-
1 konuşmak
1) говори́ть; разгова́ривать, бесе́доватьkonuşmamak — не разгова́ривать с кем, серди́ться на кого
iki lafı bir araya getirip konuşamamak — не уме́ть связа́ть и двух слов
kendi kendine konuşmak — разгова́ривать с сами́м собо́й
artık konuşacak şeyimiz kalmadı — нам не́ о чем бо́льше говори́ть
-
2 konuşmak
говори́ть перегова́ривать разгова́ривать* * *1) говори́ть, разгова́риватьçocuk daha konuşamıyor — ребёнок ещё не говори́т
2) -i, -den говори́ть о ком-чём; обсужда́ть кого-чтоbiz şimdi bu konuyu konuşuyorduk — мы сейча́с обсужда́ли э́тот вопро́с
3) - le разгова́ривать, бесе́довать, болта́ть с кемişten sonra arkadaşlarla şiir ve edebiyat konuşuyoruz — по́сле рабо́ты мы с друзья́ми бесе́дуем о поэ́зии, литерату́ре
sizden konuşuyorduk — мы говори́ли о ва́с
4) выступа́ть публи́чно, произноси́ть речьbu hafta Türk Dil Kurumunda konuşacak — на э́той неде́ле он вы́ступит в Туре́цком лингвисти́ческом о́бществе
5) - le (в отриц. форме) не разгова́ривать с кемben onunla iki yıldır konuşmuyorum — вот уже́ два го́да я с ним не разгова́риваю
6) перен. привлека́ть чьё-л. внима́ние, обраща́ть на себя́ внима́ние (экстравагантностью и т. п.)kravatınız konuşuyor — ваш га́лстук вы́глядит крича́щим
-
3 arkadan konuşmak
-
4 arkasından konuşmak
-
5 bülbül gibi konuşmak
= bülbül gibi okumak свобо́дно говори́ть / чита́ть -
6 çıtır konuşmak
бо́йко говори́ть; говори́ть без запи́нки -
7 dekolte konuşmak
фриво́льно разгова́ривать -
8 dereden tepeden konuşmak
поговори́ть о том о сём -
9 dirhem dirhem konuşmak
а) говори́ть, взве́шивая ка́ждое словоб) тяну́ть ( в речи) -
10 ezbere konuşmak
говори́ть, не вдава́ясь в подро́бности -
11 genişçe konuşmak
до́лго и мно́го говори́ть / разгова́ривать -
12 genizden konuşmak
гнуса́вить -
13 harbi konuşmak
говори́ть без обиняко́в -
14 havadan sudan konuşmak
[по]говори́ть о том о сём -
15 iki sıfır lâf konuşmak
-
16 ileri geri konuşmak etmek
= ileri geri söylemek etmek, = ileri geri lâflar etmek необду́манно сказа́ть, бря́кнуть -
17 kalbiyle konuşmak
говори́ть от чи́стого се́рдца -
18 karından konuşmak
= karından söylemek а) чревовеща́ть (говорить, не шевеля губами)б) перен. приду́мать, сочини́ть, брать с потолка́ -
19 kendi kendine konuşmak
говори́ть с сами́м собо́й; б) сам по себе́, самостоя́тельно -
20 lâstikli konuşmak
говори́ть тума́нно / укло́нчиво
См. также в других словарях:
konuşmak — nsz 1) Bir dilin kelimeleriyle düşüncesini sözlü olarak anlatmak Çocuk daha konuşamıyor. 2) i, den Belli bir konudan söz etmek Mehmet yedi yaşındayken anasıyla konuştuklarından fazla bir şey konuşmazdı. H. E. Adıvar 3) nsz, le Bir konuda… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüksek perdeden konuşmak — 1) yüksek sesle konuşmak 2) meydan okurcasına sert konuşmak 3) yapılması güç şeyleri gerçekleştirebilecekmiş gibi abartmalı konuşmak Güya bütün memleket arkamızda imiş gibi yüksek perdeden konuşmaya başlamıştık. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
genişçe konuşmak — uzun uzun, bol bol konuşmak, söyleşmek, sohbet etmek Buluştuk, görüştük, daha da genişçe konuşmak için beni evine, akşam yemeğine götürdü. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
pes perdeden konuşmak — 1) alçak ve kalın sesle konuşmak 2) alttan alarak, yumuşak bir dil kullanarak konuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dereden tepeden konuşmak — gelişigüzel konuşmak, rastgele konular üzerinde konuşmak Kahveler içilip dereden tepeden konuştuktan sonra yataklara kavuştuk. O. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
abuk sabuk konuşmak — ne söylediğini bilmeden düşüncesiz, tutarsız konuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağız ağıza vermek (veya konuşmak) — iki kişi birbirine pek yakın durarak başkaları işitmeyecek biçimde konuşmak Tenha köşelerde ağız ağıza konuşurken yanlarına biri gelecek olursa hemen susuyorlardı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
dan dun konuşmak — yerli yersiz, ileri geri konuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dekolte konuşmak — tkz. açık saçık konuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dirhemle söylemek (veya konuşmak) — çok az veya yavaş konuşmak Üstadı, profesörle taban tabana zıt yaradılışlı bir insandı yani dirhemle lakırtı söylüyordu. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
genizden konuşmak (veya çıkarmak) — burnu tıkalı gibi konuşmak Genzinden çıkardığı seslerle ağlama taklidi yapıyordu. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük