-
1 kurtarmak
v. save, set free, deliver, redeem, rescue, salve, salvage, recover, free, help, absolve, bail, bail out, bring off, bring through, clean up, clear, disabuse, disabuse of, disembarrass, disembody, disengage, extricate, get smb. out of a jam* * *1. deliver 2. rescue -
2 kurtarmak
"to save; to rescue, to deliver; to redeem (sth pawned); to bring sb through; to get sb off; (fiyat) to be acceptable" -
3 kurtarmak
/ı/ 1. to save, rescue. 2. to redeem (something pawned). 3. to recover (one´s losses in a game). 4. (for a price) to be enough to satisfy the seller. -
4 baskıdan kurtarmak
v. cut loose -
5 basınçlı yerden basınç hücresi ile kurtarmak
v. decompressTurkish-English dictionary > basınçlı yerden basınç hücresi ile kurtarmak
-
6 boyunduruktan kurtarmak
v. unyoke -
7 büyüden kurtarmak
v. disenchant, disentrance -
8 canını kurtarmak
v. save smb.'s life -
9 cinlerden kurtarmak
v. exorcize -
10 ev zararlılarından kurtarmak
v. disinfest -
11 fidye verip kurtarmak
v. ransom, redeem -
12 görünüşü kurtarmak
keep up appearances -
13 günü kurtarmak
save the day -
14 hacizden kurtarmak
v. rescue -
15 hayatını kurtarmak
v. save smb.'s life, retrieve from death, bring through -
16 ipotekten kurtarmak
v. disencumber -
17 kefaletini ödeyip kurtarmak
v. bail out -
18 kefaletle kurtarmak
v. bail out -
19 kendini kurtarmak
v. tear oneself away, divest oneself of, extricate oneself, quit oneself, wriggle oneself out of -
20 miras koşullarından kurtarmak
v. disentail
См. также в других словарях:
kurtarmak — i 1) Bir canlıyı bir felaketten, tehlikeden veya zor durumdan uzaklaştırmak Şu durup dururken şimşek gibi çakan ağrılardan kurtarsınlar, servetimin yarısını anamın ak sütü gibi vereyim. R. N. Güntekin 2) Kurtulmasını sağlamak 3) Uzaklaştırmak 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
zevahiri kurtarmak — görünüşü kurtarmak Öyle yapmakla beraber zevahiri kurtarıyor, konuşuyor, gülüşüyordum. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
görünüşü kurtarmak — bir işi gereği gibi değil, yapılıyor dedirtmek için üstünkörü yapmak, zevahiri kurtarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
pöstekiyi kurtarmak — hoş olmayan bir durumdan kurtulmak Aman, bir karı ki görme... Maymun mu maymun, biçimsiz mi biçimsiz, pis mi pis... Ne yaparsın... Pöstekiyi kurtarmak lazım. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
paçayı kurtarmak — kendini bir dertten, tehlikeden veya zor durumdan kurtarmak Varımızı yoğumuzu teknenin oturmamış tarafına aktararak paçayı kurtardık. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
günü kurtarmak — günün ağır koşullarını ve engellerini bir biçimde atlatmak Gelecek insanın mutluluğu için günümüzü kurtarmak hangi babayiğidin harcıdır? M. C. Anday … Çağatay Osmanlı Sözlük
vaziyeti kurtarmak — herhangi bir güç durumdan sıyrılmak Karısı ve arkadaşı da bir müddet sustular, galiba bir şeyler düşündüler. Vaziyeti yine genç diplomat kurtardı. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
hamamın namusunu kurtarmak — görünüşünü kurtarmaya yönelen birtakım yetersiz çarelere başvurarak kötü bilinen bir yere onur kazandırmaya çalışmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
postu kurtarmak — öldürülmek tehlikesini atlatmak Binlerce kişiden ancak birkaç kişi postunu kurtarabildi. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
yakayı kurtarmak (veya sıyırmak) — bir işten kurtulmak Pek sıkboğaz ederlerse bakalım bir sırasını düşürebilirsek yolunda bir yalanla yakamızı kurtarırız. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
başını kurtarmak — 1) canını korumak 2) geçimini sağlayacak bir duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük