-
41 çıkarmak
v. take out, deduct, subtract, remove, divest, throw out, displace, exclude, make out, out, eliminate, unfix, expel, extract, doff, bring out, publish, print out, bare, blank, bruit about, delete, derive, disconnect, dislodge, dismantle, draw off--------çıkarmak (duman)v. belch--------çıkarmak (eklem)v. dislocate--------çıkarmak (elbise)v. put off--------çıkarmak (kutudan)v. uncase--------çıkarmak (kışı)v. tide over--------çıkarmak (masraf)v. pay off--------çıkarmak (yasa)v. enact--------çıkarmak (öfke)v. wreak* * *subtract -
42 muktaza
а1.необходи́мый, ну́жный, тре́буемый, потре́бныйmuktazasınca — в соотве́тствии [с тре́бованием]
muktaza masraf — необходи́мые расхо́ды
2.необходи́мость, потре́бность□
muktaza olmak — быть необходи́мым (тре́буемым, потре́бным) -
43 çıkmak
I vi1) gehenauta/ava/karaya \çıkmak ins Aus/auf die Jagd/an Land gehendışarı \çıkmak ausgehenevden/odadan \çıkmak aus dem Haus/Zimmer gehen, das Haus/Zimmer verlassenodaya \çıkmak hinauf ins Zimmer gehen2) besteigen (-e)tahta \çıkmak den Thron besteigen3) ( binmek) steigen (-e auf)ağaca \çıkmak auf einen Baum steigen4) aynı kapıya \çıkmak ( fig) auf dasselbe hinauslaufen, aufs [o auf das] Gleiche hinauslaufenbu sokak nereye çıkar? wohin führt diese Straße?bu sokak meydana/parka çıkar diese Straße mündet auf den Platz/in den Parkbu yol kara yoluna çıkar dieser Weg mündet in die Landstraßeinsan içine \çıkmak unter Menschen gehen, sich unter Menschen mischenortaya \çıkmak ( fam) auf der Bildfläche erscheinen7) aufkommenhafif bir rüzgâr çıktı ein schwacher Wind ist aufgekommen8) yumurtadan \çıkmak ausschlüpfen9) ( boyası) abgehen10) kontrolden \çıkmak aus der Kontrolle geraten11) masraflar çıktıktan sonra abzüglich der Kosten, nach Abzug der Kosten12) entfallenbir şey birinin aklından \çıkmak etw entfällt einemon üç numaralı piyango biletine bir milyon çıktı auf die Losnummer dreizehn entfallen eine Million14) ( anlaşılmak) sich herausstellendoğru/yanlış \çıkmak sich als richtig/falsch herausstellen15) entstehenbundan size masraf çıkmaz es werden für Sie keine Kosten daraus entstehensenden başka bir kızla çıkmadım außer dir bin ich mit keinem anderen Mädchen ausgegangen17) harp/kavga \çıkmak Krieg/Streit ausbrechenkomadan \çıkmak aus dem Koma erwachendörtlüyü \çıkmak die Vier ausspielen -
44 gider
-
45 harç
3) Mörtel m\harç sürmek Mörtel auftragen -
46 yapmak
vt1) machen, tunelinden geleni \yapmak alles tun, was in seiner Macht stehtyatak \yapmak die Betten machen2) antunbirine bir iyilik/kötülük \yapmak jdm etw Gutes/Böses antunyapma bunu bana! tu mir das nicht an!3) ( yuva) bauen4) vornehmenbütçede kesinti \yapmak Kürzungen im Etat vornehmen5) ( onarmak) reparieren6) ( spor) treiben7) ( suikast) verüben8) ( yol açmak) verursachenkaşıntı/masraf \yapmak Juckreiz/Kosten verursachen9) ( olmak)bu kış çok soğuk yaptı dieser Winter war sehr kaltelini ayağını öpeyim, yapma bunu ich flehe dich an, tu es nichtyapma çocuğum, saat bozulur! lass das mein Kind, die Uhr geht kaputt!oraya iki saatte gitmişler — yapma! sie sind in zwei Stunden dahingegangen — ist nicht möglich! -
47 yıkım
yıkım s1) Abbruch m2) Ruin mbu masraf onun için \yıkımdır diese Kosten sind sein Ruin3) Zerstörung f, Vernichtung f -
48 külfetli
1. باهظ [باهِظ]Anlamı: büyük masraf gerektiren2. شاق [شاقّ]Anlamı: zor, sıkıcı3. صعب [صَعْب]Anlamı: zor, sıkıcı4. عسر [عَسِر]Anlamı: zor, sıkıcı5. عسير [عَسِير]Anlamı: zor, sıkıcı6. عصيب [عَصِيب]Anlamı: zor, sıkıcı7. متعب [مُتْعِب]Anlamı: zor, sıkıcı8. متعذر [مُتَعَذِّر]Anlamı: zor, sıkıcı9. متعسر [مُتَعَسِّر]Anlamı: zor, sıkıcı10. مضن [مُضْنٍ]Anlamı: zor, sıkıcı11. ناصب [ناصِب]Anlamı: zor, sıkıcı12. نكير [نَكِير]Anlamı: zor, sıkıcı13. عويص [عَوِيص]Anlamı: zor, sıkıcı -
49 harç
expenditure, expenses " masraf; fees"
См. также в других словарях:
masraf — MASRÁF s. v. cheltuială, cheltuire. Trimis de siveco, 13.09.2007. Sursa: Sinonime … Dicționar Român
masraf — is., Ar. maṣrif 1) Harcanan para, gider Onların masrafı çoktur. 2) esk. Bir şeyin yapımında kullanılan gereç, harç Bu yemeğin masrafı bol tutulmuş. Birleşik Sözler masraf kapısı cari masraf mahkeme masrafı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
masraf kapısı — is. Para harcamayı gerektiren bir iş Şampiyon olunca takım şımardı, ille dış seyahat diye tutturuyor, hadi sana yeni masraf kapısı. H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller masraf kapısı açmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
masraf — (A.) [ فﺮﺼﻡ ] harcama, gider … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
MASRAF — Sarfedilen, harcanan. Gider … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
masraf etmek — para harcamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
masraf kapısı açmak — para harcamayı gerektiren bir işe girişmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
masraf görmek — alışveriş veya ödeme işlerini yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
cari masraf — is., ekon. Belirli bir dönemde yapılan harcamalar … Çağatay Osmanlı Sözlük
İRAD Ü MASRAF — Gelir ve gider … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
masaruf — masraf … Beypazari ağzindan sözcükler