-
1 koklamak
-
2 koklamak
koklamak -i riechen (an D); v/t Tiere beschnüffeln -
3 koklamak
1) (koklamak işini yapmak) ПЭМЭН2) (bir şeyi koklamak) ЕПЭМЫН -
4 koklamak
ню́хать* * *-iню́хать, обню́хивать -
5 koklamak
v. smell, sniff, nose, nose around, snuff* * *smell -
6 koklamak
QoxulamaqKoklama siniri – Qoxu siniri -
7 koklamak
wąchać -
8 koklamak
В ню́хать, вдыха́ть за́пах -
9 koklamak
пэмэн, епэмын, мэпэшъушъо -
10 koklamak
استروحاستنشقاستنشىاشتمانتشىتشممتنشقشم -
11 koklamak
1. استروح [اِسْتَرْوَحَ]Anlamı: kokusunu duymak için bir şeyi burnuna yaklaştırmak veya bir yerin havasını içine çekmek2. استنشق [اِسْتَنْشَقَ]Anlamı: kokusunu duymak için bir şeyi burnuna yaklaştırmak veya bir yerin havasını içine çekmek3. استنشى [اِسْتَنْشَى]Anlamı: kokusunu duymak için bir şeyi burnuna yaklaştırmak veya bir yerin havasını içine çekmek4. اشتم [اِشْتَمَّ]Anlamı: kokusunu duymak için bir şeyi burnuna yaklaştırmak veya bir yerin havasını içine çekmek5. انتشى [اِنْتَشَى]Anlamı: kokusunu duymak için bir şeyi burnuna yaklaştırmak veya bir yerin havasını içine çekmek6. تشمم [تَشَمَّمَ]Anlamı: kokusunu duymak için bir şeyi burnuna yaklaştırmak veya bir yerin havasını içine çekmek7. تنشق [تَنَشَّقَ]Anlamı: kokusunu duymak için bir şeyi burnuna yaklaştırmak veya bir yerin havasını içine çekmek8. شم [شَمَّ]Anlamı: kokusunu duymak için bir şeyi burnuna yaklaştırmak veya bir yerin havasını içine çekmek -
12 koklamak
to smell -
13 koklamak
/ı/ to smell, sniff. Koklayanın burnu düşer. colloq. It stinks something awful./It smells to high heaven. -
14 koklamak
qoxlamaq -
15 içini koklamak
ипэмэн -
16 koklatmak
-i, -e понуд. от koklamak -
17 koklama
-
18 koklama
استنشاق [اِسْتِنْشاق]Anlamı: koklamak işi -
19 gül
1. rose. 2. see gülbezek. 3. rose-shaped, rose. -üm my dear. - bayramı Judaism Shabuoth, Shabuot, Feast of Weeks, Pentecost. - gibi fine, excellent, perfectly good. - gibi bakmak /a/ to look after (someone, something) very well, take care of (someone, something) very well. - gibi geçinmek/yaşamak 1. to get along well together. 2. to be comfortably off. - goncası rosebud. - kokusu 1. rose perfume. 2. scent of roses. - likörü rose-flavored liqueur. - pembe 1. rose pink, rose. 2. rose-pink, rose. - reçeli rose jam. - rengi 1. rose, rose pink, rose color. 2. rose, rose-pink, rose-colored. -ü seven dikenine katlanır. proverb A person who loves roses must put up with their thorns. - üstüne gül koklamak to be disloyal to one´s sweetheart by loving another person. - yaprağı 1. rose petal. 2. rose leaf.
См. также в других словарях:
koklamak — i Kokusunu duymak için bir şeyi burnuna yaklaştırmak veya bir yerin havasını içine çekmek, koku almak Köpekler, yılanın parçalarını kokluyor, yemek istemiyorlardı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzını koklamak — niyetini ve durumunu öğrenmek istemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
SEVF — Koklamak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
yıdlamak — koklamak, III, 308 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
NİŞVE — Koklamak. * Bilmek. * Haber vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSTİŞMAM — Koklamak. Kokusunu almak. * Hissetmek, sezmek, dolayısı ile anlamak. * Uzaktan haber almak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Liste Swadesh Du Turc — Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie … Wikipédia en Français
Liste Swadesh du turc — Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie … Wikipédia en Français
Liste swadesh du turc — Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie … Wikipédia en Français
Turc (liste Swadesh) — Liste Swadesh du turc Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie … Wikipédia en Français
ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük