aklından \çıkmak etw entfällt einem
    on üç numaralı piyango biletine bir milyon çıktı auf die Losnummer dreizehn entfallen eine Million
    13) ( asansörle) hinauffahren, hochfahren; ( merdivenleri) hinaufgehen, hinaufsteigen, hochsteigen
    14) ( anlaşılmak) sich herausstellen
    doğru/yanlış \çıkmak sich als richtig/falsch herausstellen
    15) entstehen
    bundan size masraf çıkmaz es werden für Sie keine Kosten daraus entstehen
    16) ( fam) ausgehen (-le mit)
    senden başka bir kızla çıkmadım außer dir bin ich mit keinem anderen Mädchen ausgegangen
    17) harp/kavga \çıkmak Krieg/Streit ausbrechen
    komadan \çıkmak aus dem Koma erwachen
    II vt ( iskambilde) ausspielen
    dörtlüyü \çıkmak die Vier ausspielen

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > çıkmak

  • 44 gider

    gider s
    1. vi 3. Aorist von gitmek
    2. fin ( masraf) Ausgaben pl
    gelir \gider Einnahmen und Ausgaben

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > gider

  • 45 harç

    harç <- > s
    1) ( masraf) Kosten pl
    2) admin ( vezneye ödenen para) Gebühr f
    3) Mörtel m
    \harç sürmek Mörtel auftragen
    4) gastr Geschmacksstoffe pl, Zutaten pl

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > harç

  • 46 yapmak

    yapmak <- ar>
    vt
    1) machen, tun
    elinden geleni \yapmak alles tun, was in seiner Macht steht
    yatak \yapmak die Betten machen
    2) antun
    birine bir iyilik/kötülük \yapmak jdm etw Gutes/Böses antun
    yapma bunu bana! tu mir das nicht an!
    3) ( yuva) bauen
    4) vornehmen
    bütçede kesinti \yapmak Kürzungen im Etat vornehmen
    5) ( onarmak) reparieren
    6) ( spor) treiben
    7) ( suikast) verüben
    8) ( yol açmak) verursachen
    kaşıntı/masraf \yapmak Juckreiz/Kosten verursachen
    9) ( olmak)
    bu kış çok soğuk yaptı dieser Winter war sehr kalt
    elini ayağını öpeyim, yapma bunu ich flehe dich an, tu es nicht
    yapma çocuğum, saat bozulur! lass das mein Kind, die Uhr geht kaputt!
    oraya iki saatte gitmişleryapma! sie sind in zwei Stunden dahingegangen — ist nicht möglich!

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > yapmak

  • 47 yıkım

    1) Abbruch m
    2) Ruin m
    bu masraf onun için \yıkımdır diese Kosten sind sein Ruin
    3) Zerstörung f, Vernichtung f
    4) biol ( yadımlama) Dissimilation f

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > yıkım

  • 48 külfetli

    1. باهظ [باهِظ]
    2. شاق [شاقّ]
    Anlamı: zor, sıkıcı
    3. صعب [صَعْب]
    Anlamı: zor, sıkıcı
    4. عسر [عَسِر]
    Anlamı: zor, sıkıcı
    5. عسير [عَسِير]
    Anlamı: zor, sıkıcı
    6. عصيب [عَصِيب]
    Anlamı: zor, sıkıcı
    7. متعب [مُتْعِب]
    Anlamı: zor, sıkıcı
    8. متعذر [مُتَعَذِّر]
    Anlamı: zor, sıkıcı
    9. متعسر [مُتَعَسِّر]
    Anlamı: zor, sıkıcı
    10. مضن [مُضْنٍ]
    Anlamı: zor, sıkıcı
    11. ناصب [ناصِب]
    Anlamı: zor, sıkıcı
    12. نكير [نَكِير]
    Anlamı: zor, sıkıcı
    13. عويص [عَوِيص]
    Anlamı: zor, sıkıcı

    Türkçe-Arapça Sözlük > külfetli

  • 49 harç

    expenditure, expenses " masraf; fees"

    İngilizce Sözlük Türkçe > harç

См. также в других словарях:

  • masraf — MASRÁF s. v. cheltuială, cheltuire. Trimis de siveco, 13.09.2007. Sursa: Sinonime …   Dicționar Român

  • masraf — is., Ar. maṣrif 1) Harcanan para, gider Onların masrafı çoktur. 2) esk. Bir şeyin yapımında kullanılan gereç, harç Bu yemeğin masrafı bol tutulmuş. Birleşik Sözler masraf kapısı cari masraf mahkeme masrafı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • masraf kapısı — is. Para harcamayı gerektiren bir iş Şampiyon olunca takım şımardı, ille dış seyahat diye tutturuyor, hadi sana yeni masraf kapısı. H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller masraf kapısı açmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • masraf — (A.) [ فﺮﺼﻡ ] harcama, gider …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • MASRAF — Sarfedilen, harcanan. Gider …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • masraf etmek — para harcamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • masraf kapısı açmak — para harcamayı gerektiren bir işe girişmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • masraf görmek — alışveriş veya ödeme işlerini yapmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • cari masraf — is., ekon. Belirli bir dönemde yapılan harcamalar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • İRAD Ü MASRAF — Gelir ve gider …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • masaruf — masraf …   Beypazari ağzindan sözcükler

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»