Перевод: со всех языков на русский

с русского на все языки

koşarak

  • 1 koşarak

    бего́м

    Türkçe-rusça sözlük > koşarak

  • 2 koşarak\ çıkmak

    выбега́ть

    Türkçe-rusça sözlük > koşarak\ çıkmak

  • 3 koşarak\ girmek

    вбега́ть забега́ть

    Türkçe-rusça sözlük > koşarak\ girmek

  • 4 kosár

    * * *
    формы: kosara, kosarak, kosarat/kost
    1) корзи́на ж; корзи́нка ж
    2) спорт корзи́на ( в баскетболе)

    kosarat dob-ni — забра́сывать/-ро́сить мяч в корзи́ну

    * * *
    [kosarat, kosara, kosarak] 1. корзина короб;

    bevásárló/piaci \kosár — базарная корзинка:

    fedeles \kosár — корзина с крышкой; fonott \kosár — плетёная корзинка; плетёнка; háncsból készült \kosár — Лубянка; kézimunkás \kosár — корзинка для рукоделия; kis \kosár — корзинка, кошёлка; a \kosár füle — ручка корзины;

    kosarat fon сплетать/сплести корзину;
    2.

    {jelzöi használatban) egy \kosár gyümölcs — корзинка фруктов;

    egy \kosár virág — корзина цистой;

    3. ritk. (mélyvízi uszoda medencéje) речной бассейн;
    4. rep. léghajó kosara корзина аэростата; 5. haj. {árbockosár) марс; 6. sp. (kosárlabdában)

    a). (állvány és háló) — гол; {háló} корзина;

    b) (találat) забитый мяч;

    7. sp. (vívásban:
    a kard kosara) гарда рапиры; 8. átv., biz. kosarat ad vkinek отказывать/отказать кому-л.; kosarat kapott он получил отказ

    Magyar-orosz szótár > kosár

  • 5 koşmak

    бе́гать бежа́ть
    * * *
    I
    1) бежа́ть, мча́ться

    koşarak — бего́м

    koşup gelmek — примча́ться

    koşa koşa — бего́м

    koşma düşersin! — не беги́, упадёшь!

    doru at bugün koşmıyacak — гнеда́я ло́шадь сего́дня не побежи́т

    2) спеши́ть, торопи́ться

    tiyatroya koştu — он помча́лся в теа́тр

    yardımına koşmak — поспеши́ть к нему́ на по́мощь

    ardından / arkasından / peşinden koşmak — гоня́ться за кем-чем; насто́йчиво добива́ться / домога́ться кого-чего

    iki yıldır bu işin peşinden koşuyorum — вот уже́ два го́да я насто́йчиво добива́юсь э́того реше́ния

    II -i, -e
    1) присоединя́ть, добавля́ть
    2) тж. перен. запряга́ть, впряга́ть

    atları arabaya koşmak — запря́чь лошаде́й в теле́гу

    [birini] işe koşmak — впрячь кого-л. в рабо́ту

    Türkçe-rusça sözlük > koşmak

См. также в других словарях:

  • tabanları kaldırmak — koşarak kaçmak Ziver sanki canı çok yanmışçasına Vay anam diye bir çığlık kopardı ve tabanları kaldırıp kaçıyor gibi yaptı. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • basamak — is., ğı 1) Bir yere çıkarken veya bir yerden inerken basılan ve art arda gelen, birbirine belirli aralıkları olan düz yüzeylerden her biri Koşarak basamaklara yürüdü, merdivenleri bir solukta çıktı. P. Safa 2) Derece, aşama, kerte, evre 3) mec.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir koşu — zf. 1) Çabucak ... bir koşu toplar çamaşırları, yollu yatak çarşaflarını, rüzgârda savrulan havluları, ıslanmaya başlamadan önce. O. Rifat 2) Koşarak, koşa koşa O gün, hemen bir koşu seracılara gittim, kocaman bir yasemin aldım, eve getirdim. T.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dörtnala — zf. At, dörtnal koşarak Aydınlıktan huylanan atlar şaha kalkarak deli gibi dörtnala ileri atılıyorlardı. Ö. Seyfettin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller dörtnala kaldırmak dörtnala kalkmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fellik fellik — zf. Telaşla, heyecanla, koşarak, koşuşturarak, fellek fellek Fellik fellik seni arıyor …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • girişik cümle — is., dbl. Bir görüşe göre, bir temel cümle ile bir veya birkaç fiilimsiden kurulan cümle, girişik tümce, mudil cümle: Koşarak geldi. Öğrenciler sabahleyin koşa koşa okula gidiyorlardı gibi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hem — bağ., Far. hem 1) Bir kimseyi uyarmak, bir şeyi açıklamak veya anlamı güçlendirmek için özellikle, zaten, bir de, şurası da var ki anlamlarında kullanılan bir söz Hem ne lüzum var? Hem siz karışamazsınız. 2) Açıklayıcı nitelikte olan ikinci… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • koşu — is., sp. 1) Koşarak yapılan yarış 2) At yarışı Koşuların sonuçlarından başka bir şey düşünmesini engelleyen bir hastalığa dönüşmüş. N. Cumalı Birleşik Sözler koşu atı koşu yolu bir koşu engelli koşu doğa koşusu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pırlamak — nsz 1) Kuş, herhangi bir şeyden ürküp uçmak 2) İnsan, bulunduğu yerden koşarak hemen uzaklaşmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • rahvan — is., Far. rāhvān 1) Koşarken bir yandaki iki bacağını aynı anda atan binek hayvanlarının biniciyi sarsmayan koşma biçimi Hecin üstünde kısa rahvan en rahat yürüyüştür. F. R. Atay 2) sf. Bu biçimde koşan (binek hayvanı) 3) zf. Binek hayvanı bu… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • seyrek — sf., ği 1) Benzerleri veya parçaları arasında çok aralık bulunan, aralıklı, sık karşıtı Öğle vapurlarının seyrek ahalisi içinden sıyrıldı, koşarak merdivenleri çıktı. P. Safa 2) Çok bulunmayan, az rastlanan, nadir 3) zf. Uzun zaman aralıklarıyla …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»