-
1 kolları sıvamak
v. roll up one's sleeves -
2 kolları sıvamak
to gird one's loins -
3 sıvamak
1. vt1) verputzenduvarı \sıvamak die Wand verputzen2) ( kireçli harç ile) tünchen, anstreichenkolları \sıvamak (a. fig) die Ärmel hochkrempelnkollarını \sıvamak sich die Ärmel aufkrempeln -
4 paça
paça s1) Hosenbein ntbirini yaka \paça kapı dışarı etmek ( fam) jdn achtkantig hinauswerfen, jdn hochkant rauswerfen, jdn in hohem Bogen hinauswerfensuyu [o dereyi] görmeden \paçaları sıvamak ( fig) o ( fam) über ungelegte Eier gackern, ungelegte Eier begackern\paçayı kurtarmak ( fam) entkommen\paçaları sıvamak ( fig) ( kolları sıvamak) die Ärmel hochkrempeln\paçaları sıvamak ( fig) ( kolları sıvamak) die Ärmel hochkrempeln -
5 kol
kol s1) a. anat Arm mbirine \kol kanat olmak ( fig) jdm unter die Arme greifen\kollarını açmak die Arme ausbreitenbirini \kollarının arasına almak jdn in die Arme nehmenbirinin \koluna girmek jdn unter den Arm nehmenbirini kafa \kola almak ( fig) jdn auf den Arm nehmenbirinin sağ \kolu olmak ( fig) jds rechte Hand sein\kolunda altın bileziği var ( prov) Handwerk hat goldenen Boden2) (kapı \kolu) Griff m, Klinke f; (kumanda \kolu) Knüppel m; (vinç\kolu) Ausleger m; (vites \kolu) Hebel m\kolları sıvamak (a. fig) die Ärmel hochkrempeln\kollarını sıvamak sich die Ärmel aufkrempeln4) (dil bilgisi \kolu) Teilgebiet nt; (iş \kolu) Branche f\kol gezmek patrouillieren -
6 kol
1) рука́kol askısı — пе́ревязь для руки́
koluna girmek — взять кого-л. по́д руку
2) рука́в ( платья)bu ceketin kolları dar — рукава́ э́того жаке́та у́зкие
3) прито́к (реки́), рука́в; отро́г ( хребта)bu dağ üç kola, o nehir iki kola ayrılır — э́та гора́ име́ет три отро́га, та река́ - три прито́ка
kol atmak — разветвля́ться; распространи́ться
ağaç kolu — ветвь де́рева
ana kolu — ко́рни со стороны́ ма́тери
demiryol kolu — железнодоро́жная ве́тка
5) ру́чка, рукоя́тка; рыча́гdikiş makinesinin kolu — ру́чка шве́йной маши́ны
vites kolu — авто рыча́г переключе́ния скоросте́й, переключа́тель скоросте́й
6) отделе́ние, отде́л, се́ктор; о́трасльendüstri kolu — о́трасль промы́шленности
bu kuruluşun hiç bir yerde kolu yoktur — э́та организа́ция нигде́ не име́ет своего́ отделе́ния
Dil Kurumunun Sözlük kolu — слова́рный се́ктор Лингвисти́ческого о́бщества
7) воен. коло́нна, отря́д; кома́ндаkol uçuşu — ав. группово́й полёт
açık kol — разо́мкнутая коло́нна
kapalı kol — со́мкнутая коло́нна
yürüyüş kolu — похо́дная коло́нна
8) воен. дозо́р, патру́льkol gezmek — нести́ карау́льную слу́жбу
9) брига́да, гру́ппа; отря́д, кома́ндаavcılar üç kola ayrıldılar — охо́тники раздели́лись на́ три гру́ппы
işçiler dört kol halinde çalışıyorlar — рабо́чие рабо́тают четырьмя́ брига́дами
keşif kolu — разве́дывательный отря́д
yoltamır kolu — брига́да по ремо́нту доро́ги
10) засо́в, задви́жкаkapı kolu — дверно́й засо́в
11) крыло́; фланг12) муз. гриф••- kolların arasına almak
- kolda altın bileziği olmak
- koluna iki polis girmişti
- kolu kanatı kırıldı
- kol kanat olmak
- kolları kopmak
- koluna kuvvet!
- kollarını sallaya sallaya gelmek
- kollarını sıvamak
- kol uzatmak
- kol vermek
- kol vurmak
См. также в других словарях:
kolları sıvamak — bir iş yapmaya güçlü bir biçimde, istekle hazırlanmak Selami de kolları paçaları sıvayıp Ali Naci nin yardımına koşmuştu. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
paçaları sıvamak — kolları sıvamak Paçaları sıvadı, bir beygir kiralayıp köy köy dolaştı. E. E. Talu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kol — is., anat. 1) İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm 2) Vücudunun bu bölümünü saran bölümü Kara yağız oğlan yalandan gözlerinin yaşını pembe mintanının kollarına siliyordu. O. C. Kaygılı 3) Makinelerde tutup çevirmeye,… … Çağatay Osmanlı Sözlük