-
1 kolay
leicht, einfach\kolay bir soru eine leichte Frage\kolay gelsin! frohes Schaffen!bundan \kolay ne var ki! nichts leichter als das!dile \kolay leichter gesagt als getanişin \kolayına kaçıyorsun du machst es dir zu einfachsöylemesi \kolay leicht zu sagen -
2 kolay
kolay leicht, nicht schwierig;kolay kolay ganz einfach, mühelos;kolayda griffbereit;kolayı var es gibt einen Ausweg;-in kolayını bulmak Mittel und Wege finden für;kolay gele (oder gelsin) viel Erfolg (bei der Arbeit)! -
3 kolay
легко́* * *1.лёгкий, нетру́дныйkolay ders — лёгкий уро́к
2.kolay iş — лёгкое де́ло
легко́, без труда́••- kolayını bulmak
- kolay gele!
- kolay gelsin!
- kolayına gelmek
- kolayına kaçmak
- kolayı var -
4 kolay
1.лёгкий, нетру́дный2.(тж. kolay kolay) легко́, без труда́ -
5 kolay
[T kolay, from OT *qolaj]: easyA Concise Gagauz Dictionary with etymologies and Turkish, Azerbaijani and Turkmen cognates > kolay
-
6 kolay
"1. easy, simple. 2. easily. 3. easy way (to do something). -da handy; within easy reach. -ına bakmak /ın/ to choose or look for the easiest way (of doing something). -ını bulmak /ın/ to find an easy way to do (something). -ına gelmek /ın/ to be easy or convenient (for). - gelsin/gele! I hope it´s going smoothly./I hope it will go smoothly (said to someone who is either doing or planning to do a job). -ına kaçmak /ın/ to take the easy way out (of a difficulty). - kolay (with negative verbs only) easily." -
7 kolay
asan, yüngül; kolay bir iş – asan işasan, yüngül -
8 kolay
ансат; асат; кулай; уңай -
9 kolay
adj. easy, simple, smooth, unlaboured [Brit.], unlabored, effortless, uncomplicated, ready, open-and-shut, cushy, downhill, facile, flowing, straightforward, sweet* * *1. easy 2. effortless 3. facile 4. easier (adj.) -
10 kolay iş
n. simple job, easy job, child's play, Mickey Mouse, snap, set up, shade, sitter, snip* * *duck soup -
11 kolay ol
easy to -
12 kolay av
n. sitting duck, sitter -
13 kolay
asan--------hêsan -
14 kolay
Asan; asanlıqla -
15 kolay
łatwy -
16 kolay
-
17 kolay
IэшIэх, къулай -
18 kolay
εύκολος, ευχερής -
19 kolay
سهلمبسطمتيسرهينيسير -
20 kolay
1. سهل [سَهُلَ]Anlamı: sıkıntı çekmeden, zahmetsiz2. سهل [سَهْل]Anlamı: sıkıntı çekmeden, zahmetsiz3. مبسط [مُبَسَّط]Anlamı: sıkıntı çekmeden, zahmetsiz4. متيسر [مُتَيَسِّر]Anlamı: sıkıntı çekmeden, zahmetsiz5. هين [هَيِّن]Anlamı: sıkıntı çekmeden, zahmetsiz6. يسير [يَسِير]Anlamı: sıkıntı çekmeden, zahmetsiz
См. также в других словарях:
kolay — sf. 1) Sıkıntı çekmeden, yorulmadan yapılabilen, emeksiz, zahmetsiz, güç ve zor karşıtı Cebimde mevcut paradan bu kadar bir şey buna tahsis etmek pek kolaydı. H. Z. Uşaklıgil 2) is. Kolaylık İşin kolayını buldum. 3) zf. Kolayca, sıkıntısız bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kolay kolay — zf. Kolay bir yoldan, kolayca İşe girsem artık kolay kolay kocaya varmam. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
kolay — bulantı, iç bulantısı … Beypazari ağzindan sözcükler
kolay değil — 1) zor, güç 2) elbette, tabii ki … Çağatay Osmanlı Sözlük
kolay gele! (veya gelsin!) — bir iş yapmakta olanlara söylenen iyi dilek sözü … Çağatay Osmanlı Sözlük
dile kolay — sf. Anlatılması kolay ancak yapılması veya katlanılması çok güç … Çağatay Osmanlı Sözlük
adamak kolay, ödemek zordur — söz vermek kolaydır ancak o sözü yerine getirmek zordur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
gel demesi kolay ama git demesi güçtür — bir kimseyi işe almak, bir misafir çağırmak kolaydır ancak bir kimsenin işine son vermek, misafire git demek zordur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ergene karı boşamak kolay — bir işin içinde olmayanlar o işteki güçlükle küçümserler anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalbi yıkmak kolay, yapmak zordur — insanları kırmak ve üzmek, mutlu etmekten daha kolaydır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
MEYSUR — Kolay. Kolay olmuş. Asan. Kolay kılınmış şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük