-
1 kurulmak
1) стро́иться, сооружа́ться, воздвига́тьсяkurulmuştu onun adına bir saray — на его́ и́мя был постро́ен [оди́н] дворе́ц
2) создава́ться, осно́вываться; учрежда́тьсяbir hükümet kuruldu — бы́ло сформиро́вано прави́тельство
birçok ülkelerde spor bakanlıkları kuruldu — во мно́гих стра́нах бы́ли со́зданы министе́рства по дела́м спо́рта
3) быть со́бранным / смонти́рованным / со́зданным (из чего-л.)sofra kuruldu — стол был накры́т
4) быть заведённым (о часах и т. п.)saat kuruldu — часы́ заведены́
5) перен. заноси́ться, задава́ться, ва́жничатьbu adam amma da kuruluyor — ну и ну, как э́тот челове́к задира́ет нос
6) -e удо́бно располага́тьсяkoltuğa kuruldu — он удо́бно расположи́лся в кре́сле
-
2 kurulmak
1) быть осно́ванным, осно́вываться; создава́ться, организо́вываться; учрежда́ться, формирова́ться2) быть заведённым (о часах и т. п.)3) рисова́ться, ва́жничать, кичи́ться4) Д удо́бно располага́ться (уса́живаться), устра́иваться -
3 beşlik simit gibi kurulmak
лома́ться как копе́ечный пря́ник, ва́жничать, кичи́ться -
4 kurum kurum kurulmak
-
5 máça beyi gibi kurulmak
развали́ться (напр. в кресле и т. п.) -
6 -ul
-
7 beşlik
озвонч. -ğiсостоя́щий из каких-л. пяти́ де́нежных едини́ц (лир, рублей и т. п.)•• -
8 kurum
са́жа (ж)* * *Iса́жаII1) о́бщество, ли́га; организа́цияTürk Dil kurumu — Туре́цкое лингвисти́ческое о́бщество
2) соо́бщество, объедине́ниеIIIзано́счивость, высокоме́рие, надме́нность••- kurumundan geçilmiyor
- kurumundan geçilmez
- kurum kurum kurumlanmak
- kurum kurum kurulmak
- kurum satmak -
9 kurum kurum kurumlanmak
= kurum kurum kurulmak задира́ть нос; зазнава́ться, ва́жничать -
10 máça
См. также в других словарях:
kurulmak — kurulmak; büzülmek I, 195; II, 134, 138 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kurulmak — nsz 1) Kurma işine konu olmak veya kurma işi yapılmak Kurulmuştu benim adıma bir saray / Çevresini dolanmış gümüşten bir çay. A. M. Dranas 2) e Rahatça oturmak, yerleşmek Yırtık pırtık giysili serserilerin peykelere kurulduğunu görünce çok… … Çağatay Osmanlı Sözlük
başköşeye kurulmak — saygın kişilere ve büyüklere ayrılan yere oturmak Adamakıllı bol entarisinin eteklerini savurta savurta geldi, başköşeye kuruldu. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
beşlik simit gibi kurulmak — kendini bir şey sanarak bir yere yayılıp oturmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurum kurum kurumlanmak (veya kurulmak) — büyüklenmek, böbürlenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
maça beyi gibi kurulmak — saygısızca yayılarak oturmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
zemberek kurulmak — durum kızışmak Gayri zemberek kuruldu. Söz kâr etmez bunlara... H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
teessüs etmek — kurulmak, ortaya çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
boynamak — kurulmak, gururlanmak, böbürlen mek, mağrur olmak, dik başlı o1mak I, 226; III. 377 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ihdâs — (A.) [ ثاﺪﺣا ] kurma, oluşturma, meydana getirme. ♦ ihdâs edilmek kurulmak, oluşturulmak, meydana getirilmek. ♦ ihdâs etmek kurmak, oluşturmak, meydana getirmek. ♦ ihdas olunmak kurulmak, oluşturulmak, konulmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
başköşe — is. Bir yerde en saygın kişinin veya büyüklerin oturması için ayrılan yer, tör Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller başköşeye kurulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük