-
1 kurtarmak
-
2 kurtarmak
-
3 kurtarmak
избавля́ть спаса́ть* * *-i1) спаса́тьdenize düşen çocuğu kurtarmak — спасти́ то́нущего ребёнка
durumu kurtarmak — спасти́ положе́ние
evi rehinden kurtardı — он спас дом от конфиска́ции
onu ancak iyi bir avukat kurtarabilir — его́ мо́жет спасти́ то́лько хоро́ший адвока́т
tehlikeden kurtarmak — изба́вить от опа́сности
2) опра́вдывать, окупа́ть (затраченные деньги и т. п.)bu ayakkabı on bin lirayı kurtarmaz — э́та о́бувь не сто́ит десяти́ ты́сяч лир
-
4 kurtarmak
В1) спаса́ть, освобожда́ть; избавля́ть, выруча́ть2) быть схо́дным, подходя́щим (напр. о цене)masrafı kurtarmak — опра́вдывать расхо́ды
3) выкупа́ть что-л. зало́женное4) выруча́ть, получа́ть обра́тно, возмеща́ть поте́ри (напр. в игре) -
5 kurtarmak
коткару -
6 kurtarmak
1) спасать, освобождать2) выручать, получать обратно, возмещать потериİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > kurtarmak
-
7 kurtarmak
v. save, set free, deliver, redeem, rescue, salve, salvage, recover, free, help, absolve, bail, bail out, bring off, bring through, clean up, clear, disabuse, disabuse of, disembarrass, disembody, disengage, extricate, get smb. out of a jam* * *1. deliver 2. rescue -
8 kurtarmak
azadî kirin--------rihakirin--------rizgarkirin -
9 kurtarmak
Xilas etmək; qurtarmaq -
10 kurtarmak
ocalić; ratować; uratować; wyzwolić; zbawiać; zbawić -
11 kurtarmak
أنقذاستنقذ -
12 kurtarmak
1. أنقذ [أَنْقَذَ]Anlamı: zor durumdan uzaklaştırmak2. استنقذ [اِسْتَنْقَذَ]Anlamı: zor durumdan uzaklaştırmak -
13 kurtarmak
"to save; to rescue, to deliver; to redeem (sth pawned); to bring sb through; to get sb off; (fiyat) to be acceptable" -
14 kurtarmak
/ı/ 1. to save, rescue. 2. to redeem (something pawned). 3. to recover (one´s losses in a game). 4. (for a price) to be enough to satisfy the seller. -
15 kurtarmak
xilas etmək, qurtarmaq -
16 kurtarmak
osvobodit; spasit; zachránit; zachraňovat; zbavit -
17 başını kurtarmak
спаса́ть / спасти́ себя́ ( от грозящей беды) -
18 paçasını kurtarmak
вы́путаться из затрудне́ния -
19 pöstekiyi kurtarmak
унести́ но́ги, сбежа́ть -
20 yakayı kurtarmak
= yakayı sıyırmak спасти́сь; изба́виться
См. также в других словарях:
kurtarmak — i 1) Bir canlıyı bir felaketten, tehlikeden veya zor durumdan uzaklaştırmak Şu durup dururken şimşek gibi çakan ağrılardan kurtarsınlar, servetimin yarısını anamın ak sütü gibi vereyim. R. N. Güntekin 2) Kurtulmasını sağlamak 3) Uzaklaştırmak 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
zevahiri kurtarmak — görünüşü kurtarmak Öyle yapmakla beraber zevahiri kurtarıyor, konuşuyor, gülüşüyordum. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
görünüşü kurtarmak — bir işi gereği gibi değil, yapılıyor dedirtmek için üstünkörü yapmak, zevahiri kurtarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
pöstekiyi kurtarmak — hoş olmayan bir durumdan kurtulmak Aman, bir karı ki görme... Maymun mu maymun, biçimsiz mi biçimsiz, pis mi pis... Ne yaparsın... Pöstekiyi kurtarmak lazım. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
paçayı kurtarmak — kendini bir dertten, tehlikeden veya zor durumdan kurtarmak Varımızı yoğumuzu teknenin oturmamış tarafına aktararak paçayı kurtardık. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
günü kurtarmak — günün ağır koşullarını ve engellerini bir biçimde atlatmak Gelecek insanın mutluluğu için günümüzü kurtarmak hangi babayiğidin harcıdır? M. C. Anday … Çağatay Osmanlı Sözlük
vaziyeti kurtarmak — herhangi bir güç durumdan sıyrılmak Karısı ve arkadaşı da bir müddet sustular, galiba bir şeyler düşündüler. Vaziyeti yine genç diplomat kurtardı. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
hamamın namusunu kurtarmak — görünüşünü kurtarmaya yönelen birtakım yetersiz çarelere başvurarak kötü bilinen bir yere onur kazandırmaya çalışmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
postu kurtarmak — öldürülmek tehlikesini atlatmak Binlerce kişiden ancak birkaç kişi postunu kurtarabildi. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
yakayı kurtarmak (veya sıyırmak) — bir işten kurtulmak Pek sıkboğaz ederlerse bakalım bir sırasını düşürebilirsek yolunda bir yalanla yakamızı kurtarırız. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
başını kurtarmak — 1) canını korumak 2) geçimini sağlayacak bir duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük