-
1 обрывать
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > обрывать
-
2 нарвать
koparmak* * *I сов., см. нарывать II сов.1) (цветов, плодов и т. п.) koparmak; (kopara kopara) toplamak2) ( разорвать на куски) yırtmak -
3 вырывать
koparmak, sökmekТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > вырывать
-
4 отколоть
koparmak, kırmakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > отколоть
-
5 оторвать
koparmak, ayırmakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > оторвать
-
6 отрывать
koparmak, ayırmakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > отрывать
-
7 сдирать
koparmak, soymak, sıyırmakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > сдирать
-
8 срывать
koparmak, ayırmak, uçurmakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > срывать
-
9 вырывать
sökmek,koparmak,yolmak* * *I несов.; сов. - вырва́ть1) kanırmak; sökmek; koparmak; yolmak (траву, перья)вырыва́ть что-л. из рук — elinden kapmak
вы́рвать зуб — dişi çekmek / çıkarmak
вы́рвать гвоздь — çiviyi kanırmak / sökmek
вы́рвать страни́цу — bir sayfa koparmak
2) перен. koparmakвырыва́ть усту́пки — taviz koparmak
э́ти слова́ вы́рваны из конте́кста и искажены́ — bu sözler metnin bütününden koparılıp çarpıtıldı
••II несов.; сов. - вы́рытьвы́рвать что-л. из се́рдца — kalbinden sokup atmak
1) (яму и т. п.) (kazarak) açmak2) ( извлекать) ( topraktan mezardan) çıkarmak -
10 отрывать
I несов.; сов. - оторва́ть1) (пуговицу и т. п.) koparmakоторва́ть переплёт (кни́ги) — kitabın kabını sökmek
2) безл. kapmak; götürmek, uçurmakему́ маши́ной оторва́ло па́лец — makine parmağını kaptı
3) врз ayırmak, koparmakоторва́ть ребёнка от ма́тери — çocuğu abesinden ayırmak / koparmak
отрыва́ть тео́рию от пра́ктики — teoriyi pratikten koparmak
оторва́ть проти́вника от земли́ — спорт. rakibin ayağını yerden kesmek
тема́тика ле́кций была́ ото́рвана от жи́зни — konferans konuları yaşama uzak ve yabancıydı
4) alıkoymakII несов.; сов. - отры́тьотрыва́ть кого-л. от рабо́ты / де́ла — işinden alıkoymak
( откапывать) (kazarak) topraktan çıkarmak••отрыва́ть око́пы — siper kazmak
-
11 поднимать
несов.; сов. - подня́ть1) ( брать с земли) (yerden) almak2) ( отделять от земли) kaldırmakподня́ть чемода́н — bavulu kaldırmak
поднима́ть шта́нгу — halter kaldırmak
3) (перемещать наверх, смещать вверх) çıkarmak, kaldırmakподнима́ть ве́щи на ли́фте — eşyayı asansörle çıkarmak
подня́ть затону́вшее су́дно — batık gemiyi yüzdürmek
поднима́ть бро́ви — kaşlarını kaldırmak
поднима́ть ру́ку — el kaldırmak ( при голосовании), parmak kaldırmak ( прося слова)
подня́ть ру́ки (сдаваясь) — ellerini kaldırmak
поднима́ть за́навес — perdeyi kaldırmak
подня́ть пла́нку на высоту́ шести́ ме́тров — çıtayı altı metreye yükseltmek
подня́ть кры́шку роя́ля — piyanonun kapağını kaldırmak
подня́ть воротни́к — yakasını kaldırmak
воротни́к его́ шине́ли был по́днят — kaputunun yakası kalkıktı
поднима́ть флаг — bayrak çekmek
поднима́ть па́рус / паруса́ — yelken açmak
подня́ть паруса́! — yelkenler fora!
поднима́ть я́корь — demir almak / kaldırmak
подня́ть я́корь! — vira demir!
4) (упавшее, опрокинувшееся) kaldırmakон подни́мет тебя́ за неде́лю (о враче, о медикаменте и т. п.) — seni bir haftada (yataktan) kaldırır
6) (налаживать, поправлять) kalkındırmak, çıkarmakподнима́ть эконо́мику — ekonomiyi kalkındırmak
подня́ть что-л. до у́ровня мировы́х станда́ртов — dünya standartları düzeyine çıkarmak
7) (заставлять встать, тронуться с места, взлететь) kaldırmakподня́ть кого-л. с посте́ли — yataktan kaldırmak
вы ра́но меня́ по́дняли (разбудили) — beni erken kaldırdınız
подня́ть за́йца — охот. bir tavşan kaldırmak
поднима́ть пыль — toz kaldırmak / koparmak
маши́на шла, поднима́я пыль — araba yolu tozutarak yürüyordu
8) ( побуждать к действию) kaldırmak; harekete geçirmekподня́ть ро́ту в ата́ку — bölüğü hücuma kaldırmak
подня́ть ма́ссы на борьбу́ за незави́симость — yığınları bağımsızlık savaşımı için harekete geçirmek
9) (начинать какое-л. действие) çıkarmak; koparmakподня́ть восста́ние — ayaklanmak
подня́ть крик — yaygara koparmak
подня́ть шум — gürültü çıkarmak / koparmak
подня́ть бунт — isyan çıkarmak
подня́ть па́нику — panik çıkarmak
подня́ть волну́ терро́ра — bir terör dalgası estirmek
10) (возбуждать - вопрос, дело) ortaya koymakподня́ть вопро́с о... —... sorununu ortaya koymak
по́днятый вопро́с — ortaya konan sorun
11) ( делать более высоким) kaldırmakподня́ть сте́ну на метр — duvarı bir metre kaldırmak
поднима́ть прести́ж кого-чего-л. — перен. prestijini yükseltmek
12) (увеличивать, повышать) yükseltmekподнима́ть давле́ние па́ра — buhar basıncını yükseltmek
поднима́ть це́ны на нефть — petrol fiyatlarını yükseltmek
поднима́ть чей-л. дух — перен. birinin moralini yükseltmek, birine moral vermek
13) sürmekподнима́ть целину́ / цели́нные зе́мли — ham toprakları tarıma açmak
••подня́ть глаза́ — gözlerini yerden kaldırmak
подня́ть ру́ку на кого-л. — birine el kaldırmak
подня́ть го́лос проте́ста — protesto sesini yükseltmek
подня́ть страну́ до у́ровня передовы́х госуда́рств — ülkeyi ileri ülkeler düzeyine çıkarmak
-
12 выдирать
sökmek,koparmak* * *несов.; сов. - вы́драть, разг.sökmek; koparmak -
13 выцарапывать
sökmek; koparmak; çizmek,kazımak* * *несов.; сов. - вы́царапать1) ( ногтями) tırnaklarıyla çıkarmak / sökmekона́ тебе́ глаза́ вы́царапает! — gözlerini oyar o senin!
2) перен., разг. ( добывать с трудом) koparmak; zar zor elde etmek3) (на чём-л.) çizmek; kazımak -
14 завизжать
çığlık koparmak* * *сов.keskin bir çığlık koparmak; feryada başlamak -
15 отгрызать
несов.; сов. - отгры́зтьdişleriyle koparmak, dişleye dişleye koparmak -
16 разрывать
I несов.; сов. - разорва́ть1) yırtmak; koparmakразорва́ть конве́рт (вскрыть) — zarfı yırtmak
разорва́ть верёвку — ipi koparmak
разорва́ть что-л. на куски́ — (yırtarak) parça parça etmek
2) перен. kırmakразорва́ть це́пи ра́бства — esaret zincirlerini kırmak
3) перен. yırtmakкрик, разорва́вший тишину́ но́чи — gecenin sessizliğini yırtan / parçalayan çığlık
4) ( растерзать - о животных) paralamak5) в соч.котёл разорва́ло — kazan patlayıp paramparça oldu
6) перен. (связи, отношения) kesmekII несов.; сов. - разры́ть, разг.разры́ть все бума́ги на столе́ — masa üstündeki tüm kağıtları darmadağın etmek
-
17 срывать
I несов.; сов. - сорва́ть1) koparmakсорва́ть цвето́к — bir çiçek koparmak
2) sökmek; uçurmak; sıyırmakсорва́ть замо́к — kilidi zorlayıp sökmek
сорва́ть с кого-л. пого́ны — birinin apoletlerini (çekip) söküvermek
ве́тер сорва́л пала́тку — rüzgar çadırı uçurdu
3) перен. suya düşürmek, boşa çıkarmak, başarısızlığa / akamete uğratmak; kırmakсорва́ть чьи-л. пла́ны — birinin planlarını suya düşürmek
сорва́ть бойко́т — boykotu kırmak
все э́ти попы́тки бы́ли со́рваны — bütün bu çabalar başarısızlığa uğratılmıştı / boşa çıkarılmıştı
они́ стара́лись сорва́ть собра́ние — toplantıyı yaptırmamaya çalışıyorlardı
4) перен., разг. (гнев и т. п.) çıkarmak, almakон сорва́л зло на жене́ — hırsını karısından aldı / çıkardı
••II несов., сов. - срытьсорва́ть го́лос — bağırmaktan sesi tutulmak / kısılmak
(насыпь и т. п.) kazıp yerle beraber etmek -
18 шуметь
gürültü yapmak; uğuldamak; gürüldemek; atışmak; gürültü koparmak* * *1) gürültü etmek / yapmak, patırtı yapmak; uğuldamak; gürüldemek (о потоке, ручье и т. п.); sakırdamak ( о дожде)шуми́т лес — orman uğulduyor
шуме́ли со́сны — çamlar uğulduyordu
скажи́ ребя́там / де́тям, что́бы не шуме́ли — çocuklara söyle, patırtı yapmasınlar
2) разг. ( ссориться) ağız kavgası etmek, atışmakсто́ит ли шуме́ть из-за пустяка́? — bir hiç yüzünden yaygara etmeye değer mi?
3) разг. gürültü koparmakоб э́той но́вости шуме́ли це́лую неде́лю — bu havadisle ilgili gürültü tam bir hafta sürmüştü
••у меня́ шуме́ло в уша́х — kulaklarım uğulduyordu
-
19 буря
fırtına; kasırga* * *ж1) fırtına2) перен. fırtına, kasırgaбу́ря проте́стов — protesto kasırgası
бу́ря аплодисме́нтов — alkış tufanı
••подня́ть бу́рю в стака́не воды́ — bir bardak suda fırtına koparmak
-
20 взвизгивать
См. также в других словарях:
koparmak — i 1) Kopmasını sağlamak, kopmasına yol açmak O koskoca lenduha gibi gövdenle ipi koparırsın da başımıza iş çıkarırsın! O. C. Kaygılı 2) nsz Daldan, ağaçtan alıp toplamak Yorulunca omzuma çıkar, çiçek koparmak isterse beni çağırır. H. E. Adıvar 3) … Çağatay Osmanlı Sözlük
cayırtı koparmak — çok gürültü koparmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıyametler koparmak — 1) bir şeye çok kızarak bağırıp çağırmak, feryat etmek Eşin var, aşiyanın var, baharın var ki beklerdin / Kıyametler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin? M. A. Ersoy 2) aşırı gürültülere, kargaşaya yol açmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çığlık atmak (veya koparmak veya basmak) — kulak tırmalayıcı korkunç sesler çıkararak acı acı bağırmak Bir gün işte bu çalgı çalınırken küçük kız olanca kuvveti ile tepinmeye, çığlık basmaya başlamıştır. H. E. Adıvar Martılar acı çığlıklar atarak birbirlerinin ağzından balık kapıyorlar. H … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıngar çıkarmak (veya koparmak) — gürültü, kavga çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
koşu koparmak — hızla koşuvermek, çabucak atılıp gitmek Sonra elinde boş tasla çeşmeye doğru bir koşu koparıyor. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
palamarı koparmak (veya çözmek) — argo kaçmak, sıvışmak Bir kere palamarı çözmeye muvaffak olsa bir yere kapağı atmanın çaresini bulabilirdi. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
şamata etmek (veya koparmak) — gürültü patırtı yapmak ... haykırarak, şamata kopararak, yarı havada, yarı yerde koşup kendilerini çeşmenin yalaklarına atarlardı. R. H. Karay Amma da şamata ettin be çorbacı, dedi. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
vaveyla koparmak — çığlık atmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaygara koparmak — yaygarayı basmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıbanın başını koparmak — ağır bir sorunun patlak vermesine yol açmak … Çağatay Osmanlı Sözlük